Konumuz TikTok

TikTok, faaliyet gösterdiği günden itibaren dünyada ve ülkemizde en popüler sosyal medya platformlarından biri olarak yerini aldı.

İlk başta genç kullanıcıların ilgisini çeken platform, zamanla 7’den 70’e herkesin cihazlarına yayılmayı başardı. Peki bu platformun başarısının ardındaki sır ne?

Bu yazımda hem bu sırra hem de platformun topluma nasıl yansıdığına değineceğim.

Platformun Sırları…

Viral Kavramının Gücü

İlk olarak baktığımda TikTok’tan çıkan dans, moda ve müzik akımların hızla yayıldığını ve viral olduğunu görüyorum. Hızla yayılan içerikler platformun organik olarak reklamını yapmış oluyor. Genç kullanıcılar viral içerikleri takip ederek platforma kayıt oluyor ve aynı videodan kendileri de üreterek adete bunu bir modaya dönüştürüyor. Bu sayede platform belki de yüksek meblağlar ödeyerek bile erişemeyeceği kitlelere, tek bir kuruş harcamadan ulaşabiliyor.

Bu duruma başka bir bir örnek daha vermem gerekirse günümüzde TikTok harici; Facebook, Twitter ve Instagram platformlarının bile en çok izlenen videolarının, tahmini olarak 10’da 7’si TikTok platformu için özel olarak üretilen viral videolardan oluşuyor.

Bu rakam gerçekten müthiş ve belki de daha önce hiçbir sosyal medya platformunda görülmeyen bir büyüklüğe sahip.

İçerik Üretimine Teşvik

TikTok’tan önce, sosyal medya platformlarının çoğu kullanıcılarını kendi özgün içeriklerini üretmesi için teşvik etmiyordu. Platformlarda insanlar sadece yaptıkları aktiviteleri, gezdikleri yerleri, bazen de düşüncelerini paylaşıyor; yakın arkadaşlarından ve tek tük sevdiği ünlülerden oluşan küçük bir zümrenin paylaşımlarıyla ilgileniyordu. İçerik üreten insanlarsa bunu hobi niyetiyle, yakın çevresiyle paylaşmak için yapıyordu.

TikTok’un ortaya çıkmasıyla beraber hızlanan “İçerik Üreticiliği” kavramı sosyal medyanın tüketim odaklı olan yapısını kırdı ve TikTok’un öncülüğünde diğer platformlar da bu rüzgara ayak uydurarak insanların bir şeyler üretmesini desteklemeye başladı.

“İçerik Üreticiliği” ve TikTok’u ele aldığımda platformun sürekli yenilenen yüzlerce filtre, efekt, akım ile birlikte özel algoritması sayesinde içerik üreticilerini desteklediğini ve onların videolarını öne çıkarttığını görüyorum. Öne çıkmak içinse herhangi bir takipçi sayısına veya özel bir duruma sahip olmaya gerek yok, sadece izleyicilerin ilgisini çekecek içerikler üretmek gerekiyor.

Platformun öne çıkarma (keşfet) algoritmasıyla motivasyonlarını kazanan kullanıcılar motivasyon + üretim döngüsüyle içerikler üreterek hem kendi aktifliğini hem de platformun aktifliğini koruyor.

Aslında baktığımızda bu iki başlığa platformun arkasındaki iki ana sır diyebiliriz.

Peki ya benim gözlemlerim doğrultusunda TikTok topluma nasıl yansıyor?

Arkadaşlarımızla bir kafeye oturup sohbet ettiğimizde, hem bizlerle sohbet edip hem de bir yandan TikTok videolarını izleyen arkadaşlarım var.

Ek olarak muhabbetlerimizin arasında dönen espriler bile TikTok’daki komik akımların diyaloglarından oluşuyor. Birbirimizi güldürmek istediğimizdeyse izlediğimiz komik TikTok videolarını mesaj yoluyla paylaşıyoruz.

Bu durumun sadece bize mahsus olduğunu düşünmüyorum. Kafelerdeki dip dibe masalar sayesinde istemeden de olsa kulak misafiri olduğum durumlarda da diğer insanların TikTok videoları hakkında konuştuğuna şahit oldum.

Kendimden büyük insanların da TikTok videoları izlediğine denk geldim, çevremde TikTok sever diyebileceğim büyüklerim bile var. Bu duruma örnek vermem gerekirse mahalle sakinleriyle birlikte abili kardeşli oturduğumuz Musa isimli bir abimizin çay ocağında, arkadaşlarımızla çay içtiğimiz kahvehanlerde büyüklerimin TikTok videolarını tükettiğini sık sık gördüm. Onlar da bana aktardıklarına göre TikTok platformunda haber ve siyasilerin kısa kesitlerinden oluşan videoları izlemeyi seviyorlar.

Genel olarak hem kendi gözlemlerimden hem de diğer insanların gözlemlerinden yola çıkarak toplumun TikTok kültürüne çok çabuk belki de biraz fazla adapte olduğunu düşünüyorum. Bu durum hem  iyi şeyleri hem de kötü şeyleri beraberinde getirebilir. Tabii bunlar kullanıcının tüketim bilincine ve zevklerine bağlı.

Bodrum Gündem’deki ilk yazımın sonuna geldik. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ediyorum, bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Esenlikler…

Yankı Köseoğlu