Bodrum Gündem
Özkan Saçkan

Özkan Saçkan

1953 yılında İstanbul’da doğdu. Çocukluğu babasının memur olmasından dolayı çeşitli illerde geçti. Marmara Üniversitesi İletişim Fakütesi’ni bitirdi. Gazetecilik mesleğine 1975 yılında başladı. Dünya - Son Havadis – Günaydın - Takvim -Sabah – Akşam - Hürriyet gazetelerinde yazı işleri bölümünde editör, sayfa sekreteri, Bölge / Şehir Gazeteleri Müdürü, Yurt Dışı Yayınlar Müdürü ve Yazı İşleri Müdürü pozisyonlarında çalıştı. 2012 yılından itibaren Sözcü Gazetesi’nde Yurt Dışı Yayınlar Müdürlüğü görevini sürdürmektedir. 2014 – 2021 yılları arasında Sözcü Gazetesi’nde kitap eki çıkartmıştır. Halen Türkiye’nin çeşitli illerinde yayınlanan internet haber mecralarında kitap eleştirileri ve röportajları yayınlanmaktadır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Spor Yazarları Derneği üyesidir. Özkan Saçkan evli ve iki çocuk babasıdır.

    Özkan Saçkan ile Günün Kitapları 26 Mayıs 2024

    Kitapçıların raflarında yer alan  6 kitabı sizler için yorumladım

    Sıra Dışı Ol:  “Başarıya yönelen herkes bu kitabı okumalı.” –Chris Voss, Never Split the Difference kitabının yazarı. 

    Pembe Bir Renk Değildir:  Bu Kitap Gri kitabının yazarından yine çocukları düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiren, renklerle ilgili temel bilgileri işleyen sevimli bir kitap.

    Türkçe Reçete:  Kitap ta hem dönemin Anadolu, Balkanlar, İstanbul coğrafyasından insanların hikâyelerini hem de çok geçmişte kalmış zamanlardan tarihî hikâyeleri usta işi bir anlatımla okuyoruz.

    YK-Enerji-14062024
    YK-Enerji-14062024
    previous arrow
    next arrow

    Şamanın Kadın Çemberi: Dişil enerjinin gücünü keşfedeceğiniz bu kitap, sadece bir kitap olmanın ötesine geçerek, aktif uygulamalar, ritüeller ve meditasyonlar eşliğinde sizleri sevgi, sarsılmaz güç ve besleyici bir sıcaklıkla saracak. Doğanın döngüsünden ilham alacağınız bu çemberde kız kardeşlerinizle birlikte yerinizi alın ve kalbinizi sonsuz şefkate açın.

    51.Bölge:  “Muktedir billâh gibi sevgili geldi ve yüzdü gitti derimizi kalk ya hallac! Tenimiz ki ibrahim ocağı gül bizde sönsün artık hiçbir şey giydiremez bizi.”

    Dublinliler:  Dublinliler dönüştürücü deneyimin doruğa çıktığı öykü ise başlı başına bir mücevher, “İngiliz dilinde yazılmış en güzel öykü” olarak kabul edilen “Ölüler”dir. * Kız Kardeşler * Bir Karşılama * Araby * Eveline * Yarıştan Sonra * İki Delifişek * Pansiyon * Küçük Bir Bulut * Suretler * Toprak * Elim Bir Hadise * Kurul Odasında Sarmaşık Günü * Bir Anne * Tanrı’nın İnayeti * Ölüler.

    İşte o kitaplar;

    Beş güçlü özelliğe çığır açan bir bakış!

    JOE Navarro’dan SIRA DIŞI OL. Yazar,  FBI ile bir çeyrek yüzyıl geçirdi, casusları ve diğer tehlikeli suçluları dünya çapında takip etti. İşinin gereği olarak, onun için başarılı liderlik, kelimenin tam anlamıyla yaşam veya ölüm meselesiydi. Kitap, olağanüstü bireylerin temel aldığı beş ilkeyi özümsemiş bir ömür süren deneyimini özetliyor. Kitap, insan davranışları incelenerek geçirilen onlarca yılın, sahada 10 binden fazla görüşme yapmanın ve yüksek riskli davranışsal değerlendirmeler yapmanın bir sonucudur. Tarihten vaka çalışmalarına, yazarın FBI kariyerinden etkileyici birinci elden anılara ve sözsüz iletişim ile ikna konusundaki bilimsel saptamalara dayanan bu kitap sıra dışı olmanıza yardımcı olacak. 344 SAYFA. (ALFA YAYINCILIK)

     

     

    Renklerle ilgili temel bilgileri işliyor

    LİNDSAY Ward’ten PEMBE BİR RENK DEĞİLDİR. Pembe, oyuncak dinazorundan filamingosu Phil’e kadar pembe pespembe dünyasını çok sevmektedir. Ama ana ve ara renklerin Gökkuşağı Partisi’ne hazırlandığını görünce kendinin neden gökkuşağında yer almadığını merak eder ya da gerçekten bir renk olup olmadığını. Sonra renk tonlarıyla tanışır ve kafası iyice karışır.  Neyse ki bir arkadaşı ona dünyaya ne kadar neşe saçtığını gösterir, gerçekten eşsiz olduğunu anımsatır. Gökkuşağında olsa da olmasa da… 40 SAYFA. (BİLGİ YAYINEVİ)  

     

     

     

    İstanbul coğrafyasından insanların hikâyeleri

    ÖMER Seyfettin’den TÜRKÇE REÇETE- Seçme Hikâyeler – Açıklamalı Orijinal Metin. Hey gidi zamane hey… Bu Murat neydi bir vakitler… Galata memleketinde, İstanbul’da, Eyüp’te, Üsküdar’da namı söylenirdi. Semai kahvelerinde onun gibi destan söyleyen, mâni düzen yoktu. Çok cesurdu. Ama en ufak, en ehemmiyetsiz şeyi derin derin düşünür, derin derin hesap ederdi. Onun için ödlek lakabını almıştı. Hiç hapse girmemiş, ömründe bir defacık olsun karakola çağrılmamıştı. Namuslu kabadayılardandı.   152 SAYFA. (CAN YAYINLARI)

     

     

     

    Aktif uygulamalar, ritüeller ve meditasyonlar

    FELİS Kohen’den ŞAMANIN KADIN ÇEMBERİ. “Davula vuran şaman olan değildir, davula vuran eşiği geçendir.” Kadın çemberi, parçalarını bir araya getirmeye niyetlenmiş bir kadının muazzam bir metaforudur. Çemberde yerinizi aldığınız andan itibaren çemberin alanı çalışmaya başlar. Görünmez ilmekler atılır, gizli düğümler çözülür… Çemberler, doğumun ve ölümün, başlangıcın ve bitişin, yaralara bakmanın ve dönüşümün, kutsal olanla birleşip onu yüceltmenin yeridir. Orada tüm kadınlar toplanır, birbirini destekler ve en zayıf olanı yüreklendirmek için gücü çağırır. Kutsal öykülerde anlatılan ana tanrıçanın çeşitli formları eşliğinde yürünecek bu gizli yolda amaç kendi potansiyelinizi açığa çıkarmak, uyum yaratmak ve şifadır.   288 SAYFA. (DESTEK YAYINLARI)

     

     

    Kalbinde iki kadın, aklında tek bir soru var

    ELÇİN Sevgi Suçin’den 51. BÖLGE. Birdenbire ortadan kaybolan karısını ve aklındaki soruların yanıtlarını bulmak için Ağrı Dağı’nın gölgesinde yollara düşen Behram, hem umut hem de hayal kırıklığı yaratan ipuçlarının peşinde kaybolur. Şairlerin, şiirlerin ve ayrılık hikâyelerinin harmanlandığı masalsı bir coğrafyada kaderine karşı savaşırken kalbinde iki kadın, aklında tek bir soru vardır: İnsanlar çift doğarmış… Peki ya aşklar?  152 SAYFA. (EVEREST YAYINLARI)

     

     

     

     

    Dublin’deki orta sınıftan insanların hayatları

    JAMES Joyce’den DUBLİNLİLER- Modern Klasikler 222. 1914’te yayımlanan bu derlemede yer alan 15 öykünün farklı karakterleri ve olay örgüleri olsa da, hepsi de 20. yüzyıl başında Dublin’de yaşayan orta sınıftan insanların hayatlarından kesitler sunar. Joyce bizi tüccarların, memurların, kâtiplerin, tezgâhtarların küçük burjuva dünyasında gezintiye çıkarır. Mutsuz karakterleri kiralık odalardan, pansiyonlardan, sokaklardan ve pub’lardan oluşan dünyalarında; hayal kırıklıklarıyla, yalnızlıkla ve kasvetle dolu bir hayatın içinde sıkışıp kalmış, adeta felç olmuşlardır. İrlanda’nın yeni bir ulusal kimlik arayışında olduğu o dönemde, Joyce yalnızca ulusal kimliğin değil, bireylerin kimliklerinin de felce uğradığını gözlemler. Bu öykülerin bir diğer ortak özelliği de, karakterlerin yaşadıkları “epifanya” anlarıdır. İsa’nın paganlara ve müneccimlere görünmesi anlamına gelen “epifanya” terimini, Joyce bir kişi ya da olayla ilgili asıl gerçeğin birdenbire ortaya çıkmasıyla karakterlerinin yaşadığı aydınlanma anlarını ifade etmek için kullanır. 232 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.