BODRUM TARIM POLİTİKASINI BAŞKALARINA BIRAKMAYALIM..
Türkiyedeki ekonomik gelişmeler, yani ekonomik kriz hükümetin olumlu söylemlerine karşın sıkıntılı bir şekilde devam ediyor.
-Sezona yetişelim de hele bir…bakarız ona da..
Planlanmış ve sıklıkla değişen, alakasız gündem ile gerçek gündemin dışına çıkıyoruz. Yaz sezonu geldiğinde, gündem yörelere göre değişmeye başlıyor. Bazı bölgelerde tarım ve üretime yöneliyor gündem, bizim buralarda da turizm gündemi öne çıkıyor. Kısır döngünün yaz boyutu başladı bile. Herkes harı harıl sezona hazırlık yapmakla meşgul. Yaz bitince ne olacak?
-Sezona yetişelim de hele bir… Bakarız ona da…
Ne yazık ki yollarımız, sahillerimiz toz duman, virane durumdayken bile geleceğe dönük yüksek kalitede turizm, golf turizmi, marina turizmi hayalleri kurmaya devam ediyoruz. Hepside hükümetin halka sunduğu planlanmış ve sanal gündemin bir benzeri gibi. Varsa yoksa tek sorunumuz sezona yetişecek mi?
Hadi, Belediyeler yetiştirecek, yetiştirmesine de, ya mega projeler yetişecek mi peki?
Peki, yarına dair projelerimiz politikalarımız ne olacak?
Var mı gelecek sezonlara dair turizm projelerimiz ve politikalarımız?
-Sezona yetişelim de hele bir… Bakarız ona da…
Bodrum’un geleceği orada saklı olduğunu herkes anladı, bir tek biz ve oranın insanları anlayamadı yada anlamak istemiyor. Turizm açısından baktığımızdan olacak o bölgeye golf alanı yapmak isteyen mi, villalar yapmak isteyen mi, oteller yapmak isteyen mi, herkes göz dikmiş. Bölge ile ilgili gündem hep o yönde oluşuyor zaten.
Birileri bizi kandırıyor sanki.
Kertenkelenin kuyruğunu kopartıp, düşmanları kuyruğu ile ilgilenirken kaçması gibi sanki. Birileri oraya bir kuyruk bırakıyor ve bizler de o kuyrukla oyalanıyoruz gibi geliyor. Önümüzdeki haftalarda golf sahası yapımı tekrar gündeme gelecek. Tartışacağımız konular belli, oralara golf sahası yapılsın mı, yapılmasın mı?
buy Nexium -Sezona yetişelim de hele bir… Bakarız ona da…
Şimdi ondan daha büyük bir sorun daha var oralarda.
Sanıyorum çoğumuzun da haberi yok. Kuzyaka ve civar köylerin dönüm fiyatları artmış, dönümü 30 bin Türk Lirasına kadar satışlar yapılmış. Bizim köylümüzde iyi para diyerek satıvermiş arazileri, tarlaları. Çünkü ekse para etmiyor ki. Astarı yüzünden pahalıya geliyor. Bizim köylümüzde Kuzyaka ve civarındaki “TARIM ARAZİLERİ” birilerine satmış, bir bakmışlar ki kendilerine bir dönüm yer kalmamış. Diyorlar ki İspanyollar almış. Yine birileri “Golf Sahası”mı yapacaklar?
-Sezona yetişelim de hele bir… Bakarız ona da…
Biz sezona bir yetişelim, yok golf sahası da yaptırmayız derken, adamlar o arazilerde tarım yapmak için almışlar.
Duyun ey millet!!!
Bizim köylümüzün, üretsin diye dayattıkları GDO’lu tohumlar ile domates, hıyar ürettirip 50 kuruş bile kazanamayan köylümüzü bunaltıp (aslında kandırıp) elindeki toprağı alacaklar ki, aldılar artık. Sonra o ucuza kapattıkları tarım arazilerinde “Organik Tarım” yapacaklar, domatesleri, hıyarları, 3 liradan 5 liradan bana, sana satacaklar, seçmece kalitede olanlarını da kendi memleketlerine götürecekler, ya da başka ülkelere satacaklar, bizde ağzımız açık bakıp kalacağız arkalarından. Tabi bir nokta daha var, o tarlayı satan köylüm de onların yanında ırgat olarak asgari ücretle çalışacak.
-Sezona yetişelim de hele bir… Bakarız ona da…
Artık sadece sezona bir yetişelim demeyi bırakmak gerekiyor. Turizm ile ilgili politikalar üretelim diyoruz, ama çok daha önemli olan BODRUM TARIM POLİTİKALARI üretmemiz gerekiyor. Turizm sektörünün, Bodrum’da yaşayan insanları nasıl yok ettiğini, buranın insanlarını nasıl dışladığını gördük, görüyoruz. Bodrum büyüdükçe buranın insanları sıkışıp kalıyor, yeri kalmıyor burada.
Günlük ve dönemlik kazançların rüyalarına kapılamadan yarına, geleceğe, en önemli varlığımız çocuklarımız için başımızı biraz kaldırmanın zamanı geldi.
Gelmedi mi sizce?