Bodrum Gündem

HÜRRİYET’İ KAPATTIM

Kendimi bildim bileli “Hürriyet Gazetesi” okumak, benim için güne başlamak demekti. Sonra, sevdiğim yazılarını zevkle okuduğum yazarlar teker-teker
ya kovuldular ya da işten ayrılmak zorunda kaldılar.
Aydın Doğan’ın AKP Hükümeti ile olan ticari ilişkileri he şeyden önemli idi.
O kadar ki, Türkiye’den bile daha önemli idi!
Otomobil parçacısı Aydın Doğan’ı- Medya Patronu ve Holding Sahibi yapan
Türk Milletinin geleceğinden de daha önemli idi!
Aydın Doğan, Tayyip Erdoğan’ın emrine girmekle de yetinmedi.
Kızını, “Akil İnsanlar Heyetine” , Damadını da Erdoğan’ın gayri resmi danışmanlığına gönderdi.
Ne verirse versin karşısındakinin doymayacağını, teslimiyetin “Gönüllü Kölelik” olduğunu bilmeyen Aydın Doğan sonunda Yılmaz Özdil’i de bıktırdı.

Ben bundan sonra ne Hürriyet Gazetesini alırım, ne de aldırtırım.
Hürriyetin internet sayfasını da okumam. Aydın Doğan’a da önerim şudur:
Gazeteni-televizyonunu, milletin a..na koyan müteahhitlerin oluşturduğu Havuz Medyasına sat. Doğan olan soyadının başına “Er” takısını eklet. Paracıklarını da daha fazla para kazanacağın eğlence sektörüne (!) yatır…

Hürriyet Gazetesinin bu tutumu, önümüzdeki dönem nasıl bir baskı rejiminin uygulanacağının ilk işaretini veriyor. Zülüm arttıkça, zalimin ömrü kısalır. Takmayın kafanıza, bu da geçer…

Yılmaz Özdil’in Hürriyet’te yayınlanmayan yazısını aynen yayınlıyorum.
AKP’ ye kapak olsun…

“ Valla benim içimden geçen isim, Bilal…
Birincisi, devlette devamlılık esastır, devlet dediğin babadan oğuladır.
buy azithromycin online

İkincisi, hiç unutmam, 2005 senesinde Brüksel’deki NATO zirvesinde, ABD Başkanı Bush, İngiltere Başbakanı Blair ve bunun babası bir araya gelmişti. Bush parmağıyla bunu gösterip “çalışıyor mu bu” diye sormuştu, babası “çalışıyor” demişti. Bush da daha bi saniye önce çalışıp çalışmadığını bile bilmediği halde “çok akıllı bi çocuk” demişti, Blair de gülerek “tıpkı babası gibi” demişti.

Üçüncüsü, Bush’la Blair haklıydı, hakikaten çok zeki bi çocuk… Küçükken okuyacak parası bile yoktu, Remzi’nin bursuyla okudu. Şimdi, çalışarak kazandığı paralarını 48 saat sıfırlıyor, halâ 30 milyon avrosu kalıyor, zekâsını düşün yani.

Dördüncüsü, milletvekili olmasına filan gerek yoktur, doğuştan milli egemendir. 23 Nisan doğumludur. Seçim meçim yapılmasın, Çocuk Bayramı’nda makama oturtulsun, bi daha kalkmasın ister assın ister kessin.

Beşincisi, vakıfçı olduğu için memlekete dair her mevzuya vakıftır. Babası ne zaman sıkışsa onu arar, telefon eder, Fenerbahçe’yi şöyle yap der, telefon eder, şu işadamını kucağa oturt der, telefon eder, çiftlik ne oldu diye sorar. Gerçi biraz yavaş anlar, habire anladım babacığım der ama o kadar kusur kadı kızında da olur, imam oğlunda da olur. Bilal’den şahane Başbakan olur. Order Prozac

Bilal olmazsa…
Hayırsever Rıza cuk oturur.
O da maşallah Bilal gibi zekâ küpü, henüz 26 yaşındayken 86 milyar dolarlık altın ihracatı yaptı. Ayrıca… Bakanların yarısı zaten emrinde.
Hayırsever olduğu için, seviyor bakanlarımızı. Kimine kol saati alıyor, kimine takım elbise alıyor, kimine çikolata kutusu gönderiyor. Bakanlarımız da onu seviyor. Mesela içişleri bakanımız gerekirse önüne yatıyor.

Başbakanımız “yuh çekersen tokadı yersin” diyor, vatandaşları yumrukluyor, yerlerde tekmeletiyor, Rıza da “hırsız var” diyeni, korumalarına yakalatıyor, ağzını burnunu kırdırtıyor. Halef-selef olsun. Böyle başa böyle tarak olsun.

Yok, eğer Rıza da uymazsa…
Müteahhit Cengiz olsun.
Malum “tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bak” derler, nasıl olsa milletin orasına koyacak. Bari başbakan olarak koysun. Ahaliyi donuna kadar soymalarına rağmen, ahali itiraz edeceğine “soyuyorsa beni soyuyor, sana ne” diye kavga ediyorsa… “Gör bak milletin orasına koyacağız” diyen müteahhit Cengiz’e törenle plaket veriliyorsa… Allah yardımcımız olsun, müteahhit Nihat da bu Cengiz’in başbakan yardımcısı olsun. Çünkü n’aapsın bu şartlarda Nihat, koymazsa kabahat.

Müteahhit Cengiz de olmazsa… Sayın Apo olsun.

Hatırlarsınız, tapesi sızmıştı, “Tayyip’in beni üçüncü kişi olarak konumlandırması tesadüf değil” demişti. Nedir devlet protokolü? Birinci kişi cumhurbaşkanı, ikinci kişi meclis başkanı, üçüncü kişi başbakan… E madem öyle, tesadüf olarak kalmasın, resmiyet kazansın, “Yeni Türkiye” protokolüne
geçilsin. Apo tek başına başbakan olmasa bile, hiç olmazsa eşbaşkan olsun.

Yasin El Kadı dışişleri bakanı olsun. Recep İvedik kültür bakanı olsun. Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Hande Yener, Mustafa Sandal, Alişan, Cengiz Kurdoğlu, Berdan Mardini, Ece Erken, Şafak Sezer kabineye girsin. Burhan Kuzu gene hiçbir şey yapılmasın, düz milletvekili kalsın, delirsin.
Acun, hükümet sözcüsü olsun.

Google’dan ayet sallayan, bakara-makaracı Egemen Bağış’ı da Ekmeleddin ’den boşalan İslam İşbirliği Teşkilâtının başına getirdin miydi, tadından yenmez gari Plavix online .”

Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Ağustos 2014
Rifat Serdaroğlu

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.