Bodrum Gündem

SÜRAT FELAKETTİR..

21.02.2010
0
A+
A-

Çağımız sürat devri, her şey hızlı üretiliyor ve hızlı tüketiliyor. Çoklaştıkça bir şeyler değer yitiriyor, sıradanlaşıyor.

Yiyeceklerimiz hızlı (fast-food). Domates, hıyar, patlıcan, karpuz bile hızlı yetişiyor hormonlarla. Güneşte kızarmış lezzetli domates yemeyeli ne kadar oldu hatırlıyor musunuz?


Sonuç, yediklerimizden kaynaklı, kanser başta olmak üzere, bir sürü hastalık.


 


Arabalarımız hızlı. En az Fluconazole no prescription 200 km. hız kadranı olmayan araç var mı? buy Topamax


Sonuç, trafik kazalarında dünyada bir numarayız.


 


Endüstriyel ürünlerin, üretimi de çok hızlı. Fabrikalar, on binlerce ürünü bir çırpıda üretiveriyor.


Sonuç, aldıktan sonra iki ay bile kullanamadan parçalanan ayakkabılar, yakası paçası yamulan giysiler, garanti süresinin bitiminden bir gün sonra bozulan ev yada elektronik aletler.


 


Gazete, televizyon ve internetteki haberler de çok hızlı. Doğruluğuna, ahlaki değerlerine, meslek ilkelerine bakılmaksızın yapılan hızlı haberler.


Sonuç, hemen unutulan, sabun köpüğü, güvenilmeyen ve artık ciddiye bile alınmayan haberler, üstelik sürekli kirlilikle, yalancılıkla suçlanan hızlı medya.


 


Yaşamımız hızlı. Koşuşturmaktan ve hızlı hareket eden kazanır, düşüncesi ile doya doya, demli demli yaşayamıyor. Zengin-fakir, beş değil, on değil, herkes bu nefes kesen hızdan dolayı yorgun, mutsuz.


Sonuç “STRES”, stresin sonucu kanser ve diğer hastalıklar.


 


Kahve yapmak bile artık çok hızlı. Neredeyse birkaç saniyede yapılıyor şimdi makine ile. Kahve eskiden mangalda, kömür ateşinde yapılırdı, ağır ağır pişen kahve, etrafa yayılan kokusuyla, aroması ile bambaşka lezzette olurdu. Ya şimdi nasıl O lezzeti kokuyu alabiliyor musunuz?


Sonuç, kahve bile eski tadını kaybetmiş.


 


Hızlı olan çok şey var değil mi? Birkaç tanesini düşündüğümüzde bile yoruluyor insan. Çağımız hız çağı, yapacak bir şey yok.


 


Hayır!


Var!


 


Yapacak çok şey olduğuna inanıyorum. Bir Atasözümüz vardır ya “Ağır ol, Molla desinler”. Ağır olmak saygınlıktır, güvendir, inançtır, sağlamlıktır, lezzettir. Buradan yola çıkarak ve birkaç tespitin sonunda lafı getirmek istediğim nokta bizim kasabamızın, Bodrum’un hızlı büyümesi. Bodrum’un hızla büyümesinin olumsuz sonuçlarını yaşayarak görüyoruz. Görüyoruz görmesine de, ekonomik ve kentsel büyümenin engellenemeyeceğini de biliyoruz. Bodrum hızla büyümeye devam ediyor, edecek de. Bununla beraber “Eskiden kazandığımız para daha bereketliydi” sözünü de hiç ağzımızdan düşürmüyoruz.


 


Buy Sildenafil

Bu bir çelişki değil mi?


 


Kesin olan şu ki, önceki yıllara göre hem ülkemizde, hem Bodrum’da ekonomik büyüme daha hızlı, daha çok turist geliyor, kazançlar da görece olarak daha fazla, ama bir türlü iki yakamız neden bir araya gelmiyor. Hızlı olmak, hızlı büyümek iyiydi hani.


 


Kendimizi kandırıyoruz.


 


Bodrum’un hızlı büyümesine karşı olmamdan dolayı, bazı yatırımcı iş adamları, belki yöneticiler, mevcut esnaf, otel işletmecileri kızacaklardır. Lakin hepimiz görüyoruz ve biliyoruz ki hızlı büyümek yok ediyor. Kuşadası’nda “Efes Harabeleri” olmasa turizmden bahsedebilir miyiz? Antalya hızlı büyümeye ne kadar dayanacak dersiniz? Hızlı büyüyen her turizm kenti yok oluyor, yok olacak.


 


Bu aralar sıkça söylenen “kontrollü büyüme” lafına da inanmıyorum. Büyümeyi kontrol edebilecek yasamı var, kontrollü büyüyelim.


 


Yerel değerlerimizi, kültürümüzü büyütelim öncelikle. Sahip olduklarımızı koruyalım, onları rehabilite edelim. Unutmayalım, endüstriyel seri üretim sıradandır, çoktur. Oysa özel üretim, el emeği göz nurudur, bir tanedir. Aynısından bir tane daha olmadığı için çok değerlidir, nadidedir, aranandır, özenilendir, ulaşılmak istenendir.


 


İşte o Bodrum, şimdiki (aslında en az on yıl önceki) Bodrum’dur. Yoksa, büyüyen, çoklaşan, sıradanlaşan Bodrum değil. Eğer Bodrum özelse, nadideyse, tek bir taneyse, diğer turizm kentlerince özenilen yerse, ulaşılmak istenense Bodrum, onu değiştirip, diğerlerine benzetmeye, seri üretim gibi sıradanlaştırmaya hiç kimsenin hakkı da, haddi de yoktur.


 


Sorarım size son sözümde, el yapımı “Bodrum Sandaleti”nin özelliği ve değeri ile fabrikasyon sandaletin özelliği ve değeri aynı olabilir mi?


 


 


 


 


 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.