Bodrum Gündem

ACABA ABARTTIM MI?

Tadalafil online order Robaxin online celal-gürsoy buy Premarin online

İnsan bu yaşa gelince “acaba eskiye özlemimi çok mu abarttım?” diye düşünüyor.

Genç yaşlarda içinde yaşadığınız ortamı, doğal güzellikleri, insanları o kadar dikkatli gözlemleyemiyorsunuz. Aradan 30-40 yıl geçince değişen görüntüler içinizi burkuyor.

1980 yılında Boğaziçi’nin lacivert sularını bırakıp Frankfurt’un yeşil renkli bir pelte gibi akmaya çalışan Main nehrine gidince içimi karanlıklar sarmıştı. Her gün boğazın rüzgarını, akıntısını, kokusunu özlüyor, kendime “burada ne işin var?” diye soruyordum.

Aradan 15 çok uzun yıl geçip İstanbul’a döndüğümde ise karşılaştığım beton yığınları ve doğa katliamı beni çok daha fazla yaralamıştı. Hayretle buna izin veren makamların kasılarak şehri nasıl güzelleştirdiklerini, halka nasıl hizmet verdiklerini anlatmalarını dinliyor, “bende bir yanlışlık mı var?” diye düşünüyordum.

Doğa katliamına ilave olarak şehrin insanlarındaki mağara adamı devrine yönelik değişiklik bizi korkutmuştu. Netice olarak giderek yaşanması zor, vahşi bir şehir olmaya başlayan İstanbul’dan kurtulmak istedik. Ailecek Bodrum’a geldiğimizde derin bir nefes almıştık.

Şimdi aynı sıkıntıyı burada yaşamaya başladım. Turizm bahanesiyle katledilen doğal servetleri gördükçe çaresizlik içinde düşüncelere dalıyorum.

Çirkin görüntülü, Bodrum’a hiç yakışmayan inşaatlara, kesilen ağaçlara, yakılan ormanlara karşı idari kurumların ve sivil örgütlerin çaresiz kalması, işin bizim çok üstümüzdeki güçler tarafından yürütüldüğünü gösteriyor.

Sizler de farkındasınız sanırım, Bodrum’daki insan karakteri de giderek değişiyor. Trafik yabancı plakalı, sabırsız, sinirli ve küstah insanlarla dolmaya başladı. Ticaret başka bir neslin eline geçiyor. Eski saygı ve güvene dayalı hayat elden uçup gidiyor.

Biz bu değişime ayak uydurmak zorunda mıyız? Yapılacak bir şey yok mu?

Gerçekten mi?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.