Bodrum Gündem

KRİZİ HAFİFLETME PLANI

Dünya turizm tarihinde zirveye tırmanırken çakılan Türkiye’den başka bir ülke yok.

50 yılda ilk yediye girme başarısını yakaladık, ama yaptığımız akıl almaz hatalar yüzünden yerimizi koruyamadık. Milyarlarca doları bize rakip ülkeler kaybettirmiyor. İç ve dış politikadaki yanlışlarımız, başarılı turizm politikamızı dinamitledi. Kurşunu ayağımıza kendimiz sıktık yani…

Şimdi ne yapalım ve zararın neresinden dönelim de, durumu düzeltelim? Her kafadan bir ses çıkıyor, kargaları bile güldürecek teklifler atılıyor ortaya. Hele hükümetin açıkladığı bir paket var ki, yaralı hastaya tentürdiyot etkisi bile yaratmaz.

Şunu kesinlikle bilmemiz gerekiyor; terör ortamında yabancı turiste bel bağlayamayız. Kimse boşuna beklemesin, adamlar kelle koltukta tatil yapmazlar. Hesapları dışarıdan gelecek uçaklara göre yaparsak, bir başka yanlışın daha içine düşer ve hayallerimizin mayınına basarız. Morali bozmamak iyi bir şeydir, ama yanına aklı katma başarısını da göstermeliyiz.

Türkiye bu krizi en az zararla nasıl atlatabilir? Defalarca yazdım, söyledim, usanmadan söylemeye de devam edeceğim. İç dinamikleri nutuklarla, beyanatlarla filan değil, devlet-özel sektör işbirliğini hemen devreye sokarak, harekete geçirmeliyiz. Bu nasıl olur, iç dinamikleri ne şekilde formüle edebilir, sektöre nasıl yayabiliriz? Gerçekçi olmakta kararlıysak, laf değil iş üretmekse amacımız ve krizin zararlarını hafifletmek istiyorsak, izleyeceğimiz yol bellidir. Ancak bu yolla başarıya ulaşabilmek için, süratli hareket etmemiz gerekiyor.

Türkiye’nin öteden beri hastalığıdır. Devlet de, özel sektör de aynı yanlışı yapar. Genelde çalışanlara Temmuz-Ağustos aylarında yaz tatili verilir. Öyle olunca, iç turizm 3 aya mahkum edilir ve bu yüzden yerli turiste hizmet veren tesisler de erken kapanır. Oysa ülkemizin Ege ve Akdeniz bölgelerinde sezonu 4 ay daha uzatabilir ve 7 aya çıkarabiliriz. Bunun için devletin tatil politikasını yeniden gözden geçirmesi ve yeni kararlar alarak, evli ve okulda çocuğu olanlara Temmuz-Ağustos’ta, bekar ve dul işçi memurlara ise Nisan-Mayıs-Haziran-Eylül-Ekim’de tatil izni vermesi gerekir. Bu sağlanırsa, iç turizmde sezon 7 aya çıkmış olur. Ayrıca çalışan kesime uzun vadeli tatil kredisi verilir ve bu kredi maaşından fazla hissettirmeden kesilerek tahsil edilirse, maddi imkansızlıklar nedeniyle tatili düşünemeyen aileler bile hemen yola çıkar.

Bu planın bir ikinci ayağı da, hayatında hiç tatile çıkmamış milyonlarca insanımızı, sosyal fonlar ve vakıflar aracılığıyla devreye sokmaktır ki, bu başarılabilirse turizmin sıkıntısı önemli bir ölçüde hafifletilebilir. Bu görev ve organizasyonu devlete düşer ki, özel sektör de taşın altına elini sokarak, belli ölçüde gerekli fedakarlıkları yapabilir. Ayrıca Türk gençliğinin, okulları kapalı olduğu yaz döneminde gideceği bir yeri ve kampları yoktur. Akılcı bir planla, bu çocuklara da normal otellerden belirli kontenjanlar istenerek, tatil yapmaları, ülkemizin güzel yer ve tesislerinde dinlenmeleri, böylece yurt sevgisini güçlendirmeleri de sağlanabilir. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı ile Özel Okullar, böyle bir projeyi rahatlıkla gerçekleştirebilirler. Buna da, krizi hafifletme planının üçüncü ayağı gözüyle bakabiliriz.

Yine Devlet, emeklilerin maaşlarından küçük kesintiler yaparak, onların da tatile çıkmalarına fırsat tanıyabilir. Öyle olursa, turizm rüzgarını ülke çapında yine estirebilir, iş yapma kapasitesi çok düşük olan küçük otel ve tesislere canlılık kazandırır, turizm zararımızı iyice hafifletebiliriz. Elbette 40 milyar dolarlık müthiş bir geliri geri getiremeyiz, ama tesislerin çökmesini, yüzbinlerce personelin işsiz kalmasını ve turizmle yakından bağlantılı 100’e yakın işkolunun zararını bir miktar frenleyebiliriz.

Şimdi hemen, vakit kaybetmeden yapmamız gereken işler var. Devlet-özel sektör-Üniversiteler, odalar birliği, işçi sendikaları ve deneyimli bürokratlardan oluşacak bir komisyon, kısa süreli yol haritasını tespit edecek, arz ve talep projesini oluşturacak, hemen çıkması gereken kanun-yönetmelik ve genelgeleri hazırlayarak, operasyonu en geç bir ay içinde tamamlamış olacaktır. İş yokuşa sürülmez, her şeyde olduğu gibi, bu çalışmalarda da menfaat çatışmaları yaşanmaz ve kafalar başarıya odaklanırsa, krizi hafifletme planının başarıya ulaşması kolaylaşır.

Şimdi kolları sıvama zamanı. Plana pratikten yaklaşalım, olmaza yatmayalım ve Türk turizminin üzerindeki kara bulutları dağıtmak için ne mümkünse yapalım. Düğmeye Turizm Bakanlığı basarsa, gerisi kolay gelir.

Haydi hayırlısı…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.