Dağların Şairi
“Afyon Lisesi’nde bir oğlan vardı. Bulgar göçmeni.
Bizim sınıfın en yaşlısı taş çatlasa 20 yaşında.
Bir gün sınıfın kapısındayız. Ya yatakhaneye gideceğiz, ya yemekhaneye ineceğiz. Kitaplarımızı, çantalarımızı topluyoruz. Dönüp de bana “Eşek Kürt” demez mi?
Ben sobanın yanındayım. Sobanın pik kapağını kaptığım gibi suratına indirdim. Alnının ortasından, göz kapağından yanağına kadar indi kapak. Satır gibi…
Ve oğlan düştü oraya. Hemen hastaneye götürdüler.
Adı da Bulgar Hasan… Başmuavin Cemal Hoca, Cemal Tunaç beni çağırdı. ‘Nedir oğlum?’ diye sordu.
Dedim ‘Bunun ne hakkı var bana hakaret olsun diye böyle şeyler söylüyor.’
‘Ben’ dedim, ‘ailemle, memleketimle onur duyarım.”
Dağların şairiydi o.
Asi dağların vatan şairi.
Vatanı sevmenin suçu mahkemeydi, mapustu, işkenceydi.
Kendi vatanında bir garipti.
Onca zulme rağmen o sevdadan hiç vazgeçmedi.
“Dağlarının, dağlarının ardı,
Nasıl anlatsam…
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz,
Çırılçıplak,
Vay kurban…
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.”
Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu’dur ol hikâyet,
Ol kara sevda.”
Sedat Kaya-Datça-21 Nisan 2023
ETİKETLER: Ahmet Arif eserleri, Ahmet Arif kimdir?, bodrum gündem, bodrum haberleri, doğru anadolu, doğu köyleri, Kürt Meselesi, Kürt Sorunu, sedat kaya yazıları, şiir, şiir haberleri
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar