Bodrum Gündem
Abbas Coşar

Abbas Coşar

Abbas Coşar, 30.08.1970 tarihinde Malatya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye) iktisat Bölümünden mezun oldu. 1993 yılında açılan sınavda başarı göstererek Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörü olarak göreve başladı. Maliye Bakanlığında Gelirler Kontrolörü ve Gelirler Başkontrolörü olarak 14 yıl görev yaptıktan sonra 2006 yılında Yeminli Mali Müşavir olarak çalışmak üzere özel sektöre geçti. Halen Yeminli Mali Müşavir olarak görev yapmakta ve Bir Bağımsız Denetim Şirketler Grubu bünyesindeki şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmektedir. Vergi Hukuku alanında yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmakta olup, Vergi Sorunları Dergisinde 2 yıllık bir süreyle yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

    Deprem Sonrası Ek Vergi Sürprizi

    Her çağda dünya genelinde olağanüstü dönemlerin olağanüstü vergileri olmuştur. Türkiye’de bu anlayıştan nasibini almıştır. Kapitalist ekonominin her on yılda bir dünya krizlerine ilave bizde daha katmerli buhranlar dahil deprem gibi büyük afetler mevcut vergilerin yanında bir kereden bir şey olmaz tabiriyle servet üzerinden ilave vergiler alınmıştır.

    Çok eskilere ikinci dünya savaşı yıllarına gitmeden, daha yakın 30 yıl öncesine gidersek; Maliye Bakanlığı merkezi denetim elemanlığına ilk başladığım yıllar 1994 yılında “Ekonomik Denge Vergisi  ”, “Net Aktif Vergisi”, “Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi”, “Ek Emlak Vergisi” adları altında yeni vergiler ihdas eden 3986 sayılı Kanun hangi ekonomik şartlarda yasalaştı. Özal hayatını kaybetmiş, Demirel Tansu Çiller ile Türkiye’yi tanıştırdığı yıllar. 5 Nisan 1994 Döviz(dolar) kurları bir gecede jet hızıyla uçunca Çiller başbakanlığındaki hükümet, 5 Nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı.%10, %5 derken  yaklaşık vergi gelirlerinin %7-7.5 arasında bir tahsilat elde edildi.

    1999 depreminin yaralarını sarmak için geçici olarak çıkarılıp kalıcı olan vergiler de var: Daha sonra sürekli hale getirilen Özel İletişim Vergisi gibi.

    Olağan dışı vergilerde yer alan kanunlaştırma tekniğine aykırılıklar çok tartışma konusu olagelmiştir haliyle çifte vergilendirme mantığıyla ihdas edildikleri için. Geçmişe yürür mü Eşitlik ilkesine ne kadar aykırı gibi tartışmalar yargıya en üst Anayasa Mahkemesine ileri gidilebilecektir.

    O dönem ek vergileriyle ilgili Anayasa Mahkemesi; Anayasa’ya aykırı olmamak koşuluyla, zaman içinde değişen gereksinimleri karşılamak, kişi ve toplum yararının zorunlu kıldığı düzenlemeleri yapabileceğini, toplumdaki değişikliklere koşut olarak alınan önlemeleri güçlendirip, geliştirmek, etkilerini daha çok arttırmak veya tersine bunları hafifletmek yada büsbütün ortadan kaldırmak amacıyla düzenlemelerde bulunulabileceğini kabul etmiştir.

    Anayasa Mahkemesi de ilgili kanunu incelediği kararlarında, Anayasa m.73 uyarınca genellik, eşitlik, mali güç, adaletli ve dengeli dağılım gibi kavramların ihlal edilmediği sonucuna detaylı analizlerden olabildiğince kaçınarak değinmiştir. Bu da mahkemenin kamu yararını olağanüstü finansman gereksinimi nedeniyle anayasal vergilendirme ilkelerine tercihi yönündeki iradesinin tezahürü olarak değerlendirebilecektir.

    Anayasa Mahkemesi, kamu yararı ile makul bir neden bağını kurduğu zaman 207 bunun ölçütlerini “a) anlaşılabilir b) amaçla ilgili c) makul d) adil” olarak sıralamıştır.

    Hangi durumun ve hangi zorluğun bunu gerektireceğinin kıstası bulunmamaktadır. Ekonomik buhran bir gerekçe midir, tabii afetler bir gerekçe midir, savaş yada olağanüstü hal bir gerekçe midir, milli bütçede artan faiz giderleri bir gerekçe midir, gayrisafi milli hasılanın yüzde kaçı, Anayasa Mahkemesi’nin makul, eşitlik ilkesine aykırı olması değerlendirilemeyecek, geriye yürüme kabul edilemeyecek bir veridir?

    7440 sayılı Vergi Af ve Yapılandırma Kanunun 10. Maddesine 27. Fıkra olarak eklenen hükümle bazı kurumlara ek deprem vergisi getirildi. Öncelikle 1 milyon kurumlar vergisi mükellefi içinde 20 bin mükellefi ilgilendiren bir vergi bu. Yaklaşık 100 milyarlık ek bir finansman kaynağı sağlanacağı tahmin ediliyor. Temennimiz bu fonun depremde zarar gören vatandaşlarımızın yaralarının sarılmasında kullanılacağı öngörüsüdür.

    Şimdi kanunun içeriğini birlikte irdeleyelim, detaylarında neler var?

    Sadece Kurumlar Vergisi Mükellefleri ödeyecek. Matrahı; Kurum kazancından yapılan indirim ve istisna tutarları, indirimli kurumlar vergisi matrahı.

    Ek vergi, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile indirimli kurumlar vergisine tabi matrahlar üzerinden %10 oranı ile hesaplanır.

    %10 genel oran % 5 özel oran % 5 kurumların iştiraklerinden elde ettikleri ve beyannamelerinde iştirak kazancı istisnası olarak gösterdikleri tutarlar ile yurt dışından elde edilip en az %15 vergi yükü taşıyor olması nedeniyle kurumlar vergisinden istisna tutulmuş tutarlar üzerinden alınacaktır.

    Ek vergi, dönem kazancı ile ilişkilendirilmez. Bir başka deyişle, kurumlar vergisi matrahının oluşmaması durumunda dahi yararlanılan istisna ve/veya indirim tutarı üzerinden hesaplanır.

    Ek vergi bazı hallerde %5 oranı ile hesaplanır. %5 orana tabi olan istisnalar şunlardır;

    1.Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,

    2.Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,

    3.Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler,

    4.Tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler (portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından elde edilen kazançlar hariç),

    5.“C” ve “D” bentlerinde yer alan istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları,

    6.En az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar (Örneğin; kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları).

    Üzerinden ek vergi ödenmek zorunda olunmayan istisna ve indirimler şu şekildedir;

    Bu belirtilen istisna ve indirim unsurları Ek Vergiye tabi tutulmayacaktır.

    Yatırım fonları ve ortaklıklarının kazanç istisnası (KVK. Mad. 5/1-d)

    Kooperatiflerde risturn istisnası (KVK. Mad. 5/1-i),

    Sat – Kirala – Geri Al işlemlerinden doğan kazanç istisnası (KVK Mad. 5/1-j),

    Kira sertifikası ihracı amacıyla varlık ve hakların satışından doğan kazanç istisnası (KVK. Mad. 5/1-k),

    Kur Koruma Hesapları (KKM) hesaplarından sağlanan kazançlara ilişkin istisna (KVK. Mad. Geçici 14),

    Sponsorluk harcamalarına ilişkin indirim (KVK. Mad. 10/1-b),

    Makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad. 10/1-c),

    Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi yapımı veya bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım indirim (KVK. Mad. 10/1-ç),

    Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad.10/1-d),

    Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad. 10/1-e),

    Türkiye Kızılay Derneğine ve Yeşilay Cemiyetine yapılan nakdi bağış ve yardımlara ilişkin indirim (KVK. Mad. 10/1-f),

    Girişim sermayesi fonu indirimi (KVK. Mad. 10/1-g),

    Korumalı işyeri indirimi (KVK. Mad. 10/1-h),

    Yatırım indirimi istisnası (GVK. Mad. Geçici 61),

    İlgili özel Kanunları uyarınca kurum kazancından indirilebilen bağış ve yardımlar,

    Mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları.

    İlk taksit Kurumlar vergisi ödeme süresi içinde (Nisan), ikincisi izleyen dördüncü ayda (Ağustos) ödenecektir.

    Gider veya indirim olarak dikkate alınamayacak, hiçbir vergiden mahsup edilemeyecektir.

    Deprem bölgelerindeki kurumlar bu vergiden muaftır. Vergiye tabi tutulmayacak indirim ve istisnalar: Kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek bağış ve yardımlar, stopaja tabi yatırım indirimi, kur korumalı mevduat istisnası tutarları, diğerleri kanun metninde belirtilmiştir. Genel bütçeye kaydedilir. Mahalli idarelere pay verilmez.

    EK VERGİ’DE ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR NELER OLABİLİR?

    Uygulamalı örneklerle konuyu anlamaya çalışalım yoksa afaki teorik ezbercilik hastalığına düşmeyelim işim teknik bir konu olduğu için illa ki örneklerle pekiştirmek anlamanın en önemli koşuludur.

    Elbet asıl konumuz bu olmamakla beraber;10.11.2022 tarihinden itibaren birleşme, devir, tasfiye dönemi, tam bölünme ve nevi değişikliği nedeniyle verilmesi gereken beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Kıst dönem beyanı asıl kurumlar vergisi öncesi yani kanunun yayım tarihi 12 Mayıs 2023 öncesi olan kurumlar beyanname verip ek vergi ödeyecekler mi? İşte size on puanlık uzmanlık sorusu?

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde birleşmeye ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Bir veya daha fazla kurumun diğer bir kurumla birleşmesi durumunda birleşme tarihinden itibaren otuz gün içerisinde birleşilen kurum tarafından beyanname verilmesi gerekmektedir.

    Ya da örneğimiz nevi değişikliği ise 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde devir hükümlerine yer verilmiştir. Nevi değişikliğine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde nevi değiştiren kurum tarafından verilmesi gerekmektedir.

    Örneğin Yatım teşvik nedeniyle vergi indiriminden yararlanan şirketin Ata Makine Yatırım Ltd. Şti., Anonim şirketine dönüşmüş olsun: İşte bu nevi değişikliğinde; başlangıç ayı Ocak, bitiş ayı Kasım, bitiş yılı 2022, bitiş tarihi 8 Kasım 2022, Beyanname verme tarihi 8 Aralık 2022 Vade tarihi 8 Aralık 2022 olduğunda bugün ek vergi ödeyecek mi bu şirket. Bana göre kanunun yürürlük tarihi olan 12 Mart 2023’den önce kıst dönem kurumlar vergisi verildiği hatta vergisi ödendiği için tekrar bir ek vergi ödenmemesi gerektiğini düşünüyorum.

    Matrah Artırımı ve Ek Vergi Durumu?

    Kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları hâlinde, ilgili yıllar için belirlenen ve yukarıda açıklanan asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bu hesaplamada ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınacaktır. nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde kıst dönem hesaplaması yapılacaktır.

    Mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış 2018 ila 2021 yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yarısı ile 2022 yılına ait zararının tamamını, 2023 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir.

    Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması durumu değiştirmemektedir.

    Diğer taraftan, matrah artırımında bulunulan yıllara ait olmakla birlikte 2021 ve önceki yılların karlarından mahsup edilmiş geçmiş yıl zararlarına yönelik herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Ancak, 2022 yılına ilişkin yıllık beyannamelerini verdikten sonra önceki yıllara ilişkin matrah artırımında bulunan mükellefler, önceki yıllara ilişkin tam olarak mahsup ettikleri geçmiş yıl zararlarının yarısını dikkate almak suretiyle beyannamelerini düzeltmek zorundadırlar. Diğer taraftan, 2023 yılı birinci geçici vergilendirme dönemine ilişkin beyannamesini verdikten sonra 2022 ve önceki yıllarla ilişkin matrah artırımında bulunan mükellefler, 7440 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında öngörülen şekilde zarar mahsubunu yapmak suretiyle beyannamelerini düzeltmek zorundadırlar.

    Bu bölüm kapsamında beyannamelerinde düzeltme yapması gereken mükelleflerin, matrah artırımı başvuru süresi içinde düzeltme beyannamesi vermeleri hâlinde, kendilerinden vergi cezası veya gecikme faizi talep edilmeyecek, beyan üzerine tahakkuk edecek vergiler, beyannamenin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde (gelir vergisinin ilk taksiti bir ay içinde ikinci taksiti kanuni süresinde) ödenecektir. Matrah artırmakla birlikte düzeltme işlemlerini yapmayan mükellefler hakkında ise matrah artırımı başvuru süresinin sonu itibarıyla gerekli işlemler vergi dairelerince yerine getirilecek, vergi ziyaı olması hâlinde tarh edilecek vergi için gecikme faizi matrah artırımı başvuru süresinin sonundan itibaren hesaplanacaktır.

    2022 yılında ilk 11 ayda 2,1 trilyon liralık vergi gelirine ulaşılırken kurumlar vergisi yüzde 185,1’le geçen yıla göre en çok tahsilat artışı yaşanan vergi kalemi oldu. Ocak-Kasım dönemine göre tahsilatı oranı en fazla artan kurumlar vergisi olurken, bu vergide yüzde 185,1 artışla 498,7 milyar liralık tahsilat gerçekleştirildi. Muhtemel ek vergiden ise 100 milyar lira civarı bir gelir toplanmış olacak.

    Ek Vergiye Tabi Olan İstisna veya İndirim Unsurlarından 2022 Yılı Geçici Vergi Dönemlerinde Verilen Beyannamelerde Yararlanılmış Olmakla Birlikte 2022 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Yararlanılmaması Mümkün Müdür? Bu Durumda Ek Vergi Alınacak Mıdır?

    Benimde görüşüm, geçici beyan olduğu nihayi beyan durumun ise yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ile mükellefler tarafından vergi idaresine bildirilmekte olduğu, bu nedenle nihai beyan olan yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde istisna veya indirimlerden yararlanılmaması halinde Ek Verginin alınamayacağı şeklindedir. Üstelik geçici ile kesin beyan arasında zaten %10’nun altında bir beyan farkı halinde bu durum daha da kesinlik kazanacaktır. Üstelik işin içine bir de 2022 yılı matrah artırımı girince işler daha da çetrefilli bir hal alacaktır.

    Ancak peşinen belirtelim 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında alınacak ek vergi için bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecek, denildiği için bu mükelleflerin ek vergi matrahları matrah artırımı kapsamı dışında bırakılacağı aşikârdır.

    Bu konuya ilişkin genel tebliğin aciliyeti aşikar. Bakalım idare bu tartışmalı hususlarda yorumunu nasıl ortaya koyacaktır. Ancak tahminimiz idarenin yorumu şu şekilde gerçekleşecektir. Mükellefin ek vergiye tabi olan istisna veya indirim unsurundan yararlanmadığı (bir başka ifade ile kazancından tenzil etmediği) durumda dahi ister kâr ister zarar olsun ilgili kazanç üzerinden Ek Vergi alınacaktır.

    2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, Ek Vergi beyanının da Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile birlikte yapılacağı aynı tahakkuk fişinde gösterileceği tahmin edilmektedir.

    Son söz: Türkiye’de 1929’dan bu yana gerekçeleri farklı olsa da, olağan dışı vergi uygulamaları ile sıkça karşılaşılmıştır. “İktisadi Buhran Vergisi”, “Mali Muvazene Vergisi”, ve “Hava Kuvvetlerine Yardım Vergisi” “1942 Varlık Vergisi“, “Mali denge Vergisi” bunların tipik örnekleridir. Tüm bu muğlâklık içerisinde olağan dışı durumların gerektirdiği finansman ihtiyacının karşılanmasında, Anayasa’nın vergilendirme ilkesine ait kuralları kamu yararı gibi kavramlar ileri sürülerek göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.