Bodrum Gündem

Kızılay Kan Kaybediyor… / Can Pulak Bodrum Gündem Yazıları…

Kızılay Türkiye’nin en güçlü ve en saygın bir yardım kuruluşudur. Savaşta ve barışta halkımızın kara gün dostu olan Kızılay’ımız, aynı zamanda toplumsal dayanışmamızı da sağlar.

Yoksul ve muhtaç insanlara barınma, beslenme ve sağlık desteği veren Kızılay, ilkyardım bilincini geliştirir, sürekli kampanyalarla kan toplar, savaşta ve afetlerde çok önemli görevler üstlenerek yaralıların yardımına koşar, ölenlerin ailelerine sahip çıkar. Özetle şefkatli kollarıyla tüm zor durumdaki insanımızı sarıp sarmalar.

151 yaşındaki bu kudretli kurumumuzun üye aidatlarından, kamu kuruluşlarından alınan yardımlardan, bağış ve yardım ile kira-işletme ve finansal gelirlerden oluşan 5 milyar TL civarında bir geliri, yaklaşık aynı miktarda da bir gideri vardır. Duran ve dönen varlıkların toplamı ise 2,5 milyar TL’yi aşar. Bu büyük bütçe ile büyük işler yapan dinamik bir yapıya sahiptir Kızılay’ımız.

Siyasetçilerimiz rahat bıraksa, daha da ehil ve tecrübeli bir kadronun elinde olsa, mucizeler yaratabilecek bu kurumumuz, son çeyrek asırda patinaj yapmakta ve sağlıklı bir gelişimden mahrum kalmaktadır. Gerçi hangi kurumumuz bozulmadı ki, hangisi patinaj yapmadı, tanınmayacak hale gelmedi ki? Öyle ama, güçlü bir yardım kuruluşu olarak kalması gereken Kızılay’ı siyasetin tahribat rüzgarından koruyamazsanız, işte böyle üzücü skandalların malzemesi haline getirirsiniz.

Kızılay’ın görevi mi, bir siyasal partinin uzantısı olarak bilinen bir vakfa destek olmak? Amerika’da yapılan bir öğrenci yurduna 7 milyon dolardan fazla para yollamak, bağışla ve gönüllülerin çabasıyla ayakta kalan Kızılay’ın hangi amacına sığar? Kaşıkla topladığını kepçeyle hem de amaç dışı dağıtmak, bu kuruma güveni zedelemez mi, halkın yardım ve destek arzusuna zarar vermez mi?

Siyasetin Kızılay’a bulaşması yeni değildir. Her iktidar partisi burayı kendi arka bahçesi gibi görmüş, kendi çıkarlarına paralel şekilde kullanmaya çalışmış, kendi kadrolarını yönetime yerleştirmiştir. Kimse hayır ve doğru değil demesin, çünkü Kızılay’ın yarım yüzyılına çoğumuz şahidiz. Ama şunu da açıklıkla söylemeliyiz ki, hiçbir iktidar günümüzün iktidarı kadar gözü kara davranmadı, yanlışların halkın gözüne bu derece batmasına imkân vermedi.

Kızılay’ın Başkanlığına ve Yönetim Kuruluna siyasal yandaşları getirmek, çok zararlı bir tasarruftur. Hele bunlara büyük maaşlar vermek ve gönüllü ağırlıklı bir kuruluşu ticarethane görünümüne dönüştürmek de çok büyük bir yanlıştır. Bu yanlıştan süratle dönmek ve yönetim kadrolarını hemen tarafsızlaştırıp, kurumu ehil ve tecrübeli ellere bırakmak gerekir. Çalışan ve mesaisini kuruma sarf edenlere elbette ücret ödenir ama bu ücretlerin de makul çizgileri aşmaması şarttır.

Kızılay başkanlığına ve yönetim kuruluna sıradan kişiler değil, seçkin ve saygın, konusunda otoriter, bilgili-yapıcı ve yaratıcı kişiliğe sahip, önder karakterli insanların getirilmesi lazım. Hatta Başkan ve Yönetim Kuruluna maaş, hakkı huzur gibi ödemeler yapılmaması ve bu onurlu hizmetlerin fahri ve gönüllü olarak yerine getirilmesi daha da uygun olur. Kızılay’ın başına Lösev’i yaratanlar gibi kıymetli insanların, TEMA’yı kuranlar gibi değerlerin, Başkent Üniversite ve Hastanesini kuran Mehmet Haberal gibilerin geçirilmesi, inanılmaz yararlar sağlayacağı gibi, bu milli kurumumuza çağ atlatır. Ülkemizde bunlar gibi çok değerlerimiz, çok yaratıcı ve yapıcı insanlarımız, hepimize gurur veren iyi yetişmiş, dünyanın saygısını kazanmış otoritelerimiz var. Niye bunları göreve getirmeyiz de siyasetin yalakalığına ve borazanlığına talip olanları, böylesine kutsal ve önemli makamlara oturturuz?

Kızılay’a tarafsız, emri siyasetin patronlarından değil, kurumun tüzük amaçlarından alacak, koltuğa değil prensiplere bağlı, şahsiyetli ve duruşuyla Kızılay’a onur kazandıracak biri yakışır. Hiçbir konuda anlaşamayan ve uzlaşamayan siyasi parti liderlerinin, böylesine önemli bir tayinde buluşmalarını beklemek, olmayacak duaya amin demekle eşdeğerdir. Biliyorum ama bu, gönlümden geçeni söylememe mani değil herhalde.

Türkiye’deki genel yönetim erozyonundan ve siyasetin kendi yelkenini dolduran rüzgarlarından Kızılay’ımızı mutlaka korumalıyız. Ayrıca şeffaf hale getirmemiz gereken bu kurumumuzun hesaplarını gözden geçirmeli, yanlışlarını ve usulsüz kararlarını düzeltmeli, yasaları çiğneyenlerden hesap sormalı ve Kızılay üzerindeki zarar verici tartışmaları da süratle noktalamalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.