Bodrum Gündem

BİDEN (BİDON) KAFALI / KERRY (GERİ) ZEKÂLI

11.10.2014
0
A+
A-

“Bu konuşmalar, Kısıklı/İstanbul civarlarındaki evin salak oğlunun, kriptolu telefonunu mahalle bakkalında açık olarak unutması sonucu sehven dinlenmiştir. Konuşma esnasında kullanılan argo kelimeler ve küfürler mümkün olduğu kadar, düzeltilmeye çalışılmıştır. Ama nereye kadar düzelteceğiz ki? Nihayetinde biz de edebiyat öğretmeni değiliz, aanadın mı?” generic Colchicine order methotrexate online buy Retin-A online

Baba;
Ulan bunların hepsi salak be! Hem salak, hem ya…k, hem de hain bunlar yahu! Bunlar paralelci mi oldular, nedir? Hepsi birden üstüme geliyorlar!

Anne;
Sinirlenme Sultanım, sinir sana yaramıyor. Hem kan şekerin düşüyor kasılıp kalıyorsun, hem ameliyat yerlerin ağrımaya başlıyor. Bunlar seni çekemiyorlar!
Hatırlasana Amerika’da Polislerini senin üstüne salmadılar mı?
Ama sen ne yaptın? Allah, Allah deyip polisleri ezip geçtin, aslanlar gibi!

Oğlan;
Babacığım, benim kriptolu telefonumu gördünüz mü? Bulamıyorum da!

Baba;
Ohooo, bizim bununla işimiz var Hanım. Bu daha telefonuna sahip değil, vakıftaki milyarlara-cillop gibi kupon arazilere nasıl sahip çıkacak yahu!
Ne bileyim senin telefonunu ben be, defol git şimdi ananla konuyorum.
Önce Finanşıl Tayms, ardından Vaşington Portakal(!) değil be, Vaşington Post bize saldırdı.
Sonradan Amerikanyalı Keri, “Erdoğan, Irak’ın kaçak petrolünü alıyor, parasını da IŞİD’ e veriyor” dedi.
Türkiye’ye geldiğinde kendisine; “Şşşt Keri zekâlı, ne iş bu? Böyle beyanatlar bize ters gelir, ayağını denk al, kafamı bozma” dedim, yelkenleri indirdi tabii.
Tam bu işler unutuldu dedik, teskereyi de istedikleri gibi çıkardık, başımıza bir de Amerikanyalı Biden çıkmasın mı? Neymiş efendim;
Biz, IŞİD’ a kamyonlarla silah, milyonlarca dolar para veriyormuşuz!
Be hey Bidon Kafalı Biden, hadi silahı geçtik. Parayı niye onlara vereyim yahu! Ben Keri zekâlı mıyım? Veririm vakfa, alırım birkaç tane kupon arazi, ohh keyif yaparım be! Silerim ulan seni, tarih olursun sonra. Değil mi Hanım?

Anne;
Haklısın Sultanım, bunlar seni çekemediler bir türlü. Üzme kendini sen. Dün eski mahalleden Tırnakçı Niyazi’nin karısı İpek bacı geldi.
Mahalleye Suriye’den nefesi kuvvetli bir hoca gelmiş. Adamın her dediği çıkıyormuş. Ben bugün ona gider, okuturum. Hem sana “Nazar Muskası” yaptırırım, hem de o Bidonla, Keri’nin sidikliklerini bağlatırım. Teşaşül edemesinler de, iftira atmak neymiş öğrensinler! Görürler günlerini onlar.
Len şoförcü, benim arabaya sivil plaka takın oğlum, bir yere gitçez…

Konuşmalar bu tarz üzerine devam eder…

Bu konuşmaları ve gazete haberlerini, dünyanın pek çok ülkesinde Büyükelçilik yapmış ve ülkemizi onurla temsil etmiş bir dostuma sordum.
Dediklerini aynen yazıyorum;
“Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinin Cumhurbaşkanı, komşusu bir ülkeye “savaş sebebi” sayılacak sözler söylemez. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinin Cumhurbaşkanı, komşularındaki “terör örgütlerini” desteklediğini söylemez, “mezhep kavgalarında” taraf olmaz. Bu davranışlar ülkemizi çok zor günlere götürür. Yıllarca bunların bedelini millet olarak ödeyemeyiz.
Amerika ’lı Yetkililere gelince;
Taktik hep aynıdır. Üzerini çizdikleri kişiyi önce basında malzeme yaparlar.
Bu konuda basını bilgi ve belge ile desteklerler. Daha sonra ABD Başkan’ı bu kişilerle irtibatını keser ve onu yardımcılarından birine yönlendirir. Yardımcıları- Bakanları-Sözcüleri o kişilerin aleyhine beyanat vermeye başlarlar.
Bu konuşmalar-beyanatlar hepsi delil niteliğindedir. Çünkü bu adamlar ellerinde kesin belge olmadan konuşmazlar!
Tüm bunlardan sonra, esas felaket gelir. Kişilerin gizli hesaplardaki kirli paraları açıklanır. Bir işaretle uluslararası finans kuruluşlarından darbe üstüne darbe gelmeye başlar.
En sonunda da, o kişileri aynen “El Beşir” gibi, “Savaş Suçlusu” veya “Teröre Yardım Eden” kişiler olarak Uluslararası Mahkemelerde yargılarlar…

Bu durum ülkenin felaketi olur, dedim.
Şöyle yanıt verdi;
“Her Millet bir gün, kendisini yönetecek doğru kişileri seçmeyi öğrenecektir. Öğrenene kadar da, başına geleceklere razı olacaktır…”

Ne bayram yazısı oldu be! İçim karardı yahu…

Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Ekim 2014
Rifat Serdaroğlu

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.