CHP LİLERE AÇIK MEKTUP…

14 Şubat, aynı zamanda sevgililer günü. Böyle anlamlı bir günde yapılacak kongrede umarız sevgi ve dostluk ön planda olur.

14 Şubat Pazar, bir tatil günü. Ertesi gün de 15 Şubat pazartesi ve mesai başlıyor. Yani herkes yeniden işine, günlük yaşamın rutin havasına yeniden dönecek. Demem o ki, tarih 14 Şubatta donup kalmıyor ve hayat devam ediyor. Öyleyse siyasi mücadele de olsa, bir gün sonra yine yüz yüze bakacağımızı; düğünde, bayramda, cenazede yine birlikte olacağımızı, aynı şehirde yaşayan insanlar olarak her zaman birbirimize ihtiyacımız olacağını düşünerek davranmak zorundayız.

Kuşkusuz siyasi partilerde; bu tür kongrelerde adaylar, ekipler bir hizmet yarışına talip olurlar ve bazen çok da çekişmeli mücadele içerisine girerler.

Order Lamisil Bodrum CHP İlçe kongresinin de barış ve dostluk havasında geçmesini isteriz elbet.

Ancak mevcut durum ve CHP Genel Merkezinin son günlerdeki edilgen politik tavrı dikkate alındığında ne yazık kongrelerin de artık partililer ve kamuoyunda heyecan yaratmadığını görüyoruz.

Oysa yaklaşan genel seçimler öncesi bu kongrelerin ve ardından yapılacak kurultayın; parti tabanında bir heyecan, coşku yaratması,  motive etmesi; yeni bir hırs ve azimle demokrasi mücadelesinde, daha özgür ve demokratik bir Türkiye kavgasında yerini almasına yol açması gerekmez miydi?

Siyasi partilerde aktif politika yapan insanların yeri ve zamanı geldiğinde emeğine, yeteneğine ve liyakatına uygun görevlere talip olmasından daha doğal bir şey olamaz.

Ama unutulmaması gereken bir şey var. Bu görevler hiç kimseye süresiz verilmez, hiçbir görev de kimseye ayrıcalık ya da üstünlük sağlamaz.

Kim hangi göreve gelirse gelsin; sonuçta başarı, üyesi olduğu siyasi partiye aittir. Kimse kendini partinin üzerinde görmeye, geldiği noktanın kendi başarısı olduğu gibi bir anlayışla siyasi sorumluğunu yok sayıp, bireysel davranma hakkına sahip değildir.

Yine hiç kimsenin ya da grubun hiçbir üyenin siyasi iradesine ipotek koyma hakkı yoktur.

İlçe kongresi için delege seçilen tüm partililerin emeğe saygı temelinde, parti içi demokrasinin gereklerine uygun bir politik tavır içerisinde olacaklarına inanmak istiyorum.

Gelecekte belediye başkanlığı, milletvekilliği gibi hedefleri olan kişilerin de şimdiden delegelerin oylarını bloke etmeye yönelik davranışlardan uzak durmaları, siyasi iradeye saygılı davranmaları gerekir.

Kaldı ki, yarımada siyasetinde ilkeli birliktelikler ya da siyaset ve ideolojik bağlamda gruplaşmaların olmadığı bir süreç yaşıyoruz.

Keşke yarışacak gruplar; delegelerin önüne çalışma ilkeleri, yönetim anlayışları ve projeleriyle çıkabilseler! Order Furosemide

Ama görünen o ki, her yerde olduğu gibi tercihlerimizi yine ilke ve ideolojiler yerine kişilere göre belirleyeceğiz. Kişisel dostluklar, ahbap-çavuş ilişkileri ve yine her zaman olduğu gibi kimi siyaset baronlarının politik beklenti ve hedefleri belirleyici olacak.

Ve bizim; demokrasi ve insan haklarından yana, barışı ve özgürlükleri savunan, yüzünü sola çevirmiş, kendi dışındaki solla, emekçi kuruluşlarla barışık bir CHP özlemi bir başka bahara kalacak!……

Oysa bu ülkenin, bu güzel ülkenin güzel insanlarının; gerçek bir sol partiye, toplumu değiştirip, dönüştürecek; darbelere ve darbecilere karşı duracak, klasik muhalefet anlayışından kurtulup, iktidarı hedefleyen bir siyasal iradeye her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

buy valacyclovir Barış ve demokrasinin egemen olduğu, 12 Eylül darbe anayasasından kurtulmuş, tüm katmanların politik olarak kendini ifade edebildiği, temsil olanağı bulduğu bir Türkiye özlem ve umudumuzu korumak dileğiyle.

[email protected]