Bodrum Gündem

Deştinliler yıllardır sürdürdükleri mücadeleyi kazandı

Deştinliler yıllardır sürdürdükleri mücadeleyi kazandı

Deştin’de yapılması planlanan entegre çimento fabrikasına, Bakanlığın vermiş olduğu ÇED Olumlu Raporuna mahkeme tarafından iptal kararı verildi. Deştinliler yıllardır sürdürdükleri mücadeleyi kazandı.

Bodrum Gündem Haber

Yatağan’da bulunan Deştin mahallesinde, kurulmak istenen çimento fabrikasının inşaatına köylüler yıllardır karşı çıkmış ve fabrikayı engellemek için 13 Temmuz’dan bu yana  Muğla İdare Mahkemesi önünde adalet nöbetine başlamışlardı.

Deştinliler Bakanlığa Karşı Dava Açılmıştı

Deştinliler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı dava açmış ve Bakanlığın verdiği Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali için şu sebepleri göstermişti: “Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları Projesine dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, 31/12/2014 tarih ve 3754 sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararının; hukuka aykırı olduğu, ilk alınan Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararının Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin 12/11/2008 tarih ve E:2007/1357, K:2008/2039 sayılı kararı ile iptal edildiği, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde projeden etkilenecek yöre halkına duyuru yapılmadığı, uyuşmazlık konusu işleme dayanak çevresel etki değerlendirmesi raporunun daha önce mahkemece iptaline karar verilen işleme dayanak rapor ile aynı olduğu, 3573 sayılı Yasa’nın 20.maddesine aykırı biçimde proje alanına 2-2,5 km mesafede zeytinlikler bulunduğu, rapor içeriğinde yer alan modellemelerde kullanılan verilerin oldukça eski tarihli olduğu, yağış miktarları bakımından 2005 yılı ve öncesine dair verilerin dikkate alındığı, rüzgar ve emisyon modellemelerinde kullanılan meteorolojik verilerin 1975 – 2009 aralığına ait bulunduğu, projenin karayoluna getireceği yükün belirlenmesinde esas alınan araç geçiş sayılarının 2010 yılı öncesine ait olduğu, proje alanının tarım alanları için su üretim arazisi mahiyetinde bulunduğu, Kazan Göletini besleyen dere ve kollarının kireç taşı ocaklarının açılacağı arazilerden geçtiği, açık ocak işletmesi için izin talep edilen alanın kızılçam ormanı mahiyetinde bulunduğu, alanda yürütülen çam balı üretim faaliyeti bakımından söz konusu orman varlığının vazgeçilmez mahiyette olduğu, taş ocaklarının açılması amacıyla yapılacak patlamaların yeraltı su sızıntı yollarına zarar vereceği, kalker arama ruhsatlı 13 sahanın mutlak tarım arazisi olduğunun İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 18/08/2011 tarih ve 9623 sayılı yazısında açık biçimde belirtildiği, rüzgar ve hava kalitesi diyagramlarının uygun bulunmadığı, flora ve fauna türleri bakımından yeterli inceleme yapılmadığı, çevresel etki değerlendirmesi bakımından dikkate alınması gerekli bazı verilerde hatalı bilgiler sunulduğu, emisyon modellemesinde artık kullanılmayan yöntemlerin tercih
edildiği, hammadde ocaklarında yürütülecek faaliyetten hangi türde ne miktarda ağacın etkileneceği hususunda herhangi bir bilgiye yer verilmediği, bölgede gerçekleşen yangınların ve küresel iklim değişikliklerinin raporda dikkate alınmaması.”

Mahkeme ÇED Olumlu Kararını İptal Etti

Mahkeme, ÇED raporunda “söz konusu etkinliğin jeolojik ve hidrojeolojik açıdan yeterli düzeyde tanıtılmadığı, çevresel etkilerinin anlatılması açısından yeterli olmadığı, özellikle hammadde ocaklarının jeolojik ve hidrojeolojik özellikleriyle çevreye olası etkileri çok yüzeysel ve yetersiz açıklandığı, her bir ocak için kapsamlı ve birbirinden farklı değerlendirmeler gerektiği hâlde çok yüzeysel ve özet bilgilerle geçistirildiği, değerlendirmelerin hatalı olduğu hâlde dava konusu entegre çimento fabrikası ve hammadde ocaklarının mansabındaki ovalık bölgede verimli tarım arazileri ile yöre halkı tarafından kullanılan bir çok kuyu bulunduğu, ayrıca pınarbaşı karstik kaynakları ve bu civarda açılmıs bulunan MUSKI içme suyu kuyuları da etkinlik alanının mansap kesiminde yer aldığı, hammadde ocağından açık ocak üretim yoluyla sahadan önemli miktarda malzeme alınarak stok ve pasa alanları oluşturulacağından yüzey ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyeli bulunması nedenleri ile söz konusu projenin kamu yararına olmadığı, bitki listesi uygun bilimsel yöntemle hazırlanmadığı, buradan elde edilen sonuçlara göre yöre de hangi endemik veya nadir taksonların bulunduğu ile ilgili tespit mümkün olmadığı, olası var olan bitkilerin alanda yürütülecek faaliyetlerden ne şekilde etkileneceği ve ne gibi tedbirler alınması gerektiği bilgisinin anlamsız hâle geldiği, yürütülecek faaliyet neticesinde orman ekosisteminin büyük oranda etkileneceği, toprak altı canlıları ve toprak üstünde ormanı barınma, üreme, beslenme ve avlanma amacıyla kullanan çok sayıda fauna üyesinin çalışmalardan doğrudan etkileneceği, alanda yürütülecek madencilik ve çimento üretim faaliyetleri ile ilgili ortaya çevre mühendisligi disiplinince konulan toz emisyon hesaplamaları bitkilerin vejetatif gelişmelerini olumsuz etkileyeceği, faaliyet sahasının yer altı ve yer üstü su kaynaklarına yakınlığı sebebiyle ekolojik bütünlük çerçevesinde tüm canlıları zincirleme olumsuz etkileyeceği sahanın orman sınırları içerisinde bitişiğinde olmasına, orman yangını riski bulunan ve yangına 1. derecede hassas bir alanda yer almasına rağmen orman yangınlarıyla mücadele eylem planı olmadığı tarım alanlarının ruhsat alanlarının büyük bir bölümünü kapsaması nedeni ile tahrip olacağı veya bitişiğindeki tarım alanlarının ocakların işletilmesi sürecindeki oluşacak toz etkisinden doğrudan etkileneceği, sahada yürütülecek madencilik faaliyet bakımından bölgede bulunan mevsimsel akışlı kuru derelerdeki su akışının olumsuz etkileneceği veya işletme sonucunda oluşabilecek toz atıkları ile kuru dere yatakları ve asağıdaki tarım alanları ile yeraltı sularını besleyen taşınan suyun kirleneceği, tarım alanları ile yeraltı sularını besleyen suyun kirleneceği” nedenlerini gerekçe göstererek ÇED olumlu kararını iptal etti.

Mücadeleyi Bırakmayacağız

Muğla Çevre Platformu Eş Sözcüsü Haluk Özsoy kararla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı; “Beklediğimiz bir sonuçtu. Ancak mahkeme bu kararı çok geciktirdi ve hatta çok geç verdi. Köylüler örgütlü ve birlikte hareket ediyorlar. Dediğimiz gibi bu sonucu bekliyorduk. Kazandık ama daha dağılmıyoruz. 1/100.000 ölçekli planlarda söz konusu bölge sanayi bölgesi olarak işaretlenmiş durumda. O planları iptal ettirene kadar mücadeleyi bırakmayacağız”

Kaynak: Nurcan Etik

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.