Bodrum Gündem

Tiyatro: Toplumsal Farkındalığın Büyülü Perdesi

Tiyatro: Toplumsal Farkındalığın Büyülü Perdesi

Tiyatro, varlığımızı varoluşumuzu bize yaşarken gösteren aynadır. Gerçekleri çarpıtmadan fark etmemizi sağlar. Hayata dair bizi uyarır, uyarırken düşündürür ve bir tavır almamızı fısıldar.

Der ki ‘yaşam düz bir yol değildir, zordur.’

Tiyatro kendini bu zor yolda yazarı, oyuncusu, yönetmeni, dekorcusu, ışıkçısı, makyözü… ile kolektif bir estetik duruş belirler ve yol alır.

Zorluklar, acılar, kederler, sevinçler, korkular, hayaller hep diridir bu yolculukta.

Geçmiş, bugün ve geleceğimizin büyülü aynası olan tiyatro, bir yaşam yolculuğu olarak vardır.

Her oyun bize kısa bir hayat özeti sunar.

O kısa özetle kendimize, çevremize, yöremize, dünyamıza yeni bir gözle bakmamızı ister.

‘Kendi dünyamıza çekilip küçük bir hayat kurmak mı; yoksa bütün bir dünyayı bütün canlılar için yaşanılır kılmak mı?’

Bu soruyu her oyunda içeriği ne olursa olsun sorar tiyatro.

Çünkü doğduğu yaşamdan beslenir ve ona geri döner.

Bu tiyatronun toplumsallığıdır.

Tiyatro; toplumsal tarih içinde sahne gerçeğini, açık ve seçik, bozmadan yansılıyabildiği ölçüde önemli bir araç olarak işlev yüklenir. Estetik ve etik araç olarak tiyatronun “yaşadığı dönemi oyunla yansıtmak’ gibi tarihsel bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu tiyatroyu daha da önemli bir araç haline getirir.

Hamlet’te geçer; “çağının aynası ve kısaltılmış tarihidir.”

“Çağını şiirsel bir biçimde yansıtmak” estetik ve etik açıdan tiyatroyu zamanın tanıklığında daha da önemli bir araç haline getirir.

Ve tiyatro bu işleviyle salt güzele odaklanmaz. Çirkin olanı da sakınmadan söyler.

Tiyatronun mutfağından sadece güzel kokular çıkmaz. Çünkü tiyatro hem toplumun hem de kişinin içindeki rahatsız edici kokulara da yüz çevirmez. Bu yüzden cesurca haykırır Shakespeare’nin ünlü karakteri Hamlet: “Danimarka’da çürümüş bir şeyler var!” diye.

Bunu bütünsel bir estetik bakışla yapar ve bu özelliği ile de bireyin farkındalığına büyük destek sağlar.

Farkındalığı artan birey de içinde yaşadığı toplumun gelişimine dinamik bir güç olarak katılır.

Bu dinamizmi ile tiyatro bireyin içinde yaşadığı toplumla yüzleştirme işlevi de sunar.

Hayat anlamsızlığına karşı bir başkaldırıdır tiyatro.

Çocukluk hayallerimizin sahnedeki ışığıdır. Söylenmemişi dile getiren asi bir çoğulluk olarak var olagelmiştir.

Tiyatronun yaratıcı gücünün sırrı ve sınırı yani tiyatro olgusunun gelişimi, seyircinin deneyim ve hayal gücü ile kesiştiği an tam anlamıyla bir aydınlanma oluşur.

Bu aydınlanma; toplumun ortak yaşama değerlerini açığa çıkmasına olanak sunarak, toplumun çağdaşlaşmasına katkı sunar.

Bütün sanatlar gibi, tiyatro da gücünü hayattan alarak, içindeki yaratıcı özü ile harmanlayıp insanlara sunar.

Bu sunuş başlı başına bir farkındalık, uyanıştır.

Bu uyanış ve farkındalık, bireyi yok saymadan bütün bir toplumu bilinçlendirerek toplumsal gelişimi önemli ölçüde güçlendirir.

Bizler de tiyatronun ve tiyatro emekçilerinin bu eşsiz gücü ve estetiğini önemsiyor, her daim yanlarında olacağımızı belirtiyoruz.

Bodrum Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun Belediye Meclisimizin 2018 yılındaki kararı ile kurulmasından bu yana başta kurucu oyuncularımız ve idari personel olmak üzere,  emeği geçen herkese ve geçmişten bugüne tarihin sahnesinde var olmuş tüm tiyatro emekçilerine sevgi ve saygılarımla.

Yaşasın Tiyatro!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.