Bodrum Gündem

Talat Paşa ve II. Meşrutiyet Önderlerine Yapılan Suikastlar

Talat Paşa ve II. Meşrutiyet Önderlerine Yapılan Suikastlar

Sadrazam Talat Paşa (1874-1921) Edirne Askeri Rüştiyesindeki öğreniminden sonra Edirne Posta Telgraf Müdürlüğü’nde görev alır.  Yaşamının önemli bir kısmı II. Abdülhamit’in istibdat idaresine karşı gizli mücadele içeresinde geçer. Edirne’de tutuklanıp kalebentlik cezasına çarptırılır. Bir süre sonra affa uğrar. 1898 – 1908 arasında Selanik’te Gezici Posta ve Telgraf Müdürlüğünde kâtiplik ve başkâtiplik görevlerinde bulunur. 1906 yılında Selanik’te resmi işlerinin yanısıra Selanik hukuk mektebine devam eder, aynı yıllarda Fransızca öğrenir. İsmail Canpolat, Mithat Şükrü, Mustafa Rahmi Bey birlikte Osmanlı Hürriyet Cemiyetini kurar. Aynı cemiyet Paris’te bulunan Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyetiyle 17 Eylül 1907’de birleşir. 1908’de II. Meşrutiyetin ilanından sonra Edirne Milletvekili seçilir. Meclisi Mebusan’da başkan vekili olur. Cemiyet içindeki çalışmalarıyla İttihat ve Terakki’nin önde gelen liderleri olarak etkin role sahiptir. Toplumun sosyal yapısında ırkçılık yapılmasına karşıdır. [1] Bektaşi dergâhına mensup olduğu bilinmektedir.

İttihat Terakki Cemiyet’inin 1913 kongresinde Genel Sekterlik görevine Mithat Şükrü Bleda seçilir. Bu Kongrede cemiyet kendisini siyasi parti olarak ilan eder. Kongrenin en önemli diğer kararı İttihat Terakkinin Partiye dönüşmesidir. Bu kongrede ayrıca milli iktisadi ve siyaseti zorlaştıran, yabancılar için verilen gümrük vergileri, iktisadi imtiyazları ve tüm kapitülasyonların tamamen kaldırılması kararlaştırılır.

İttihat Terakki partisi 1916 yılı kongresine gelince, Osmanlı bakışı açıkça terk edilir. Partinin “ Türkçü ve Milliyetçi “ olduğu ilan edilir. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya’ın değerlendirmesiyle İttihat Terakki Partisi Osmanlı Liberal yaklaşımdan vazgeçer, Türkçü, laik ve devletçi bir tutum alır. İttihat ve Terakki “ Osmanlı tebaa toplumu yapısına karşıdır.”  “ temel olarak Türkçü ve milliyetçi “ olduğu ilan edilir. [2]  Bu nedenle Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya ve Prof. Dr. Sina Akşin II. Meşrutiyeti cumhuriyetin laboratuvarı olarak kabul eder.

İngiltere’nin siyasal politikalarına yatkınlık gösteren, Sadrazam Kamil Paşa’nın II. Meşruiyetin hedeflerini tersine çeviren kararlar alması huzursuzluk yaratmaktadır. İttihat Terakkinin ileri gelenleri Edirne’nin Bulgarlardan geri alınması için Cağaloğlu’ndaki tarihi konakta toplanırlar. Toplantıya, Talat Bey, Enver Bey, Miralay İsmail Hakkı Bey, Dr. Esat Paşa, Ziya Bey ( Gökalp ), İsmail Canpolat, Ömer Naci, Mustafa Necip, Kara Kemal, Dr. Rasuhi ( Dikme ) , Küçük Talat, Rıza Bey ve Patriot Ömer katılır. Toplantıda Sadrazam Kamil Paşa hükümetinin değiştirilmesi kararlaştırılır.

23 Ocak 1913’de Babıali baskını olur, Sadrazam Kamil Paşa istifa eder. Yerine Sadrazamlığa atanan Mahmut Şevket Paşa 11 Haziran 1913’de suikastla öldürülür. 12 Haziran 1913’de Sait Halim Paşa sadrazam olur. Ancak 3 Şubat 1917’de sağlık nedeniyle görevden çekilir.  Padişah Sultan Reşat, Talat Beyi vezir ( paşa ) rütbesiyle ( 4 Şubat 1917 – 8 Ekim 1918) sadrazamlığa atar. 

Talat, Enver ve Camal Paşalar II. Balkan Savaşı esnasında Edirne’nin geri alınması için askerî harekât kararı verilmesinde oldukça etkin olurlar. İttihat ve Terakki Partisi içerisinde Sadrazam Talat Paşa’nın iki önemli hedefi vardır. Birincisi Edirne’nin Bulgarlardan geri alınması, ikincisi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki altı vilayette Ermeni çetelerinin Türk köylerine yaptığı saldırıların yarattığı huzursuzluğun giderilmesidir.[3]

Talat Paşa, Rusya Cumhuriyeti, Almanya İmparatorluğu, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan Krallığı arasında 15 Ekim 1918’de imzalanan Brest- Litovsk Anlaşmasının imzalanmasında Osmanlı heyetine başkanlık eder. Anlaşmada diplomatik bir mücadele verir Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’un geri alınmasını sağlar. Bu anlaşma Osmanlı devletinin Birinci Dünya harbi yenilgisinden sonra, toprak kazandığı ilk antlaşmadır.

Talat Paşanın sadrazam ( Başbakan )  olmasıyla imparatorluğun bütün sorunları omuzlarına yüklenir. [4]  II. Meşrutiyetin hürriyet ve özgürlüklerden yararlanan Damat Ferit ve arkadaşları tarafından İttihat ve Terakki’ye karşı kurulan Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin [5] muhalif sataşmaları yıkıcı ve ayrıştırıcıdır. Sadrazam Talat Paşa her şartta taşıdığı sorumluluğu ve yetkilerini alçak gönüllü gücünü zekice kullanır. Talat Paşa’nın olayların akışında ki tavırlarını her durumda alçak gönüllü ve dürüst olması, ona ayrı bir devlet adamı yetkinliği vermiştir. Çıkar ve parasal değerlere müptela olanlar ve dalkavukluk yapanlara itibar etmez. İmparatorluk Makedonya olaylarının ardından başlatılan Balkan savaşlarının kargaşasında halk yokluk, yoksulluk içindedir. Kendisi bir devrimci yurtsever olarak sadrazamlık görevini kararlı ve azimli olarak özveriyle yönetmesi gerektiğine inanmıştır.[6] Kendisine tahsis edilen sadrazamlık konutuna taşınmaz. Amacı imparatorluğun kaynaklarını sömüren kapitülasyonların kaldırılması, mutlakıyete karşı II. Meşrutiyetin ortaya koyduğu hürriyet, özgürlük ve eşitliğin başarıya uygulanmasıdır. İstanbul’da ve Anadolu’da halkın ve ordunun beslenme ve iaşe sorunları vardır. İaşe Nezareti’ni kurar ve başına Kara Kemali getirir.

Birinci Dünya savaşı ve Mondros Mütarekesini sahneye konmasının asıl sebebinin emperyalistlerin Osmanlı devletinin toprakların paylaşılması olduğunun farkındadır. Bu durum egemen güçler tarafından Ermenileri içte ve dışta sürekli isyana sürükleyerek destekliyordu. İtilaf devletlerinin kışkırtıcı etkileri Ermenilerin; Erzincan, Erzurum, Kars Bitlis, Muş ve Van’da isyanlar ve çete savaşları başlatmasına neden oldur.

II.Meşrutiyet idaresinin azınlıklara getirdiği serbestlik ortamı, Ermeni komiteleri tarafından bölgede Kars, Van, Adana ve Maraş’ta kiliseleri silah depolama ve dağıtım merkezleri haline getirmiştir. Doğu Anadolu’da Erzurum ve bazı kasabaların emniyet müdürleri Ermeni’dir. Anadolu’da yaşayan her Ermeni’nin silah sahibi olması ve çete oluşumlarına katılmaları yaygın bir durumdur. 1917 ‘de Kars, Batum, Artvin Rus işgalinde bulunmakla birlikte aynı zamanda bölgede İngiliz konsoloslukları ile birlikte işgal müfrezeleri ve istihbarat elamanları bulunmaktadır. Her iki devlette Ermenilerin silahlanmalarına ve Türk köylerine silahlı çete baskınları düzenlemelerine destek veriyordu.

Doğu Anadolu’da Ermeni komitelerin başında Osmanlı Meclisi Mebusunda Milet vekilliği yapmış çete reisleri vardı.  Bunlardan, 1867 Adana doğumlu, Dr. Boyacıyan Hamparsum İstanbul Mektebi Tıbbiye Şahane mezun, 1894’de İstanbul Ermeni ayaklanmasına katıldığı için Trablusgarp’a sürülür. 1908’de İstanbul’a geri dönerek Osmanlı Meclisi Mebusuna Adana / Kozan milletvekili olur. 1915 yılında aynı kişi Zadyan ile Behran aşiretlerine karşı katilim ve yağma yaptırır. Arkasından Sason, Zeytinli ve Maraş katliamlarını düzenler.

Aynı dönemde Meclisi Mebusan üyesi Erzurum mebusu Karakin Pastirmaciyan’ın (Arman Garo) “Tero” ve Haço” çeteleriyle Rus Ordusunun desteğinde Van, Erzurum, Kars katliamlarını yaptırır. Bu katliamlar II. Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri ve Büyük güçler sempozyumunda şu ifadeler ile yer alır; “ Boyacıyan yaptığı propaganda desteğinin “Avrupa’dan geldiğini, isyan ettikleri takdirde, Avrupa devletlerinin müdahale ederek bir Ermeni devleti kurdurabileceklerini söyleyerek bölge halkını ayaklanmaya teşvik ettiklerini söyler ” [7]

Sadrazam Talat Paşa hükümeti Doğu Anadolu’da iç karışıklarının yerinde incelenmesini kararlaştır. Dr. Bahattin Şakir daha önce 1905 yılında II. Abdülhamit tarafından Erzincan’da sürgünde bulunduğundan bölgeyi iyi bilmektedir.  Talat Paşa Dr. Bahattin Şakir’i makamına çağırarak kendisini Ömer Naci Beyle birlikte Erzurum’a, Rıza Beyi Trabzon’a görevlendirir.  Ayrıca Rize Mutasarrıfı Cemal Azmi Beyi ’de Trabzon Valisi olarak atar. [8]

Dr. Bahattin Şakir cepheden gönderdiği raporlarda ordunun ve milislerin teçhizatsız, silahsız, ağır yokluk, yoksulluk içerisinde hazin öyküler anlatır. Cephe için silah, teçhizat, erzak, ilaç ve para tahsisatı istenir ancak devletin bütçe gelirleri yetersiz olduğu için karşılanamaz. Bu durumun yegâne sebebi imparatorluğun 1881 yılında II. Abdülhamit döneminde Duyunu Umumiye antlaşmasıyla başlatılan ulusal gelirin, Osmanlı Genel Borçlarına karşılık kapitülasyonlara bırakılmış olmasıdır.

1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonunda Türk ordusu Erzurum’a kadar geri çekilmiştir. Bunu fırsat bilen Ermeniler Rusya’nın desteğinde Türk ordusuna cephe gerisinden saldırılar başlatırken, bölgede silahsız halka karşı baskın ve katliamlar düzenler. Silahsız sivil halkın kurtarılması ve Türk ordusunun cephe gerisinin korunması için İttihat ve Terakki hükümeti 27 Mayıs 1915’de Tehcir kararı alır. Karar 1 Haziran 1915’de yürürlüğe girer. Karardan İngiliz işgal kuvvetlerinin baskısı ile Sadrazam Talat Paşa, Harbiye Nazırı Enver,  Bahriye Nazırı Cemal, Dr. Nazım, Dr. Bahattin Şakir, Sadrazam Sait Halim Paşa, eski İstanbul Polis şefi Bedri, eski Beyrut Valisi Azmi, Azerbaycan İstanbul temsilcisi Haydar İbrahim Bey Sadrazam Damat Ferit hükümetince doğrudan sorumlu tutulurlar.

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi ile İstanbul’u işgal eden İngiliz kuvvetleri ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’nı sadrazamlığının üçüncü günü 8 Mart 1919’de Nemrut Mustafa Paşa başkanlığında Divanı Harp kurdurur. Sadrazam Talat Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Bahriye Nazırı Cemal Paşa ve İttihat ve Terakki kâtibi mesul Dr. Bahattin Şakir ve diğer ittihatçılardan Küçük Talat( Muşkara) Rıza Bey, Mithat Şükrü ( Bleda ), Ziya Gökalp, Cevat Bey, Atıf Bey ( Kamcıl ) emperyalist savaşa karşı vatanlarını savundukları için suçlu bulunur. Suçları “savaş çıkarmak” ve “Ermeni katliamıdır”. Divani harp yargılamasında unvan ve rütbeleri mahkeme kararı ile geri alınır, şahsi mülklerine el konur. Sadrazam Damat Ferit bunula yetinmez. İngiliz istihbaratı işbirliği ile listelenen 78 aydın, sadrazam, ordu komutanı milletvekili ve üst düzey yöneticisi tutuklatır. 28 Mayıs 1919’de Malta’ya sürgüne gönderilir. [9]  

Talat Paşa Birinci Dünya harbi yenilgisinin sonunda sadrazamlıktan istifa ettikten sonra Berlin’e gitmeden önce İttihatçılar ve Teşkilatı Mahsusa üyelerinin hazır bulunduğu bir toplantıda; İmparatorluk için gelecekte tehlikeli oluşumları sezmiş olmalı ki arkadaşlarına Mustafa Kemal için şu hatırlatmayı yapar ; “ Mustafa Kemal Paşa hiç birine benzemez. Bizim Enver kudretlidir, lakin Mustafa Kemal Paşa’da yere sağlam basmaktadır. Siyaset işlerine bizim Enver Paşa’dan fazla vakıftır, üstün bir komutan kudreti vardır.” [10]  Arkadaşlarına Mustafa Kemal Paşa hizmet talep ederse yapacaksınız. Sorduğunda doğruları söyleyeceksiniz, ortalık karıştıranları fark etmeniz gerekir, anlamında uyarılarda bulunur.

1 Kasım 1919’de Talat Paşa ve arkadaşları İstanbul’dan ayrılmadan önce, Arnavutköy’de İhsan Namık ( Poroy)  Beyin evinde yemeğe davetlidir. Talat Paşa ülkesini terk etmeye karşıdır. Kendisi ortalık yatıştıktan bir süre sonra İstanbul’a tekrar döneceği şekliyle razı edilir. O geceki yemeğe Türkiye’den ayrılmak durumunda olanlar ve Sadrazam Talat Paşa ve Bahattin Şakir, Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Beyrut Valisi Azmi Bey, Eski Polis Müdürü Bedri Bey, Dr. Nazım Bey, Cemal Azmi Bey, Kara Kemal Dr. Nasuhi (Diktürk)  Mithat Şükrü ( Bleda ) İttihat Terakki partisinin bazı üyeleri katılır. Gidecek yolcuların hazırlıklarını ve Alman torpidosunu Kara Kemal düzenler.

Yemekte hepsi gözleri yaşlı büyük üzüntü içindedir. Yolcular iki gün sonra Kırımdan Odesa’ya çıkarlar. Enver Paşa Odesa’dan Batum’a geçer, Talat Paşa Bahattin Şakir’le Berlin’e, Cemal Paşa Tiflis’e gider.

Talat, Enver ve Cemal Paşalar asla servet peşinde koşan kişiler olmadıkları gibi ülkelerinin ulusal değerlerine kahramanca göğüs gerecek erdemli görüşlere sahiptir. Görev ve yetkilerinde devlet kaynaklarını kullanırken asla bir olumsuz harcamaya izin vermeleri söz konusu olmamıştır. Cemal Paşa Berlin’e giderken gurbet ellerde neler olacağını bilmediği için yanına 500 lira borç alır. Talat Paşanın yanında 300 lirası vardır. Berlin’de günlük yaşamda bu para bitince padişahın kendisine hediye ettiği altın sigara tabakasını rehin bırakır.

Talat Paşanın Berlin’de şehit edilmesi;

Talat Paşa Berlin’de sık sık arkadaşlarıyla görüşürken, bir taraftan da Alman dostlarıyla imparatorluğun son durumu ile ilgili çalışmalarda bulunur. Berlin’de, Charlottenburg semtinde evinde günlük yaşamını sürdürürken,  kendisini izleyen Ermeni komiteci Soğomon Tehliryan tarafından 15 Mart 1921’de arkadan başına tabancayla ateş açılarak şehit eder. Suikastçı silahını atar, kaçarken etrafındaki kişilere tarafından yakalar ve tutuklanır. Ancak Berlin valiliği yetkilileri hâkim üzerinde baskı yaparak suikastçının önemli bir ceza almasını önlerler. Cenazesi oldukça kalabalık bir törenle kaldırılır. Cenazede Osmanlı sarayının Başmabeyincisi, Ankara hükümetinin Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri ve Adalet bakanlığı temsilcileri hazır bulunur. Cenaze Berlin Türk mezarlığına defnedilir. 1926 yılında Atatürk’ün talimatıyla diğer şehitlerle birlikte TBMM kararıyla ailesine ev tahsis edilir. Şehit maaşı bağlanır. Berlin’deki Mezarı 1945 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul’a getirilir.25 Şubat 1944 yılında Sirkeci garından top arabasına konur. Düzenlenen törenle Şişli Abideyi Hürriyet Şehitliğine nakledilir.

Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Tacikistan’da şehit olması;

Enver Paşa Harp akademilerini 1902’de bitirir, Selanik’te 3. Ordu emrinde göreve başlar.  Makedonya olaylarında Balkanlarda ırkçı çete savaşlarındaki Avcı Taburlarına komuta eder. 1906’de İttihat ve Terakki Cemiyetine katılır. II. Meşrutiyet öncesi Selanik- Manastır yolculuğundaki yolculuk hatıraları erdemli Türk subayı ve bir savaşçının emsal sız örneği anlatılır. 31 Mart İsyanında, Harekât ordusunda, Bingazi ve Balkan savaşlarında önemli görevler üstlenir. 1914’de Sadrazam Sait Halim Paşa kabinesinde Harbiye Nazırıdır. Ancak cephelerde komutanlar her zaman her durumda başarılı olamaz. Rusya ya karşı Sarıkamış harekâtı yenilgisi koca bir ordunun yok olmasına neden olur. İmparatorluğun 1. Dünya savaşına katılmasında önemli rol sahibidir. Mondros Mütarekesinden sonra Alman Torpidosuyla İstanbul’dan Odesa’ya oradan Berlin gider. Türkistan’ın bağımsızlığını savunmak için Orta Asya’ya geçer. Tacikistan’da 4 Ağustos 1922’da Bolşevik çeteleriyle yapılan çatışmalarda şehit olur. Tacikistan’da bulan mezarı 4 Ağustos 1996’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel talimatıyla İstanbul Şişli Abideyi Hürriyet şehitliğine törenle alınır.

Bahriye Nazırı Cemal Paşanın Tiflis’te şehit edilmesi;

Cemal Paşa Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine Bahriye Nazırlığı yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirilir. Daha sonra  Filistin 4. Ordu komutanlığına atandı. Mısır’ı İngilizlerden almak amacıyla düzenlenen Kanal Seferi olarak bilinen çarpışmalara komuta eder. Batı Arabistan Orduları Genel Komutanı olarak ( SuriyeFilistinHicazYemen ve Asir )  4. Ordu komutanlığına atandığında birinci ferikliğe (Orgeneral) yükseldi.

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması üzerine 1 Kasım 1918 gecesi Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman torpidosuyla Odesa’ya, oradan da Berlin’e gider. Tiflis’ten Türkiye dönmek için hazırlık yaptığı sırada, Ermeni militanlar tarafından 21 Temmuz 1922 tarihinde şehit edildi. Cenazesi Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir tarafından Erzurum’a getirilerek Kars kapı Şehitliği’ne defnedilir.

 

Sadrazam Sait Halim Paşanın Roma’da şehit edilmesi;

Sait Halim Paşa İsviçre’de beş yıl siyasal bilgiler öğrenimi gören, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızcayı iyi bilen seçkin bir devlet adamıdır. 1908’de de Âyan Meclisi azalığı ve devlet şurası üyeliği yapar. 1913 Eylül’de Edirne’nin Bulgaristan’dan geri alınması nedeniyle Padişah tarafından İmtiyaz Nişanı ile onurlandırıldı.12 Haziran 1913 – 3 Şubat 1917 tarihlerinde İttihat ve Terakki partisinin iktidar olduğu dönemde sadrazamlık yaptı. 1. Dünya savaşı sonunda Mondros Müterakkisi sonunda bazı kabine azalarıyla birlikte tutuklandı. Malta’ya sürgüne gönderildi. Ankara Hükümeti’nin Mustafa Kemalin İngilizlerle yaptığı 23 Ekim 1921 tarihli anlaşma sonunda diğer Malta sürgünleriyle birlikte Türkiye’ye getirilerken İstanbul hükümeti, İstanbul’a dönmesine izin verilmez. Bunun üzerine Roma‘ya gidip bir otele yerleşir. Ermeni komiteci Arşavir Şıracıyan tarafından Roma’da kaldığı otelin önünde kendisine tuzak kuruldu 6 Aralık 1921’e Roma’da suikast sonucu şehit oldur.  Cenazesi 20 Ocak 1922’de İstanbul’da getirilir, Yeniköy’deki yalısında yapılan devlet töreni ile II. Mahmut türbesinin bahçesinde babası Halim Paşanın yanına defnedildi.

Prof. Dr. Bahattin Şakir ve Trabzon valisi Cemal Azmi Beyin şehit edilmesi;

Bahattin Şakir II. Meşrutiyet taraftarlarına yardım etmesi nedeniyle, 1905’de II. Abdülhamit tarafından önce Erzincan’a sonra Trabzon’a sürülür. 1912 yılında Edirne’nin müdafaasında Balkan savaşına katılır. Bir süre esir kalır. 1913’de Enver Paşa’nın emri ile Teşkilatı Mahsusa’nın kuruluşuna katılır. İkinci başkanlığını yapar. Berlin’de Bahattin Şakir milli mücadeleye katılma hazırlıkları yaptığı gün Charlettenburg’de Ohland Sokağında Ermeni Taşnak partisinin tetikçisi Arşavir Şıracıyan tarafından 17 Nisan 1922 de Camal Azmi Beyle birlikte suikast sonucu şehit olur. Dr. Bahattin Şakir’in cebinden sadece on lira ve çocuklarının resmi çıktı.  Prof. Dr. Bahattin Şakir’in ölümü; İstanbul’da hocalık yaptığı, Darülfünun Tıp Fakültesinde ( Haydar Paşa Hastanesinde ) büyük üzüntü ile karşılanır.

Osmanlı dönemi ile birlikte, Türk diplomatlarına karşı başlatılan Ermeni Asala terör örgütü suikastlarında, 1975 yılında Avrupa ve ABD merkezlerinde 44 ayrı saldırı yapıldı. Bu saldırılarda 34 diplomat şehit oldu, 20 yaralı zarara gördü.  Ne yazık ki suikastçıların adil ve tarafsız yargılanması yerine, olayların örtbas edilmesi doğrultusunda emperyalist eğilim sergilendi.

İsmail Bozkurt  

[1] Hüseyin Cahit Yalçın Siyasi Anılar, Hazırlayan Rauf Mutluay, İş Bankası Yayınları İstanbul Sf.156

[2] Hikmet Çiçek Dr. Bahattin Şakir’in İttihat Terakki ‘den Teşkilatı Mahsusa İstanbul, Kaynak Yayınları Sf.96-97

[3] Hikmet Çiçek Dr. Bahattin Şakir’in İttihat Terakki ‘den Teşkilatı Mahsusaysa İst. Kaynak Yayınları Sf. 104

[4] Hüseyin Cahit Yalçın Siyasi anıları İş Bankası yayınları İstanbul Sf. 147

[5] Feroz Ahmad İttihat Terakki (1909-1914) Kaynak Yayınları İstanbul ) 9 Baskı 2013 Sf. 127

[6] Hüseyin Cahit Yalçın Siyasi Anılar, Hazırlayan Rauf Mutluay, İş Bankası Yayınları İstanbul Sf.147-148

[7] II. Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri ve Büyük güçler sempozyumunda yazılı metinlere geçer.

[8] Hikmet Çiçek Dr. Bahattin Şakir’in İttihat Terakki ‘den Teşkilatı Mahsusaysa İst. Kaynak Yayınları Sf. 124

[9] Bilal Şimşir Malta Sürgünleri bilgi yayınları İstanbul 4. Baskı 2008

[10] Taylan Sorgun Bekirağa Bölüğü ve Mütareke Dönemi Kum Saatı Yayınları İstanbul 3. Baskı 2003 Sf.163

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.