Bodrum Gündem
Abbas Coşar

Abbas Coşar

Abbas Coşar, 30.08.1970 tarihinde Malatya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye) iktisat Bölümünden mezun oldu. 1993 yılında açılan sınavda başarı göstererek Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörü olarak göreve başladı. Maliye Bakanlığında Gelirler Kontrolörü ve Gelirler Başkontrolörü olarak 14 yıl görev yaptıktan sonra 2006 yılında Yeminli Mali Müşavir olarak çalışmak üzere özel sektöre geçti. Halen Yeminli Mali Müşavir olarak görev yapmakta ve Bir Bağımsız Denetim Şirketler Grubu bünyesindeki şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmektedir. Vergi Hukuku alanında yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmakta olup, Vergi Sorunları Dergisinde 2 yıllık bir süreyle yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

    Vergide Dünya Halleri – 3

    Haftanın Vergi Bülteni…

    Tam on ikiden vurulmuş yüreği kanayan memleketimin ortak aklı içinde günlerdir bir tespihe dönen o sesi; bunlar neden yaşandı? Herkesin bildiği heyhat gereğinin düşünülerek yapılmadığı belki uzayıp giden kırk maddelik listenin inkâr kalesine sığınılmışlığı mı dersin, yoksa sen yapmazsan bende yapmam diyen bölünmüşlüğe harcanan enerji yoğunluğu mu değerlerimizi çürüten, deprem enkazının altından “neredesin sen” diye haykıran…

    Son bir hafta vergide dünya hallerimiz olarak neler değişti neleri tartıştık. Gelin hep birlikte bir göz atalım…

    Deprem Bölgesinde Borcu Yok Kâğıdı…

    -15 No.lu Tahsilat Tebliğine İstinaden vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılma zorunluluğu, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler nedeniyle 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) yapılacak ödemeler için aranılmayacak.[1] Tebliğin lafzından anlaşılan hem araç muayenesinde ki vergi borçları hem de ihaleye girecekler ve kamu kurumundan ödenek alacaklarda geçerli olması gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.

    -Deprem bölgesi için Konteyner ve prefabrik (kurulum ve montaj işleri dahil)  yapıda  KDV oranı yüzde 1’e indirildi.[2]

    Mücbir Sebep Döneminde KDV İade Uygulaması ile OHAL İlan Edilen İllerde Yapılacak Konteyner ve Prefabrik Yapı Teslimlerinde KDV Oran Uygulamasına İlişkin hazırlanan KDV Genel Tebliğ Taslağı gib.gov.tr adresinde yayınlandı. Bu çerçevede, prefabrik yapı ile konteynerlerin başta konut olmak üzere okul, sağlık tesisi, kamu hizmeti sunan ofisler, öğrenci yurdu ve işyeri gibi şekillerde kullanılmak amacıyla teslimi bu kapsamda indirimli orana tabidir. Söz konusu teslimlerde, indirimli oran uygulanabilmesi için faturanın afetzedeye veya sayılan kurum ve kuruluşlar adına düzenlenmesi gerekir.

    AFAD, belediyeler, kamuya yararlı dernekler yani KDV kanunu m. 17/1’de sayılanlar veya doğrudan depremzede alırsa %1 KDV ödeyecek. Ahbap ise KAMUYA YARARLI DERNEK SAYILMADIĞI İÇİN %18 KDV ödeyecek. Çünkü KDV Kanun madde 17/1’de sayılan kurum ve kuruluşlardan olmadığı için.

    Konteyner ve prefabrik içerisine yapılacak  seyyar tuvaletler ve lavabolarda kdv oranı %18 mi uygulanacak mı?

    Barınma niyetine ya da küçük ev niyetine kullanılan konteynerlerin, tuvalet ve lavabo ihtiva ettiği ya da etmesi gerektiği biliniyor, yoksa CB kararında konteyner denmezdi farklı bir isim bulunurdu. Yine bu konuda prefabrik yapının içerisinde bunların olacağı da tartışmasız.

    Dolayısı ile hem prefabrik yapılar için hem konteyner barınma yapıları için, içerisinde tuvalet ve lavabo olduğu/olacağı bilindiği ve kabul edildiği için, nerelere teslim edildiği şartı ile içerisinde yer alan bunların da KDV oranının %1 olduğunu düşünüyorum. Kararda bu yönde bir ayrıntı yok, fakat bunlar bu maksatla üretilen geçici konutlar olduğu için, içerisinde bunları barındırdığı biliniyor. Ancak karavan sayılmadığı için bunun için indirimli KDV oranından yararlanamayacağını düşünüyorum. Aslında onunda dahil edilmesi gerekirdi. Barınma için olan her yapının bu kapsamda olmasından doğal ne olabilirdi ki.

    Sonuç olarak bu husussu özetleyecek olursan son söz; KDVK’nun 28’inci md. de, CB’ye oranı %1’e kadar indirme yetkisi, mal ve hizmetler itibarıyla değil mükellefler itibarıyla verilmiştir. bu yetkisini kullanarak  kamu yararını ve eşitlik ilkesini ne derece gözettiği elbet tartışma konusu olacaktır. Ancak 17 / 1. Maddenin lafzından hareketle böyle bir sonucun ortaya çıkması ise çok normaldir.

    -Depremden etkilenen 10 ilde yargıdaki süreler; dava açma süresi de dahil, hak düşürücü birçok süre 06.04.2023 tarihine kadar yani 2 aylığına durduruldu. Mali yönden Temmuz ayına kadar mücbir süre ilan edildi ancak, yargıdaki süreler sadece 2 aylığına durduruldu.

    -Deprem nedeniyle ilan edilen mücbir sebep kapsamında beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükellefler, mücbir sebep halinde bulundukları süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulamayacaklar.[3] Ancak, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunacak. Alıcının deprem bölgesi dışında, satıcının ise deprem bölgesinde olduğu durumda, işlem kısmi kdv tevkifatı kapsamında ise, deprem bölgesi dışındaki alıcı KDV tevkifatı yapacak.

    Yapılan bağış ve yardımlar matrahtan mı düşülür yoksa vergiden mi derken gider olarak kayıtlarımıza geçip beyanname üzerinden matrahtan düşmüş olalım.[4] Bağış matrahtan indirilirse bağış kadar maliyetiniz olur çünkü devlet de 20% alacağından vazgeçer. Ama düşülmez ise cebinizden 120% maliyet çıkar.

    Ancak daha da önemlisi kamuoyu haliyle soruyor. Ahbap kamuya yararlı dernek, Vergi muafiyeti tanınan vakıflar derken peki neden işçi ve memurlar deprem için yapacakları bağış tutarlarını, ücret bordroları üzerinde bireysel emeklilik sigortası benzeri bir sistemle gelir vergisi matrahlarından düşmesinler?

    -Yangın, deprem ve su basması gibi afetler dolayısıyla kanuni defter ve defter belgelerin zayii edilmesi mümkündür. Bu gibi hallerde öncelikle daha ziyade mücbir sebebin tevsiki için, ilgili mahkemeye zamanında (15 gün için- de) müracaat edilmeli ve bu konuda mahkemeden bir belge alınmalıdır. Defter belge meslek mensubunda olsa bile zayi belgesini alacak olan mükellefin kendisidir.

    -Şirketlerin iktisap ettikleri kendi pay senetlerine ilişkin olarak dağıtılmış kar payı sayılan tutarlardaki tevkifat oranı yüzde 15’den yüzde 0’a indirildi.

    Sermaye şirketlerinin paylarını geri satın almaları ve elde bulundurmaları yeni TTK ile kolaylaştırılmıştır. Bununla birlikte elde edilen payların kural olarak esas/çıkarılmış sermayenin %10’unu aşmaması ve bu oranı aşar şekilde yapılan pay iktisaplarının ise belli süre içerisinde elden çıkarılmaları gerekmektedir. Gelir Vergisi Kanunu’nun stopaj yükümlülüğünü düzenleyen 94. maddesine yapılan ilave ile şirketlerin sermaye azaltımı ile yok ettikleri geri alınan payları için nominal bedelin üstünde bedel ödenmesi veya iktisap edilen payların geri alım bedelinin altında bir bedel ile satılması veya iktisap tarihinden itibaren 2 tam yıl içerisinde satılmamaları/sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmemeleri halinde kâr dağıtımı yapıldığı gerekçesiyle stopaj yapılması söz konusu olmuştur. Düzenleme ile Cumhurbaşkanına payların BIST’te işlem görmesi, ortağın kurum olması gibi kriterleri göz önüne alarak stopaj oranını indirme ve artırma konusunda yetki verilmişti. İşte aynı yetki kullanılarak oran 0’a indirildi.

    -Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın depremzedelere yönelik dün akşam açıkladığı 30 milyar TL’lik bağış, bankanın 2022 bilanço kârından karşılanacak.

    1.Merkez Bankasının sermaye ve hissedarlık yapısı nasıldır, hissedarları kimlerdir?

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş.’nin sermayesi 25.000 Türk lirası olup 250.000 adet hisseye ayrılmıştır. Bugün itibarıyla Merkez Bankasının bir hissesinin nominal değeri 10 kuruştur.

    2.Merkez Bankası Kanunu ile, Merkez Bankası hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılmış olup,

    (A) sınıfı hisse senetleri münhasıran Hazineye,

    (B) sınıfı hisse senetleri Türkiye’de faaliyette bulunan milli bankalara,

    3.(C) sınıfı hisse senetleri 15.000 hisseyi geçmemek üzere, milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla imtiyazlı şirketlere,

    (D) sınıfı hisse senetleri ise Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığını haiz tüzel ve gerçek kişilere aittir.

    4.2021 yılsonu itibarıyla, Merkez Bankası sermayesinin yüzde 55,12’si (A) sınıfı, yüzde 23,25’i (B) sınıfı, yüzde 2,51’i (C) sınıfı, yüzde 19,12’si ise (D) sınıfı hisselerden oluşmaktadır.

    5.Merkez Bankası anonim şirket olarak kurulmuş ve örgütlenmiş olmakla birlikte, kâr etmek gibi bir amacı bulunmamaktadır. Merkez Bankasının sermayesi de diğer anonim şirketlerinkinden farklı biçimde sadece sembolik bir nitelik ve anlam taşımaktadır.

    6.Sermaye büyüklüğü, hisse miktarları ve kâr payı ödemeleri sadece simgesel değerlerle sınırlı kalmaktadır.

    7.Merkez Bankası kâr payını nasıl dağıtır?

    Merkez Bankası kârının dağıtımına ilişkin esaslar Merkez Bankası Kanunu’nun 60’ıncı maddesi ile düzenlenmiştir. Buna göre Bankanın yıllık safi kârı, aşağıdaki şekilde dağıtılır:

    8.-Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden, %6 oranında ilk kâr hissesi olarak hissedarlara;

    -Yukarıdaki yüzde tutarının düşülmesinden sonra kalan miktarın en çok %5’i, iki aylık maaş tutarını geçmemek üzere Banka mensuplarına ve %10’u ihtiyat akçesine;

    9.•Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden Genel Kurul kararıyla en çok %6 nispetinde ikinci kâr hissesi olarak hissedarlara.

    Bu dağıtımdan sonra kalan bakiye Hazineye verilir.

    10.Son yıl kârından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kâra katılarak dağıtılabilir.

    Merkez Bankasının elde ettiği kârın nasıl dağıtıldığına ilişkin detaylı bilgi, her yıl Bankamız Genel Kurul Toplantısını takiben yayımlanan Yıllık Rapor’da yer almaktadır.[5]

    M.B. Bağışı ile ilgili  bağışın vergici gözüyle özeti şu galiba;

    30 milyar’ın %55’i hazinenin kar payı zaten %23  milli bankalar… kalan %20 diğerleri…

    Elbet Merkez Bankası dünkü yaptığı 30 milyar bağışın tamamını kurum kazancından düşecek ve yaklaşık 6 milyar daha az vergi ödeyecektir.

    Bu durumda en iyi ihtimal 16.5 milyar hazine kar payı 6 milyar vergi avantajı milli bankalar hariç net bağış aslında 7,5 milyar lira.

    Eğer milli bankaları da dâhil ederseniz diğer kar payı oranı %20 olduğu için bağış olarak çıkan 6 milyara karşılık vergi avantajı 6 milyar olduğu için al takke ver külah durumu yaşanmış olacaktır. Belki vergiyi bir erken ödeme hali olarak değerlendirmek daha doğru yorum olacaktır.

    Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle…

    [1] 17.02.2023 tarih ve 32107 sayılı Resmi Gazete.
    [2] 6785 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
    [3] (KDV Uygulama G.T. I/C/2.1.3.1 bölümü).
    [4] Vergi Mevzuatı Yönünden Bağış ve Yardımlar Rehberi
    https://www.gib.gov.tr/vergi-mevzuati-yonunden-bagis-ve-yardimlar-rehberi-yayinlandi
    [5] tcmb.gov.tr/wps/wcm/connec

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.