Avrupa’da siyasiler, birbiriyle isim takarak dalga geçmez

Kürsülere çıkıp sürekli olarak birbirlerine namussuzsun, şerefsizsin, namertsin diye de göndermede bulunmaz.

Türk siyasetinin bu son döneminde, maalesef siyasi liderler arasında böyle farklı negatif bir siyasi ahlakta gelişti.

AK Parti siyasi üslubu değiştirdi…

Daha önceki siyasilerde görmediğimiz ve alışık olmadığımız bu üslup farkı AK Parti dönemine ait olarak tarihe girecek.

Türkiye adına üzücü bir üslup olmalı

Bay Kemal, Bay Bay Kemal gibi sloganlar parti Meclis toplantılarında büyük alkışlarla, sanki büyük bir şey yapılmış gibi sahnelere tanık oluyoruz. Türkiye’deki eski siyasi üsluptan çok uzak ve Türk geleneklerine de uygun olmayan dalga geçen bir siyaset bugün maalesef uygulanıyor.

Kalite ve naiflik kalmadı

Siyasetin kendi kuralları vardır. Takma isimler toplumda pek fazla da sevilmez. O nedenle eski Türkiye’deki siyaset, çok daha kaliteli ve naifti. Onu da arar olduk.

Peki, Türkiye’deki bu üslup alışkanlığı Avrupa’da var mı?

Ben tanık olmadım. Siyaset bir şekilde topluma iyi örnek olarak yapılır. Türkiye’de komedyenlerde bu siyasi malzeme ile iyi iş yapar oldu. Oysa bu isim takma aslında topluma da negatif enerji veriyor. Düşünün iktidar partisi İle ana muhalefet partisi lideri ülkenin bir meselesi için bir araya gelecek, oradaki atmosfer nasıl olur? Hoş geldin Bay Kemal, ya da Bay Bay Kemal mi denecek? Siyasetteki bu isim takma esprisi yakında pazarcıların diline kadar düşerse hiç şaşmayın.

Siyasetten çok komedi dünyası gibi

Ne kadar Akdeniz ülkesinin insanları olsak da ülke siyaset ve ekonomisi çok hassas dengeler üzerine kuruludur. Burada daha Avrupalı olmaya gayret etmek ülkenin faydasıdır. Siyasetçileri örnek alan sokaktaki vatandaştan tutun haber kanallarındaki yorumcular ve siyasetçilere de yeni Magazin olacak gündemler yaratmak ülkeye bir fayda sağlamaz.

Türkiye’de sanki sürekli seçim varmış gibi siyasiler birbirine sataşıyor

Avrupa’daki siyasetçiler, sadece seçimlere 1 ay kala siyasi mesajlar verir. Türkiye’de ise her gün siyasiler ya partilerin haftalık grup toplantısında ya da camii çıkışında ya da bir yerde arkasında bir sürü insanı alarak ayaküstü olur olmaz konuşarak mesajlar veriyor ve ülke gündemi bir anda değişiyor.

Aynı zamanda siyasiler ile medya ordusu sanki ikiz kardeş gibiler. Avrupa’da Kralından tut Başbakanına, Bakanına kadar bürosunda çalışır. Peşlerinde sürekli medya ordusu ile dolaşmazlar.

Türkiye’de ise gazeteciler siyasi liderlerin ağzından çıkacak kelimeye bakıyor. Bu da bize siyasetçilerin sürekli trübünü oynadığını gösteriyor…

Sevgi ile kalın Stockholm