Bodrum Gündem

Çok Değerlisin Bodrum

Gerçekten çok değerlisin. Ama bunun farkında olmak, kıymetini bilmek lazım. Oysa biz seni çok hor kullanıyor, tüm güzelliklerini bozuyor, hırpalayıp duruyoruz sürekli…

7 kocalı Hürmüz’e çevirmişiz seni. Patronun çok, karışan çok, sorumlu çok ama yine de sahipsiz duruyorsun sonuçta. Herkes topu birbirine atıyor. Ülkeyi yönetenler hep üvey evlat saymışlar seni. Turizmden çok katkıda bulunmana rağmen, milli bütçeden neredeyse kuruş koklatmıyorlar sana. Altyapın yok, suyun yok, yolların berbat, trafiğin rezalet, nasıl ve neyle halledeceksin bunları? Dostlar alışverişte görsün misali bir şeyler yapılıyor elbette. Ama ihtiyaçların onda birini bile karşılamıyor ki yapılanlar.

Yasalar ve sistem de zorlaştırıyor işini. Kendi kaderini kendin belirleyemiyorsun ki. İkide bir değişen planların Ankara’da çiziliyor. Yerel kararların önüne sürüyle engel çıkarılıyor. Yok büyükşehir, yok küçükşehir komedisiyle havanda su dövülüp duruluyor yıllardır. Hele korkunç göç sonucu sürekli büyüme, tüy dikti kaderine. Üstelik iktidara oy vermediğin için de cezalısın devamlı. O kadar değerlisin ki, üstünde esen rant kasırgası karşısında savunmasız ayakta kalmana bile şükretmek lazım.

Bu üzülecek duruma geldiğin için, herkes birbirini suçluyor. Nasıl düzeleceğini konuşmak ve tartışmak yerine, geçmişin yararsız muhasebesiyle uğraşılıyor hala. Oysa zararın neresinden dönsek kardır diyerek yola çıkmak ve senin geleceğini ortak akılla çözmek gerek. Ortak akıl, artık büyümeni durdurmayı emrediyor. Altyapıyı tamamlayana kadar inşaatlara ara vermek, ondan sonrası için de büyümeyi frenleyecek yeni bir imar planının disiplini içine girmek şart. Kaçak yapılar ceza görmezse, yenilerinin önüne geçilemez. Şimdi en önemli sorun susuzluk. Giderek artan kuraklık, deniz suyunu arıtarak kullanmaktan başka ciddi bir çare bırakmadı geriye. Her kafadan bir ses çıkıyor ama kuruyan kaynaklara karşı deniz suyu tek formül. Siyasete, uçuk görüşlere, günü kurtarma projelerine değil, uzmanlara kulak vermeli.

Deniz suyu arıtma çalışmalarına ve yol düzenlemelerine hemen başlanmalı. Toplu taşıma geliştirilmeli, deniz ulaşımı biran önce devreye sokulmalı. Bu büyük gibi görünen sorunlara, pratik açıdan yaklaşılmalı ki, çözüm hem kolaylaşsın, hem sürat kazansın. Çok araç var yollarda. Bir gün tek, bir gün çift plaka uygulaması başlatılmazsa, kimse içinden çıkamaz bu trafiğin. Bir de kamyonları, iş makinalarını, beton mikserlerini belli ve tenha saatlerde sokmak lazım kent trafiğine. Yokuşbaşından Ortakent’e kadar tüm kırmızı ışıklara döner kavşak yapılırsa, trafik bir miktar daha rahatlar.

Otoparkı olmayan binalara son yıllarda hayli ruhsat verdik. Otoparkları dairelere çevirdik. Çoğumuz evlerimize kaçak katlar, odalar, müştemilatlar ekledik. Mandalina ve zeytin ağaçlarımızı kesip kesip, rezidanslar yaptık. Mevcut otelleri bile bozup dairelere dönüştürdük. Biz yaşayanların yerlisi de yabancısı da, az kötülük etmedik sana Bodrum. Denizini iyice kirlettik, mavi yolculuğunu sulandırdık, dünyanın takdirini kazanan teknelerini korsanlaştırdık. Kara trafiğine benzer hale getirdik trafiğini.

En pahalı villalar Yalıkavak’ta ama, 10 yıldır yapamadık yolunu. Millet korkuyla, endişeyle gidiyor evine, oteline. Kentin en güzel yerlerine arıtma tesisleri yaparak, güzelim ve doğal görünümü mahvettik… Gümbet ve İçmeler cinayetiyle yürekleri dağladık. Yanlışın hangi birini sayayım, hangi birini söyleyeyim… Ama dedim ya, şimdi şikâyetin değil, pratik çözüme odaklanmanın ve gereğini yapmanın zamanı. Ortak aklı devreye sokmak için hemen düğmeye basmalıyız. Bu düğmeye hepimizin parmağı giderse bir kıymeti olur. Yoksa havanda su döğmeye devam ederiz.

Ortak aklın ilk talimatı, tecrübeli-donanımlı ve bilgili akil insanlardan oluşan geçici bir yol gösterici konseyin hemen toplanması ve yol haritasını çizerek rotayı belirlemesidir.

Can Pulak

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.