ÖĞRETMENİNİZİ İYİ DİNLEYİN…
Sevgili dostlar, BODRUMGÜNDEM internet gazetesinde yayınlanan, KOYLARINA HALEL GELMİŞ MEMLEKETİMİN Başlıklı yazıma Bodrumda öğretmenlik yapan bir arkadaşımızın gönderdiği yorumundan bazı pasajları sizlerle paylaşmak istedim.
Denize olan ilgimi arkadaşlarımla paylaşmayı seviyorum. Meslek hayatım boyunca onlarca arkadaşıma yüzmeyi balık yakalamayı öğrettim. İstiyorum ki okulda teneffüs aralarında deniz de konuşulsun. Bodrum halkı denizle yeterince ilgili olmadığı için buradaki sorunları da görmüyor. Onlar için Kisse Bükü‘ne yapılaşma başlamış ya da başlamamış önemli değil. Çünkü bir kayık kullanmamış, kürek çekmemiş, yelken açmamış, dalış yapmamış, balık avlamamış, sırtı çekmemiş ve tatillerinde Kisse Bükü’ne demirlememişler. Bu konuda belediyenin ve kaymakamlığın üzerine düşen sorumluluklar nelerdir? Neden kürekli sandallar ile tur atamıyoruz. Neden balık ekmek yiyemiyoruz. Neden ücretsiz turlar yok. Neden insanlar tekne kullanmıyorlar, neden yelken açmıyorlar. Kamu kurumlarını, denizcilikle ilgili sorumluluklarını yerine getirmeleri için zorlamalıyız. Belediye meclis toplantılarında denizciliğin konuşulmasını sağlamalıyız. Çevremizdeki insanlara konuyu anlatmalıyız. Arkadaşlarımızı denize çıkarmalıyız.” Eline yüreğina sağlık öğretmenim… Öğretmeni dinlemelisiniz çünkü o öğretendir… Kaptanlığımın ilk yıllarında ilk turuma çıkacağım bir teknede, 7 günlük Mavi Yolculuğa götüreceğim 12 kişilik Alman gurubu getiren rehber; aşçı, gemici ve kaptan olarak bizleri tanıştırdıktan sonra ezberlediği gezi ve tekne kurallarını sayıp bir sorusu olan varmı diye sordu. Kimseden ses çıkmayınca ilk heyecan olsa gerek, yolculara “aranızda yüzme bilmeyen var mı” diye sordum. Garip garip benden tarafa bakan yolcuların bu bakışlarından mesajı almıştım, onlar daha ilkokulda yüzmeyi öğreniyorlardı. Ancak bu bakışlar gülüşmelere dönüşmeye başlayınca etrafıma bakındım ki, bizim aşçı parmak kaldırmıştı… Sağlıcakla kalın saygılarımla…