Bodrum Gündem

Tiyatro dendi mi: Genç Osman

“ İnsanlığın üstün bir anlayışa yükselmesi
ancak büyük birinin batmasıyla olur bazen.
Halkın gecesine Tanrı’nın uzattığı
yeni tutuşmuş bir meşaledir bu ölüm.
Yüz bin güneş birden ışık salsa,
onun kadar genişletemez bilinç ufuklarını…”

Tiyatro oyununda yönetmenlik yapan, film ve dizilerde rol alan sanatçı Cemil Özbayer yaşamını yitirdi! Devlet Tiyatroları (DT) emekli oyuncusu Cemil Özbayer, 67 yaşında (13 Şubat 2022) yaşamını yitirdi!

Özbayer, “IV. Murat”, “Kuvvai Milliye Destanı”, “Budala”, “Fehim Paşa Konağı”, “Woyzeck”, “Bir Başkası”, “Satıcının Ölümü”, “Akümülatörlü Radyo”, “Romanoff ile Juliet”, “Karar Kimin”, “Kral Lear”, “Genç Osman“, “Hürrem Sultan”, “Üçüncü Selim”, “Genç Werther’in Yeni Acıları”, “Susuz Yaz” ve “Bu Hesapta Yoktu” gibi pek çok tiyatro oyununda rol aldı.

***

1980’ li yılların başlarında yolum Ankara’ya düştü. Opera Salonunda bir oyun izledim. Adı mı? Genç OsmanGenç Osman rolünde Cemil Özbayer… Öyle canlandırdı ki, yaşattı!

O gece yüzlerce tiyatro sever oyun soluksuz izledi! Oyunun bitiminde herkes ayakta, ağlıyor ve alkışlıyorlardı! Bu durum en az on beş dakika sürdü! O günkü siyasal ortamdan kaynaklandı, diyebilirim.

****

Bülent Ecevit’in başbakanlık yaptığı ve sevildiği döneminde izlemiştim oyunu. (Kendisiyle görüşmemiz de oldu. Ne ki son başbakanlık dönemi anılmaya bile değmez! Çünkü tokmak başkasının elindeydi. Tüm artılarını sildi!) Ankara Opera Salonundaki oyun bittiğinde izleyiciler, ayakta ve ağlayarak dakikalarca alkış tuttular! Genç Osman’ın boğularak öldürülmesini bugün gibi anımsarım.  Alkışladım ve ağladım! Çünkü o gün orada Ecevit’le Genç Osman’ı özdeşleştirme vardı ve ben Denizli’nin Acıpayam / Kelekçi Kasabasında sürgündeydim! Ülkede baskın askeri yönetim hüküm sürüyordu.

Turan Oflazoğlu’nun kaleme aldığı “Genç Osman” oyunu, Saray’a her istediğini yaptıracak kadar çığırından çıkmış Yeniçeri ve Sipahi Ocaklarını zapturapt altına almaya çalışan bir Sultan’ı anlatıyor. Güzel mi güzel bir oyun! Yazarını da yakından tanırım. O gün kitabından da edindim. Kimi zamlan o şiirsel anlatımı okuyarak rahatlarım.

İnsanlığın üstün bir anlayışa yükselmesi ancak büyük birinin batmasıyla olur bazen. Halkın gecesine Tanrı’nın uzattığı yeni tutuşmuş bir meşaledir bu ölüm. Yüz bin güneş birden ışık salsa, onun kadar genişletemez bilinç ufuklarını...” bölümü, hoşuma gider. Yenilikçi Sultan, Saray’da harem’i kaldırıp tek eşliliğe dönmek, Kur’an’ı her okuyanın anlayabileceği bir dile kavuşturmak ve Padişah’ın işine karışmayan bir ordu kurmak istiyor. Ne ki her yenilikçi gibi bağnazlık ve küstahlık duvarına çarpıyor!

Oyunun konusu: Genç ve deneyimsiz hükümdar olan Genç Osman, toplum yaşamında ve devlet işlerinin yürümesinde devrim yapmak istemektedir. Genç, dürüst, idealist bir o kadar da deneyimsizdir. Haremi ve çok eşliliği kaldıracağım, der.. Anadolu’yla birleşmek ve kalkındırmak gerektiğini bilir, ancak yanlış zaman ve yöntem seçer. Halkı ve ülkesi için kendisini yıkıma sürükleyecek tehlikeleri göze alır. Sonunda entrikacılar ve tahta göz dikenler kazanır. Genç Osman, devleti ve insanları için yaşamını hiçe sayar.

*

O gün severek izlediğim Genç Osman’dan sonra izlediğim oyunlarda onun verdiği tadı alamadım. Oyunun unutamadığım kimi bölümleri şöyle: Genç Osman, meczup ve biraz akıl sağlığı yerinde olmayan amcası Mustafa’nın yerine padişah yapılınca genç ve “toy” olmasına karşın girişimlerde bulunur. Yeniçerilerin ve sipahilerin haydutluklarının önüne şu tümcelerle geçmek ister: Hicaz’dan dönerken Anadolu’da kalıp yeni bir ordu kuracağım oradaki Türkmenlerimden. O bozulmamış kanla yenileyeceğim devletin bünyesini!” (Genç Osman, s. 98. T. Oflazoğlu, Kültür Bakanlığı Yayınları-Ankara)

Kim zaman tek eşliliği savunmasında: “Harem hayatına, yüzyılların bu rezaletine son verip tek kadınla evlenmeyi başlatacağım ülkede!” deyip, (s.39) haremi dağıtarak kendisi örnek olur! Bu, kayınpederi Şeyhülislam Esat Efendi’nin bile hoşuna gitmez.

Öztürkçe ya da anlaşılır Türkçeden yana devrimci yapıya sahip olan Genç Osman, Kuran’ın Türkçe söylenmesini ister! Bu konudaki düşüncesi de şöyle: “Öz halkım anlamıyor Kuran dilini, Tanrıyı Türkçe konuşturmalıyız!” (s. 57)

Anadolu’da eşkıyalarca tahılları, malları talan edilen yoksul köylülerin İstanbul’a göç etmelerini araştırır, onlara sahip çıkar! Yeniçerilerse sipahilerle bir olup Genç Osman’ın Anadolu’ya geçme düşüncesinden rahatsız olurlar ve1. Sipahi: “Niçin gitmek istediği bilinmektedir. Anadolu’ya geçmesi bizden vazgeçmesidir!” diyerek tasasını açıklar.(s.101)

Her ay yapılan kutlamaları, bayramları tek güne indiren Genç Osman: “Ne bayram delisidir bu benim milletim!” diyerek “Lala” ya emir verir: “Padişah yılda bir gün tebrik kabul edecek bundan sonra, bütün bayramlar kutlanmış olacak böylece!” sözcükleriyle bir başka yeniliğini açıklar. (s. 97)

Ülkesindeki insanların “Kul” değil de “Halk”olmalarını ister ve: “Ya ben kul değil, halk istiyorsam? Kulluk ortadan kalksın istiyorsam?” der. (s. 45)

Önemli bölümler:

“ 1. Sipahi : (Bir kadeh yuvarlayıp) Rakı değil mübarek elmas tozu, yıldızlar çaktı boğazımda! (Dudağını yalayarak) Kemençe yoksa zulüm işkence çoksa, durum bomboksa; kanun yoksa töreler kurallar çoksa, ama düzen yoksa, durum bomboksa; hele ney, yoksa, sevda denen şey çoksa ama sevgili yoksa, iştah pek çoksa, cepte metelik yoksa, çoklar aç, azlar toksa, durum bomboksa… Çalmazsa çalmasın sazlar! “(s.70)

” 1. Yeniçeri: Edepten çıkmak yok, biz bize değiliz; burada soylu kişiler var, boylu kişiler var.” (s. 73)

Genç Osman, coşkusunu yenemeyerek sesini yükseltir: “Yeryüzünün en güçlü devleti, en zengin ülkesiyiz sözde. Açlıktan ölenlerin bulunduğu bir ülkede şölenler düzenlenip tıka basa yeniyorsa, Çıplakların soğuktan titreştiği yerde kürklere sarınanlar olabiliyorsa ve bütün bunlardan sorumlu olan kişiye ‘cihan padişahı’ diye alkış tutuluyorsa Yazıklar olsun o padişaha da ona alkış tutanlara da! ” der…(s. 12)

“Genç Osman” oyunu, anlaşılacağı gibi tarihsel konumunun çok ilerisinde işler yapmaya çalışan padişahın acıklı sonunu anlatır. Karşısındaki güç “Yeniçeriler” ve “Sipahiler” ile gizli düşman aynı zamanda padişahın kayınpederi olan Şeyhülislam Esat Efendi’dir.

Oyunun sonlarında Genç Osman’ın Yedikule Zindanlarında boğularak ve vahşice katledişinin çığlıkları, kulaklarımdan ve gözümün önünden hiçbir zaman gitmedi!

Bendeki etkisi; her yıl değişik yerlerde değişik tiyatro oyunları izlerim. Genç Osman oyunundan sonra hiç birisi etkilemedi ve oyun beğenmez oldum! Acının çığlıkları kulağımda…

*

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.