Bodrum Gündem

SEN DE KAPAT GİT…

21.02.2010
0
A+
A-

Bodrumun dar sokaklarından geçerken alçak gönüllülük ve sadeliğin şıklığını hisseder geçmişin akılcı, estetik ve doğaya uyumlu mimari uygulamaları seyrederdik.


Kapı üstlerinden sokağa taşan yaseminleri koklayıp, begonvillerin yapıya ve sokağa getirdiği kalite ve güzelliğin içerisinde yürümenin hazzıyla, kapı önünde oturanlarla selamlaşır, tanıdık olanlarla ayaküstü kısa sohbetler ederdik.


 


Çarşıdan eve, evden çarşıya ulaşmak için kestirme yol bahanesiyle bu şirin dar sokaklardan geçmeyi içgüdüsel bir refleks haline getirmiştik. Caddelerinde yürüyüşler yaparken rastlaştığımız, yaz aylarının sıkı çalışma temposunda göremediğiniz ya da iki kelime muhabbet etmeye fırsat bulamadığımız arkadaş, dost ve akrabalarla selamlaşıp illa ki durup, yüzümüzden gülücükler fışkırtarak güncelimizi paylaşıp, ilişkileri tazelerdik. Yol üstünde durarak yaptığımız sohbetler olağan olması sebebiyle diğer yürüyüşçülerce kınanmazdı.


 


Çalışan Esnaf dükkânını kapattıktan sonra ya Tektekçiler Sokağında ya da Kaptanın Yerinde akşam cilası yapmak için buluşur, sohbet eşliğinde birkaç kadeh ile günün yorgunluğunu atarak evine giderdi.


 


Çalışmayanlar ve ziyaretçiler Raşit’in Kahvesi, Azmakbaşı Kahvesi veya Tepecik Kahvesi gibi buluşma yerlerinde rastlaşırlardı. Esprileri havalarda uçuşturur, eskiden yapılmış olan gaflardan, acemilikler ya da şakalardan bahseder, dedikodulu haberleri verdikten sonra, hatırı sayılır yaşlıların durumları hakkında bilgiler alırdık. Limonlu adaçayı içerken memleketi kurtaracak formüllerimizi açıklar “AH ULEN BEN OLSAM ” diye hayıflanırdık.


 


Yağmurlu ve fırtınalı sayılı günler haricinde sahile varıp güneşin ısıttığı bedenimizi gevşetir, çarşaflaşan deniz üzerindeki güneş ışıklarının oynaşmasını seyreder ve su üstünde taş kaydırma yarışmasını unutmadan, akşam eve günü hoş geçirmenin hazzını duyarak dönerdik.


 


Bu nedenle Bodrum’lu, Yarımadanın neresinde oturursa otursun Bodrum’a inmeyi hep alışkanlık haline getirmişti.


 


Şimdilerde böyle buluşma ve rastlaşmaları az da olsa Denizciler Kahvesinde yapabiliyoruz ancak Bodrum’a inmenin zulüm haline getirilmesi nedeniyle pek bir istek duymuyoruz.


 

buy diflucan

Bodrum’un hatırı sayılır kış sezonunda ki müşteri potansiyelini çalmak isteyenler ya bunu hain bir plan haline getirip uyguladılar ya da uygulanan yanlışlıklardan faydalanıp sosyal yaşamı Bodrum dışında kurarak, Bodrum merkezindeki hayatın çekilmez hale gelmesinden nemalanıyorlar. Elbette ekonomik krizlerin de payı vardır ancak bunlar geçicidir, kalıcı olan en önemli etken yaz turizmine yönelik kısa sezon kurgulaması ve ardından bitmek bilmeyen tamirat ve tadilatlardır.


 


Bodrum merkezindeki emlak ve dükkân sahiplerinin şımarıklığı bu sonu hazırlayan ana sebeplerden birincisidir. Nasıl olsa kiralanır düşüncesi ve görgüsüyle astronomik fiyatlar öne sürerek sanatsal ve sosyal faaliyet yapacak girişimciyi küstürmüşlerdir. Bu yüksek fiyatlar karşısında sinema, tiyatro veya sergi salonları açmak isteyenler ile kaliteyle ucuzluğu bir arada tutan işletmeler soluğu şehir dışında almak zorunda kalmıştır.


 


Rantla el sıkışan ahali, kentinin güzelliğini kaybettiği gibi yaşam sıcaklığını da yitirmiştir. Hatta devlet bile ekstra gelir peşinde koşmaya başlamış devlet dairelerinin bahçeleri kiraya verilmiştir. Okullar her tatil fırsatını paraya çevirme hevesiyle okul bahçelerini otopark yapmış, Halk evi bile salonunda sosyal faaliyet yapmak yerine giysi satan işporta tezgâhlarına kiraya vermeyi tercih etmektedir.


 


Yereli yöneten devlet yetkilileri ile belediye ekipleri ya cahilce davranıp bu kötü gidişata yardım etmektedir ya da kötü gidişi durdurma basiretine sahip değillerdir.


 


Halkını şehir içi araç trafiği baskısıyla çileden çıkartmak, işlek caddelerinde ki yürüyüş ve alışveriş olanaklarını köreltmek, sosyal yaşam olanaklarından ve sanatsal etkinliklerden mahrum bırakmak suretiyle Bodrum şehir merkezi, yalnızlığa ve işgale terk edilmiştir. Hele gençler için sıfırlanmış bir kent merkezidir.


  isotretinoin without prescription


Bodrum’lu gezinmek ve eğlenmek istediği zaman şehir dışını tercih etmekte ya da evinden çıkmamayı seçmektedir. Dışarıda benim gibi ya sabır çekerek ya da söylenen söylene gezinen Bodrum tiryakilerine, zorunlu işe giden gelen vatandaşlara ya da akşamüstü okul çıkışı çocuklarını okuldan alan velilerin yarattığı kalabalık ve kargaşaya rast gelebilirsiniz.


 


Cumhuriyet Caddesi Bodrumun hem en eski, hem en dar, hem de en popüler yürüyüş, alışveriş ve sosyal yaşantı caddesidir. Zarar etmeyi dahi göze alan bir kısım esnaf, olması gerekeni yaparak, dükkânlarını açmaya inat etmesine karşılık, belediyenin yanlış uygulamaları nedeniyle “SEN DE KAPAT GİT ” dercesine baltalanmaktadır. KIŞ AYLARINDA BU CADDEDE GEZİNMEK BİR ZULÜMDÜR. Ancak çarçabuk geçip gitmek için kullanılmaktadır. Bedavacı araç sahiplerinin otoparkı, kestirme geçiş yapmak isteyen motosikletlerin yolu, eşya getirip götürmek isteyenin istediği zaman girip çıktığı canı isteyenin canının istediği zaman tamirat ya da inşaat yaptığı bir caddedir. SAHİPSİZ ŞEHRİN BOŞ VER GİTSİN CADDESİ.


 


Turizm sezonu dışında önemsenmeyen, eskiden uygulana gelen vurdumduymazlıkların devam ettirildiği bu cadde; Bodrum’da yaşamın dinamiklerinin başında gelir. Farkında olmak ve titizlenmek gerekmektedir.


 


Cumhuriyet Caddesine bu değeri kazandıran en önemli unsurların birincisi olan Kumbahçe Sahili de otopark ve araç yolu yapılarak aynı kaderi paylaşmaktadır.


 


Cumhuriyet Caddesi ile birlikte canlı tutulan Kumbahçe sahili hem turizm için hem de kış günlerinin güzelliğini yaşamaya çalışan Bodrum’lular için cazibe merkezidir.


 


Bu kadar düzensizce ve hor kullanılan Bodrum sürekli değer kaybetmektedir. Hayatını Bodrum’da sürdürenler de, yaşamındaki düzensizliklerden ve kazanç azalmasından şikâyet ettiği halde yaşamına önem ve düzen vermeyi becerememektedir. Bu düzeni sağlayacak otorite; gerek seçilen gerekse atanan yöneticilerdir. Ne kadar kural kanun var olursa olsun, ne kadar düzenleme yapılırsa yapılsın otoritenin ve denetimin yok olduğu hissedildiği sürece, uyumun ve düzenin bozuk olması kaçınılmazdır. 


 


Bundan daha önemlisi düzenin sağlanması ve yaşamın kolaylaştırılması için konulan kural ve düzenlemelerin turiste farklı yerli halkına farklı uygulanmasıdır.


  cheap valacyclovir


Bu kentin yaşayanı olarak turiste gösterilen saygının bana da gösterilmesini istiyorum ve hak ediyorum. Çünkü burası; benim memleketim ve yaşam yerim. Turist gider gitmez zulmedilen bir halk olmak istemiyorum. Bodrum halkı bu hakarete daha fazla sabır göstermemelidir. Belediye de halkın sabrını sınamaktan vazgeçmelidir. Yaşam hakkına saygı, ertelenecek bir konu değildir.


 


Bu konuyu çok sık tekrarladığımı biliyorum ve yöneticilerin doğruyu uygulayıncaya kadar da tekrarlamaktan bıkmayacağım ve yılmayacağım. Yaşamına saygı duyulmasını isteyen herkes de suskun olmamalıdır.


 


Sağlıcakla kalın saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.