Bodrum Kışın Yaşıyor (mu)?

Yaz gelecek, ne kaldı şurada, üç dört ay. Günü kurtaran, hareketlilik başlayacak, kışın çekilen sıkıntılar geçici olarak unutulacak, unutulmasa bile daha az konuşulacak, şimdikine göre.

Sonra? Sonrası, çok kısa bir yaz sezonu, üç ay bilemediniz, beş ay.

Sonra? Sonrası, bu günkü sıkıntılarımızın üzerine, kat be kat sıkıntı yüklenerek gelecek yine kış ayları, dert ayları.

Bu kısır döngü, yıllardır var ve korkarım devam edecek.

Her birimizin coşku ile savunduğu on iki ay turizm için, somut olarak yapılan ne var Allah aşkına. Elbette dünden bu güne, bir iki günde yapılacak bir şey değildir, ya da sihirli bir değnekle yapılabilecek bir şey. Hazır üretilen, endüstriyel bir üründe değil ki, on iki ay turizm, gidip bir yerlerden alıp gelelim, kuralım.

Lakin, bu iş için akıllı adımlar atmak, altyapısını, planını, projesini yapmak lazım. Bununla ilgili bir yerlerden başlamak, başlayanlara destek vermek gerekmez mi?

Birkaç gün sonra yeni yıla giriyoruz. Dört gün tatil var. Beklentisi olan var mı peki yeni yıl tatilinden. Yok dediğinizi duyar gibiyim. Yeni yıl için organizasyon hazırlayan otellerin, rezervasyonlarında sıkıntılar olduğu söyleniyor. Belki bir iki tanesi beklediğini bulacak, ya diğerleri? Yeni yıl tatili bir şeyler getirmeliydi, kazandırmalıydı, kış dönemine katkı sağlamalıydı, azıcıkta olsa.

İstanbul’dan dostları davet ediyorum Bodrum’a, diyorlar ki; “Kışın Bodrum’da ne var ki. Her yer kapalıymış, akşamları sokak lambaları bile yanmıyormuş, bakkallar bile kapalıymış”. Ne cevap verebilirim. Hayır! Öyle değil, deme şansım var mı?

Artık bir şeyler yapma zamanı gelmiştir. En azından belli bölgeleri destekleyerek, kışın cıvıl cıvıl hale getirmeli. Aydınlık yapmalı, hareketlendirmek için dükkanları açmaya teşvik etmeli, belki biraz da zorlamalı. Kültürel, sosyal etkinlikler yaparak o bölgeyi yaz aylarındaki gibi, gidilir, gelinir, gezilir, merak edilir hale getirmeli. Çok hareket olmasa bile, günü kurtaracak alışverişler mutlaka olacaktır, zamanla kışın maliyetlerini de çıkaracaktır. Yeter ki bir yerden başlayalım.

Ama, yarın değil.

Hemen şimdi.

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu  /  Birinciliği beyaza verdiler generic Premarin

Geçtiğimiz hafta, Ortakent’te yapımı devam eden, Alış Veriş Merkezi için, karşı eylem yapıldı. Kaçak olduğu, inşaat ruhsatı olmadığı ve benzeri bir çok suçlama vardı. Haklıydılar. Onun yanında bu eylemi yapanlara kızan, burada isdihdam olacağını savunan, bölgeye ekonomik girdi sağlayacağını bekleyenler de vardı. Onlarda kendilerince haklıydılar. Bu konuda, herkesin söyleyecek, savunacak çok şeyi vardır. Karşı çıkanlarında, AVM’ler olsun diyenlerinde, kendilerine göre haklı olduğu taraflar vardır.

Lakin, şunu unutmamak gerekiyor; Bodrum’un kendine özel bir mimarisi, yeşili, mavisi, turuncusu, ekonomisi, esnafı, insanı vardır. Büyüdükçe, o özellikler yok olmaktadır, bildiğimiz, sevdiğimiz, yaşadığımız o Bodrum, başka bir Bodrum olmaktadır. Kimse kendini haklı çıkarmaya çalışmasın; Haklı olanda, hakkı olanda Bodrum’dur.

Hani çoğu Bodrum’lu anlatır ya;

“Belediyenin önünden, denize girerdik.”

“İşlerde pek güzeldi, bereketliydi, şimdi nerde o işler, o bereket.”

İşte bizim Bodrum, daha da büyürse, daha da hızlanırsa, kirlenirse eğer, bizler başka bir Bodrum’da yaşamak zorunda kalırız, gelecek misafirlerimizde başka bir Bodrum’a gelmiş olurlar. İnanın, O Bodrum, asla Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrum’u olmayacaktır. Bırakın Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrumu’nu, sizin Bodrum’unuz bile olmayacaktır.

Özdemir Asaf’ın kısa bir şiiri vardır, bilirsiniz,

”Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu  /  Birinciliği beyaza verdiler

Bodrum beyazdır, unutmayın…

Yeni yılınızı kutluyorum.

Yeni yılda Bodrum’un bizler için ve en çokta çocuklarımız için,

beyaz kalmasını diliyorum…

order Viagra Gold