Bodrum Gündem

Türkler ve Ermeniler

06.05.2011
0
A+
A-

Ermenistan Başbakanı Ovanes Kaçaznuni Taşnak Partisinın 1923 Bükreş diaspora toplantısına bir rapor sunmuştur.

Buy Sildenafil

 


Bu raporda, ‘ermeni soykırımı yoktur’  deniliyor. Kitap olarak yayınlanan bu rapordan birkaç satırı  aşağıda iletiyorum. ( Ovanes Kaçaznuni,’ Taşnak  Partisinin yapacağı birşey yok’, Kaynak Yayınları . Rus arşivinden bulup, Türkçeye  çeviren Doç.Dr Mehmet Perinçek )


 


 


* * *


………………………………..


1914 sonbaharında, Türkiye′nin  henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı , buna hazırlanmadığı dönemde, Güney Kafkasya′a büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Ermeni Devrimci Taşnaksutyun Partisi (EDDP) hem bu birliklerin oluşturulmasına ,  hem de bunların  Türkiye′ye karşı gerçekleştirdikleri askeri operasyonlara aktif bir şekilde katıldı. Sadakatimiz, çalışmalarımız  ve yardımlarımız karşılığında  Çar  Hükümetinin (Güney Kafkasya Ermenistanı ile Türkiye′nin Ermeni eyaletlerinden oluşan) Ermenistanın  bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik.


1915  yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu,  Avrupa diplomasisinin vaatleri doğrultuısunda, bağımsızlığımızın temelini oluşturması gereken bölgeler boşaltıldı; Türkler ne yaptıklarını  biliyorlardı ve  pişmanlık duymalarını gerektirecek hiçbir husus bulunmamamaktadır. Türkiye′de Ermeni  meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem en kesin ve en uygun yöntemdi.


Van, Eleşkirt, Basen mültecileri, , onbinlerce, yüzbinlerce kişi gelip  Rusyanın Ermeni bölgelerine doldular. Aç, çıplak, hasta ve korku içindeki insanlar köylerimize ve şehirlerimize doldu.  Bu aç kitle, kendisi ekmek bulamayan bir ülkeye gelmiş bulunuyordu.  Şirak ve Ararat vadileri muazzam bir hastahaneyi andırıyordu;  buralarda binlerce Ermeni bizim gözlerimiz önünde, eşiğimizin hemen yanı başında açlıktan ve hastalıktan ölmekteydi.


Kızgınlık ve korku içinde bulunan bizler suçlu arıyorduk ve bu suçluyu hemen  ′Rus Hükümeti ve onun  kalleşçe politikaları ′′ olarak belirledik.. Rusların bize kalleşce  davrandığı inancında sanki özel bir teselli vardı .Kötü kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur; bizim milli psikolojimizin karekteristik bir özelliğidir. ……………. Buy Natrexone


 


 


* * *  


 


Ermeniler daha sonra Rusların yanısıra Fransızları, Amerikalıları, İngilizleri, de kalleşlikle suçlayacaklardı..Bu ülkeler,  kurnazca, kendilerine yöneltilmiş kalleşlik  suçlamalarını,  Türklere karşı soykırım suçlamasına yönelttiler. Ovanes  Kaçaznuni  raporunda  anlattığı hadiseler  Ermenilerin  sebep olduğu terrör ve savaş ortamının  getirdiği kırımdır.  Kafkasyanın  müslüman halkı  da Ermenilerin elinde acımasız kırımı yaşadı.  Aynı şekilde Balkanlarda, Giritde, ve Anadoluda   yüzbinlerce, milyonlarca  korumasız  insanımız  öldürüldü , sürüldü, göçmen oldu , aç sefil kaldı. Bütun bunları biz unuttuk, unutturulduk.  Onlar unutmadılar. Ulusal kimliklerlerini Türk düşmanlığı ile bilediler. 


 


Şimdi Ermenilerin arkasına geçen Batı Türkleri soykırımla  suçluyor. Amaçları Lozan′ı yırtmak, Sevr′i hortlatmak, Türkiyeyi  parçalamakdır.Almanların  yedi  milyon  korumasız yahudiyi  öldürmeleri soykırımdır. Fransızların Cezayirde,  Ermenlerin Karabağda,  Amerikalıların Vietnamda,  Irakda, yaptıkları soykırımdır. Devletler hukuku soykırım  yapan ülkelere  karşı birleşmiş milletler onayı ile   yaptırımlara imkan veriyor. Ekonomik, Siyasi, Askeri  unsurları kullanarak küresel güçler bu yaptırımları zorlayabilirler.


Erectile Dysfunction  


Atatürk ′′Yurtda sulh, Cihanda sulh′′ ilkesi ile çevre ülkelere de önderlik etmişdir  Türkiye  merkezli  bölgesel  bir güç dengesinin temellerini atmış, küresel güçlere  karşı  denge  olarak doğu ve batı  komşuları ile paktlar kurmuşdur.  .′′Ne mutlu Türküm Diyene′′ özdeyişi ile   milli birlik ve tarih bilincini  halkımıza aşılamış, Eğitim birliğini gerçekleştirmiş, on sene gibi inanılmaz kısa bir sürede peşpeşe  gerçekleştirdiği   o eşsiz  devrimlerle halkımızı şeriatın karanlığından çıkarıp  ′Çağdaş Uygarlık Düzeyi’ne erişeceği yola  koymuştur.


 


Ne yazık ki Atatürk′den  sonra gelenler  Çağdaş Uygarlık Düzeyi′ni batı uyumluluğu olarak algılamışlar, Türkiye merkezli  bölgesel güç dengesini unutmuşlar, batının koruyucu kalkanı olmakla öğünmüşlerdir.Batının  Türkiyeyi parçalamak için maşa olarak kullandığı Ermeni′nin  Yunan′ın  ve diğerlerinin yaptığı acımasız  kırım, ülkede barış, dünyada barış  olsun diye, halkımıza  unuttururulmuş,, gençliğimize öğretilmemişdir,  Neticede,  Türkiye Cumhuriyeti tarihinden habersiz, Türklük  bilincinden yoksun nesiller yetişmişdir. Halkımız′ın çoğunluğu ve bir kısım yöneticilerimiz, yazarımız, çizerimiz,  İş adamımız , hatta üniversite hocası  yeterli tarih  eğitiminden  yoksundur,  bilinçsizdir. Onlar Batının  Küreselleşme adı altında mazlum ülkelere  zorladığı  yeni sömürgeciliği savunuyorlar, üniversitelerimizin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının imkanlarını  Batının sözcülüğü için kullanıyorlar. Üniter devletimiz etnik  azınlıklar yaratılarak  parçalamaya çalışılmaktadır. Köy enstitüleri dağıtılmışdır.  Ulusal birliğimizin temel taşı  olması  gereken  Eğitim Birliği yok edilmişdir. Ulusal tarih bilincinden yoksun, taklitciliğine yönelik,  tutarsız, plansız  bir eğitim karmaşası  içinde bocalıyoruz.


 


 


Bugün karşımıza çıkan  Soykırım, Patrikhane, Kıbrıs, Büyük Ortadoğu Projeleri karşısında bilinçsiz, hazırlıksız ve sanki  çaresiz bir durumda bocalıyoruz. Gözünü Nobel hırsı  bürümüş bir gafil kalkıp İsviçrede ′′Türkler bir milyon Ermeniyi öldürmüşdür′′ diyebiliyor. Ulusal bilinç’den yoksun bir iş adamı  ’Türkiye’nin insanlarının mutluluğui bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir’ diyebiliyor.


 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.