Bodrum Gündem

Başak Tarlası

İki bin yıl önce yaşayan Miletli (Aydın) Thales döneminin en aydın isimlerinden biriydi.

Bilgi hazinesiydi.

Öyle ki.

Felsefenin babasıydı.

Antik çağda “Yedi Bilgeler” diye tanınan filozofların atası.

Herkes depremleri, volkanları, yağmur ve boranları tanrılara bağlarken, o bunların tanrılarla değil doğanın kurallarıyla ilgili olduğunu söylerdi.

Matematikle, geometri ile ilgilenir, geçmiş kadim uygarlıkları araştırırdı.

Mısır’da büyük piramitin yüksekliğini, gölgesinden hesaplayacak kadar zekiydi.

Gökyüzünü gözlemler, ayın, güneşin, yıldızların hareketlerini kayıt altına alırdı.

Bunlara göre hava tahminleri yapardı.

Büyük ölçüde tuttururdu.

Kışın soğuk, yazın kurak geçeceğini, güneşin hangi ay, hangi gün tutulacağını bile bilirdi.

M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihinde gerçekleşen Güneş tutulmasını bildi.

Thales’in uyarısına rağmen o tarihte savaşa giren Lidyalılar ile Persler,  güneş tutulmasını görünce ateş kes yapmıştı.

 

Thales tüm bu birikimine ve zekâsına rağmen çok mütevazı yaşardı.

Paraya, gösterişe değer vermezdi.

Yoksul bir hayat sürerdi.

Havalı insanları hiç sevmezdi.

Boş konuşmazdı.

Astronomi gözlemleri yapmazken başı eğik yürür, çevresindeki insanlarla ilgilenmezdi.

Bir kış günü agorada gökyüzüne bakarken, ayağı buzda kayıp yere düştü.

Kentin önde gelen aristokratları gülmeye başladılar.

Biri alaylı şekilde Thales’e laf attı.

“Çok zeki olduğunu söylüyorlar… Zeki insan zengin olur, senin gibi yokluk içinde yaşamaz.”

Thales gülenlerin yüzüne acıyarak baktı.

Tek laf etmeden kalkıp agoradan uzaklaştı.

 

Ama alay etmeleri içine oturmuştu.

Eve gittiğinde karar verdi.

Kendisiyle alay edenler dersini almalıydı.

Havalarını söndürmeliydi.

Bilginin paradan daha değerli ve daha güçlü olduğunu tüm Milet’e göstermeliydi.

Cahil ama gösterişli insanlardan daha üstün olduğunu kanıtlamalıydı.

Hemen harekete geçti.

O kış sürekli gökyüzünü gözlemledi.

Eski kayıtlarına baktı.

Hava tahminleri yaptı.

Ona göre gelecek aylar çok yağışlı geçecekti.

Baharda bereket fışkıracaktı.

Özellikle zeytin hasatında rekor kırılacaktı.

O halde bu işe yatırım yapmalıydı.

Karların yağdığı, donların yaşandığı, buz gibi soğuk havalarda çevresindeki tüm zeytin sıkma aletlerini ucuz fiyatlarla satın aldı.

Bütün parasını buna yatırdı.

Deli dediler.

Ancak bahar geldiğinde Thales haklı çıktı.

Zeytin hasatında rekor kırılmıştı.

Millet zeytinini sıkmak için Thales’in yolunu aşındırmak zorundaydı.

Mecburen gittiler.

Thales çok ucuza aldığı zeytin sıkma aletlerini, çok büyük paralarla kiraya verdi.

Kısa sürede zengin oldu.

Milet’in zenginleri şoktaydı.

 

Aristo, Thales’in bu hikâyesini anlatırken şöyle der.

“Bilge insanlar eğer  isterlerse, zekaları ve pratik bilgileriyle çok para kazanabilir… Ancak onlar paraya değil,  bilgiye açtır.”

 

Çevrenize iyi bakın.

Boş ama havalı, bilge ama mütevazı insanlar göreceksiniz.

Bir yanda günde 50 kelime ile konuşmasına, emojilerle yazışmasına rağmen “her şeyi ben bilirim” havası atanlar.

Diğer yanda çok şey bilmesine rağmen yeni bir şey öğrenmek için çabalayanlar.

 

Fransız düşünür Montaigne der ki;

“İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.”

 

Başak tarlasında dolaşırken eğik başlıları seçin.

Pişman olmazsınız.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.