TRAFİK GRİBİ…

Bu yıl ki konumuz domuz gribi, Allahtan ülkemizde, bahçesinde domuz besleyen yok da katliam hevesimiz depreşmedi. Ateşli yolcuları tespit etmek için hava alanlarına yeni cihazlar monte edildi, okullar otobüsler sıklıkla dezenfekte ediliyor, ölümlerin artması üzerine okulların tatil edilmeleri gündemde, Sağlık Bakanı çok çalışıp karnesine takdir yazdırmaya uğraşıyor, haberciler ver yansın haber yapıp görevlerini yapıyorlar, köşe yazarları konu sıkıntısı çekmekten kurtuluyor, çuvalla para verip grip aşısı ithal ediliyor, hatta aşı olmak için başvuranlara aşımız kalmadı denirse “Başbakana var da bize yok mu” demesinler diye Başbakan ben aşı olmayacağım deyip tasarrufta bile bulundu. Tüm imkânlar seferber edildi daha fazla kişi kaybetmemek için.

  buy Clonidine

Evet.. Devlet bu konuda görevini, yani olması gerekenleri yapıyor ve bizler kendimizi güvende hissediyoruz. Gripler nedeniyle ölümlere hepimiz çok üzülüyoruz.

1980’den Haziran 2008’e kadar 28 yılda teröre 7 bin 848 şehit vermişiz. Dile kolay, tüm ülkenin kalbi dağlandı, ordular seferber edildi, birçok harekât düzenlendi, ekonomik çöküntü pahasına tonlarca para akıtıldı, çeşitli politikalar uygulandı, birçok af çıkarıldı, ülke açılımlarla çalkalanıyor, şu terör belasından ve daha fazla şehit vermekten kurtulmanın yolunu arıyoruz.

Peki ya TRAFİK SAVAŞI, TRAFİK TERÖRÜ ya da TRAFİK KAZALARI, ne derseniz deyin asıl en büyük sorunumuz bu dur. Bu sorunu nasıl azımsarız, nasıl önemsemeyiz anlaşılır gibi değildir.

1999 -2008 yıllarını kapsayan son 10 yıl içerisinde trafik kazalarında 47 Bin kişi öldü bir o kadar da öncesinde vardır. Ne bu yahu! sanki iç savaş yaşıyoruz, teröre verdiğimiz kaybımızın 10 katı. Önlem almaya gerek yok mu?

Geçmişi bir kenara itsek bile bu yıl Ekim ayına kadar olan 9 ay süresinde trafikte 2.255 kişi kaybetmişiz. Bu bir dehşet sayısı değil midir?

  Aciclovir online

Gözlerimizin fal taşı gibi açılması ve korkudan tir tir titrememiz gerekmez mi?

Kuş gribinde ki korkumuzdan yaptıklarımıza bakacak olursak, yurt genelindeki tüm özel arabaları imha edip, ölüm makinesi üreten fabrikaları da kapatıp, çok sıkı denetim altında sadece toplu taşıma araçlarına izin vermek için bile çok düşünmemiz gerekmez mi?

2008 yılı Ramazan ve Kurban bayramlarında trafiğe 240 kurban vermişiz, böyle bir durumda otoriteler “Yok kardeşim size bir daha bayram mayram yok” deseler haksızlık mı yapmış olurlar.

Grip salgını korkusuyla uygulanan titizliği trafikte de görmek istemek abartı mıdır?

Evet! Sevgili dostlar Kuş Gribinden ülkemizde 4 kişi ölünce, sıra bana da gelecek korkusu yaşıyorsunuz da trafik kazalarında her yıl 4.700 kişi ölüp bir o kadarı da sakat kalınca sıra bana da gelecek korkusu yaşamıyor musunuz? Çok mu kanıksadık trafik kazlarını yoksa menfaatimize dokunacak korkusu daha mı baskın geliyor?

Trafik kazası sonucu öldü deyince alın yazısı buraya kadarmış deyip kaderin arkasına mı saklanıyorsunuz? Bodrum’da grip nedeniyle henüz hayatını kaybeden olmadı ancak hiç kaza olmaması gereken ilçemizde trafik kazalarında ölenleri her gün basından okuyoruz. Canınızı acıtmıyor mu?

Tuvalete araba ile gitmekten, canımız sıkılınca arabaya atlayıp tur atmaktan, hem de bir kasa bira alıp turlamaktan, arabayla piyasa yapmaktan, her hafta sonu arabalarımıza binip bir yerlere gitmekten, sarhoş arabaya binmekten, gaza sonuna kadar basmaktan, ehliyetsiz ve çocuk yaştakilere arabayı vermekten vazgeçmek zorundayız.

Vazgeçemeyenleri denetleyiciler vazgeçirmenin bir yolunu bulmak zorundalar. Trafik canavarı işareti koymak yeterli değildir, korkmuyoruz çünkü o canavar biziz, kendimizden korkmayız.

Trafik kazaları deyince korku yaratmıyorsa bu günden tezi yok TRAFİK GRİBİ olarak adlandırılmalıdır.

DİKKAT  “TRAFİK GRİBİ”  yakalanırsanız ya ölürsünüz ya da sürünürsünüz! Aşısı yoktur. Order Furosemide

Basınımız isterse konuyu grip salgınlarındaki gibi bastıra bastıra gündemde tutar korkmamızı da sağlar ve önlemler çarçabuk alınır. Basının trafik kazalarını gündemde tutmaktan yılmaması ve sıkılmaması gerekir bir an önce bu konuya çok önem vermelidir. 

Konuyu hafife ve şakaya almayın, önlem almazsak “BİR GÜN SIRA BİZE DE GELECEK”