Bodrum Gündem

Seccade üzerinden siyasete son

Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Ben Aleviyim” açıklaması, 3 açıdan önemliydi.

*Kemal Bey, Erdoğan’ın “Seccade krizi” ile başlattığı “kimlik siyaseti” üzerinden yapacağı kampanyayı, başlamadan bitirdi.

*Zamanlama açısından mükemmeldi. Çünkü, seçmen sandığa gitmeden önce yapılan bu açıklama, “dürüstlük” kokuyordu. Sünni seçmene “oyunu bilerek kullan, ben Alevi’yim. Alevi bir Cumhurbaşkanı seçiyorsun” diyordu.

*Kemal Bey, “Ben Aleviyim” demekle, bir tabuyu da yıktı. Aynı, ABD’de “zenciden başkan olmaz” sözünün Obama ile birlikte tarihe karışması gibi, “Alevi’den Cumhurbaşkanı olmaz“ sözü de Kemal Bey’in seçilmesiyle ortadan kalkacak.

Seccade ile başlayan tehlike…

Kemal beye ilk tepkiyi gösteren İçişleri Bakanı Soylu da açıklamanın zamanlamasının “mükemmel” olduğunu ortaya koyuyor.

“Alevi olduğunu niye şimdi açıklıyorsun” diyen Soylu, aslında üzüntüsünü ifade ediyordu. Çünkü seçim öncesinde AKP, Kemal beyi Alevi kimliği üzerinden ayrıştırmaya hazırlanıyordu.

Erdoğan günler öncesinden, Seccade krizi üzerinden, din-kimlik siyasetini başlatmıştı.

Kemal bey de bu tehlikeyi hissetti ve “Ben Aleviyim” açıklamasını yaptı.

Kemal bey, bir süre önce İstanbul’daki bir iftar programında yanlışlıkla bir seccadenin üzerine basmıştı. Aslında Namaz kılındıktan sonra kaldırılması gereken seccadeye basmanın günah olmadığı, din adamları tarafından da doğrulandı.

Aynı gezi olaylarında, Cami imamının, “hayır içki içilmedi” demesine ve detaylarıyla anlatmasına rağmen, “Camide içki içildi” polemiğinde olduğu gibi.

Erdoğan meydanlarda, seccade üzerinden başlattığı polemikte;  “bunların kıblesi belli değil” diyerek Kemal Beyi hedef alıyordu. Her gittiği yerde kendisine seccade hediye edilmesini istiyor, krizi gündemde tutmak için de şöyle diyordu:

“ Kıblesi Kabe olmayanın, seccadesi nereye bakar bilinmez”

Tıpkı, Ağustos 2014’te olduğu gibi. 7 yıl önceki seçim kampanyasında Erdoğan, otobüsün üzerinden bir yandan Kur’an-ı Kerim’i gösteriyor, diğer yandan da Kemal Beyin Alevi olduğunu herkese ilan ediyordu. Hatta bir adım daha ileri giderek, “Alevi olduğundan çekinme, korkma. Bunu rahat, rahat söyle” diyordu. Bu ülkede, aleviliğin “korkulacak-çekinilecek” bir şey olduğunu söylemeye çalışıyordu.

2014 seçiminde Kemal Bey Erdoğan’ın bu sözlerine, “Sen ne kadar bağırırsan bağır, biz bölünmemekte anlaştık” diye cevap veriyor.

Ancak, Alevi olduğunu açıklamıyordu.

Kemal bey “Ben Aleviyim” açıklamasını 7 yıl sonra, 14 Mayıs seçimi öncesinde yapacaktı.

Çünkü, Alevi olmasının bu seçimde de oy için kullanılacağını hissetti. Erdoğan’ın bu konuyu Alevi-Sünni polemiğine dönüştüreceğini biliyordu.

Açıklama, zamanlama açısından da “dürüstlük” kokuyor.

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamayı seçimlere 25 gün kala yapması, aynı zamanda seçmene saygı ve dürüstlük olarak da değerlendirmek gerekir.

Kemal Bey seçmene, sandığa gitmeden önce “oyunu bilerek kullan, ben Aleviyim, Alevi bir Cumhurbaşkanı seçiyorsun” demek istiyordu.

Bu açıklamaya rağmen Kemal Bey Cumhurbaşkanı seçilirse, “Türkiye’de Alevi’den Cumhurbaşkanı olmaz” sözü de tarihe karışacak,

ve dürüstlük kazanacak.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.