Bodrum Gündem

TERÖR VE DOĞUM SANCISI, DİN ALDATMACASI..

20.08.2011
0
A+
A-

Terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan, Almanyada yayınlanan Bir Savaşın Anatomisi adlı kitabında örgütün dine yaklaşımını açıklarken…




İslam dinine ağır hakaretler savururken, Zerdüştlüğü (mandeizm, Mecusilik ateşperestlik) Kürtlerin dini ve ideolojik kimliği olarak takdim ediyor.    


Geçen hafta güvenlik güçlerine teslim olan iki teröristin basına yansıyan ilk açıklamaları Karayılan’ı teyit eder nitelikteydi: “Dağda İslam ve Hz.Muhammed düşmanlığı işlenirken bir yandan da Zerdüştlük propagandası yapılıyor.


Ailemde dini değerlerime bağlı olarak yetiştirildim. Ancak dağda dinimizle, namaz ve orucumuzla dalga geçiliyor. Bize dinden soğutmak ve din değiştirmemiz için bize baskı yapılıyor.”


Bu ne turşu, bu ne perhiz?


Bir yanda sivil itaatsizlik adı altında alternatif Cuma namazları kıldırıp, dinle sorunu yokmuş imajı vereceksin, diğer yandan da kamplarda İslam düşmanlığı yapacaksın. Ne garip bir tecellidir ki; dini bütün, namazını kılan, orucunu tutan Kürtler bile PKK sempatizanı olabiliyor. Marksist-Leninist biraz da Zerdüşt eli kanlı bölücü terör örgütü hala taraftar toplayabiliyor, dağa adam devşirebiliyorsa, burada öncelikle hesap vermesi gereken veya düşünmesi gereken onlara sempati duyan ve oy veren vatandaş değil devlettir. Terör örgütünün ve onun sözde legal uzantılarının sahte imamlar öncülüğünde, din kisvesi altında halkı kandırma taktiği bugünün değil, 10 yıllık bir stratejinin ürünüdür.


buy Plan B online

Eğer devlet bunu şimdiye kadar göremediyse teröre karşı geliştirdiği reflekslerini yeniden gözden geçirmesi gerekmiyor mu?


Her şeye rağmen denenmiş yöntemlerden ziyade gönülleri fetheden, sahiden kardeşliği pekiştiren adımlar atmaktan vazgeçilmemelidir. Aksi bir yöntem, bizi tekrar tuzağa düşürür.


SAMİMİYET TESTİ…


Terör örgütü ve uzantıları her fırsatta barışı ve demokrasiyi dillerine plesenk etmişler ama  ne zaman kardeşliği pekiştiren devleti eski hatalarından döndürecek bir adım atılsa, ne zaman sorunların anası olan darbe anayasasını değiştirme çabaları başlasa, ne zaman Türkiye siyaseten ve ekonomik olarak bir hamle yapsa, işte o zaman terör birden bire tırmandırılıyor. Dünya krizlerle boğuşurken Türkiye sığınılacak güvenli liman konumunu korurken, Ortadoğu’da oyun kurucu bir güç olarak gıpta ve kıskançlıkla bakılırken, soruyorum, özellikle Ramazan ayında terörü tırmandırmak kimin işine yarayacak?


Buradan da sonunun geldiğini anca fark eden örgütün son vuruşlarını da başka güçler adına yaptığını bir kez daha anlıyoruz. Amaç Kürtlerin meşru haklarını savunmak değil, dağdaki çözülmeyi önlemek ve devleti tekrar operasyonlara ve yeni güvenlik tedbirlerine zorlamaktır. Böylece güya 90’lı yıllara geri dönülecek, faili meçhuller artacaktır. Çünkü terör örgütünün beslendiği tek kaynak kan ve şiddettir.


Hükümet bu tuzağı gördüğü için sorunu şiddete başvurmadan siyasi zeminde çözülmesi için olağanüstü irade gösterdi. PKK her zaman olduğu gibi süreci yani baltalamış oldu. BDP de tamamen Kandil ve İmralı eksenli duruşlarıyla çözüm yeri olan TBMM’den kaçarak söylem ve eylemleriyle terörün tırmanmasına zemin hazırladı, özellikle son tavırlarıyla güvenilirliklerini ve samimiyetlerini tamamen yitirmişlerdir.


UMRANDAN UYGARLIĞA DOĞUM SANCISI…    


Artık bu aşamadan sonra hükümetin mecbur bırakıldığı yeni terörle mücadele konseptini kimsenin eleştirme hakkı kalmayacaktır.     Sabrın taşmış olması, bıçağın kemiğe dayanmış olması sakın kimseyi ürkütmesin.


Artık Türkiye eski Türkiye değildir.


Devlet artık sorunlarını demokrasi ve hukuk sınırları ve kardeşlik hakkı çerçevesinde çözecek güçtedir. Birilerinin ısrarla kan dökme çabalarına rağmen Türkiye oyuna gelmeyecektir.     Güvenlik önlemeleri üst düzeyde mutlaka alınacaktır. Ancak bunun bir çözüm yolu olmadığı bilinmelidir. Kürt kardeşlerimizle aramıza daha fazla kan, kin ve husumet girmeden, gençlerimiz daha fazla terörize olmadan devletin sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, felsefi tedbirleri ve projeleri olmalıdır. Eğer bunlar yoksa, bıçak kemiğe değil kalbe de dayansa, tüm çabalar boşa gidecektir.         


Cemil Meriç “Umrandan Uygarlığa” adlı eserinde bu ve benzeri geçiş süreçlerini şöyle yorumluyor; “Zaman ve mekan aşacak insan. Bu kanatlanış, birleşmenin, birlikte düşünmenin eseri olacak. Birlikte düşünmek kişiliği ortadan kaldırmaz, geliştirir. Ama düşüncelerini başkalarınınkilerle birleştirmek için onları sevmek onlarla kaynaşmak gerek. Kurtuluş şuurlanıştadır. Düşünen insanlığı hayata bağlayacak olan maddi bir rahat değil, kendi kendini aşma, bütünleşmesidir.”    


İşte Türkiye’nin aradığı çözüm yolu budur.


Terörle mücadele stratejisinin ilk maddesi bu olmalıdır.    


Medeniyetimizi yeniden inşa sürecinde Türkiye artık kendini arayan adam olmaktan kurtulup “kendini bulan adam” olmuştur. Bu öze dönüş sürecinde ülkemiz Kürt sorunundan asker-sivil ilişkilerine kadar daha olumlu gelişmelere gebedir. Clonidine Online


Öyle inanıyorum ki yaşadıklarımız yeniden doğum sancısıdır.


Ebenin kim olduğu artık umurumda değil.


 

Hoşça kalın. treatment of impotence
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.