Bodrum Gündem

129 işçinin yanan bedenleri, dünya kadınlarının mücadelesine meşale olmaya devam ediyor

129 işçinin yanan bedenleri, dünya kadınlarının mücadelesine meşale olmaya devam ediyor

Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) Bodrum Temsilciliği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili yazılı basın açıklaması yayınladı.

Bodrum Gündem Haber

Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) Bodrum Temsilciliği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili yayınladığı yazılı basın açıklamasında 6 Şubat tarihinde yaşanılan 11 şehri ve 15 milyon insanı derinden etkileyen depremde hayatlarını kaybeden, evladını, kardeşini, anasını babasını, eşini akrabalarını yitiren tüm cefakar kadınlara adadıklarını ve anıları acıları karşısında saygıyla eğildikleri belirtildi.

Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) Bodrum Temsilciliği Muğla Bodrum Temsilci Av Remzi Kazmaz imzalı açıklamanın detayları şu şekilde;

“Türkiye’nin ulusal birliği, bölünmez bütünlüğü ilke ve hedefleri doğrultusunda çalışmayı kendine şiar edinmiş olan Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV Bodrum Temsilciliği olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü 6 Şubat tarihinde yaşadığımız 11 şehri ve 15 milyon insanımızı derinden etkileyen depremde hayatlarını kaybeden, evladını, kardeşini, anasını babasını, eşini akrabalarını yitiren tüm cefakar kadınlarımıza adıyor ve anıları acıları karşısında saygıyla eğiliyoruz.

İlk kez 1857’de ABD’nin New York kentinde 40 bin tekstil işçisi kadın, çalıştıkları fabrikada bir direniş başlattı. Fabrika kapılarının kilitlenmesiyle birlikte çıkan yangında çoğunluğu kadın olan 129 işçinin yanan bedenleri, bugün tüm dünya kadınlarının mücadelesine ve direnişine meşale olmaya devam ediyor.

Türkiye’de de ilk kez 1921’de hayatımıza giren ve yüz yılı aşkın bir süredir her yıl Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinde dile getirilen talepler gösteriyor ki, 21. Yüzyıl’da kadınlar hala direnmek, haklarını aramak, sömürüsüz, tacize-tecavüze uğramadıkları ve katledilmedikleri bir yaşam için mücadele etmek zorundalar.

Özellikle de, son 20 yılda tek adam rejiminin baskıcı politikalarıyla birlikte günümüze baktığımızda fabrikalar, sokaklar, işyerleri, evler, okullar kısacası yaşamın her alanı kadınların sömürüldüğü, yok sayılmaya çalışıldığı, yok edildiği yerler haline geldi.

Maruz bırakılan her durum ve olay, en çok kadınlarımızı etkiliyor. İş yerlerinde, üretim alanlarında ucuz işgücü olarak görülen kadınlarımız hak gasplarında da yine en çok mağdur olanlar. Küçülmeye giden iş yerlerinin ilk gözden çıkardığı çalışanları kadınlar olurken sendikalı olan ya da direniş başlatanlar işverenin ve yasaların acımasız gerçek yüzüyle karşı karşıya kalıyor.

Okutulmayan, eve kapatılan, çocuk yaşta zorla evlendirilen, intihara zorlanan, bu yaşamdaki görevi sadece çocuk doğurmak ve erkeğe, güce biat etmekle sınırlandırılan acıyla yoğrulan sabırla bilenen kadınlarımız bu kez de deprem felaketinde en büyük acıları yaşadı…

Değerli şairimiz Nazım Hikmet yıllar önce yazdığı şiirinde şöyle der:

“Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır
acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan
karabasanlar gibi çizer kadınların yüzünü.

Ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların
göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.

Hayallerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların,
görelim görmeyelim karşımızda dururlar
gerçeğimize en yakın ve en uzak.”

Evet, kadın aklına koyduğu her şeyi yapabilir. Güçlü, şefkatli, adaletli, sevgi dolu, vicdanlı, kısacası kelimelerin ifade edebileceğinden çok daha fazlası…

Doğumdan ölüme kadar her birimizin hayatının her bir anında varlığını hissettiğimiz, hayatın can damarı kadınlarımız…

Yetenekli, canlı, iddialı, duygusal, acıya dayanan, dirençli, güçlü kadınlarımız…

Şiddetin olmadığı, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden hayata geçtiği, yoksulluğun, yokluğun, rant hırsıyla yapılan çürük binaların altında kalarak yaşamını yitirmenin kader olmadığı, acı değil mutluluk, huzur ve güven içinde yaşamak, özgürlüğün asla yitirilmediği insanca bir yaşam…

TÜLOV Bodrum Temsilciliği olarak işte tüm bu insanca yaşamın olmazsa olmazı olan ilkeler ve talepler doğrultusunda en başta hepimizi derinden sarsan deprem bölgesinde büyük acılar ve yokluklar yaşayan kadınlarımız olmak üzere hayatı güzelleştiren ve mükemmel kılan kadınlarımıza sonsuz şükran ve saygılarımızı sunuyoruz. 

TÜLOV Bodrum Temsilciliği olarak, kadınlarımızın acısında tasasında, hak arayışında ve hayatın her alanındaki direnişinde omuz omuza birlikte mücadele edeceğimizi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.