Bodrum Gündem

KALDIRIMLAR İNSANLAR İÇİNDİR..

16.06.2010
0
A+
A-

Sandalyemle sahil tarafindaki kaldırımdan yürürken sandaletli hazır olda bekleyen bir çift ayak ve onun üzerinde Kaldırımlar Yayalar İçindir Bodrum yürüyerek daha güzel yazısı olan pano çarpıyor gözüme bir süredir.

Trafiği en azından bu bölgede aza indirmek,insanları araçsız yürümeye teşvik etmek,kaldırımları sadece sayaların kullanımına bırakmak,..gibi amaçlara hizmet etme çabası anlamında güzel bir çalışma örneği diye düşünüyorum. doxycycline price


 


cheap Fluoxetine

Belediyelerimizin güzel olan ne varsa hepsi halk içindir düşünce çerçeveli hedefleri vardır. Bilirsiniz,.. Geçmiş de de böyledir gelecekte de böyle olacaktır. Seçimlerden önceki söylemlerin resmini çekme şansınız olsa ve şuan bakabilseniz manzarayı çok açık görmeniz mümkün de olur. Tabelalar ve broşürlerin içeriği aynıdır. Hepsi ama hepsi halk için. Kanunlarımız, kurallarımız oluşturulur. Polisimiz, belediyemiz zabıtamız bunun için çalışır. Ama bir şeyler uzun süre doğru gitmez. Bizde olmayan tek şey vardır çünkü; Denetleme.,, Demokratik, Sosyal ve Hukuk Devletimizde Bu görevimizi nedense bir türlü beceremeyiz.


 


Kaldırımları ele alalım. Bodrum’da bazı caddelerde yol üzerinde park eden araçlardan ücret alınmaya başlandı. Gerçi bu hafta itibarı ile bir meclisteki tartışma sonucu artık ücret alınmıyor. Karşıda kaldırım var ise oraya park edenler uyarılmaya çalışılıyor bu sayede. Nereye kadar? Lüks taşıt sahipleri ağır ağabeyler gelene kadar! “ İki dakika sonra geleceğim… Sen benim kim olduğumu biliyor musun, ben beyin özürlüyüm,” gibi onlarca ağır laf eden, ağır ağabeyler park edip giderler. Motorize yayalar vardır bir de. Hep acildir onların işleri!.Ters yol olarak yaya kaldırımını kullanırlar.!


 


Onlar yanımdan geçerken kendimi de eleştiririm bazen. Yaşlılar ve çocuklar arasından biran önce geçmek için yine hızlı geçtim diye. Bir ara düşünmedim değil sandalyemin arkasına  “Hatalıysam lütfen arayın 0532……Yazmayı.


 


Natrexone order

Bir de kontrolden uzak kaldırımlarımız var. Hem de merkezi yerlerdeler. Atatürk Caddesi gibi mesela. O cadde üzerinde veya sokak arasında bir yere gideceksem yol yaratırım kendime sandalyem için. Çünkü ne kaldırımı kullanabilirim doğru dürüst ne de yolu. Kaldırımlar üzerine araçlar park etmiştir çoğu zaman! Veya kaldırımın iniş ve çıkışlarının olduğu yere. Asıl pano buralara asılmalı diye düşünürüm çoğu zaman. Zemini yolu çağrıştıran bir renk aroması olmalı soluna kırmızısı bir Ferrari sarı da olabilir asıl rengi sarıymış, sağına da Valentino Rossi’nin kullandiği motor ama aynı renk. Ortasına da Atilla İlhan’dan tek mısra ; Ben sana mecburum bilemezsin,” amaç mesaj vermekse hani!,..


 


Araç parkları özenle yapılır kontrolsüz kaldırım üzerinde. Aracın boyutlarına göre sağ ve sol taraflarının açıklıkları simetriktir. Aynalar da camlara doğru kapatılır ki zarar görmesin. Boru,zincir veya diğer engelleyiciler çıkartılıp yapılır bu işlem üstelik. İşi bitince araç sahibi, soğuk füzyonu gerçekleştirmiş bilim insani gibi sevinir! Laboratuar  koşulları, sıfır atmosfer basıncı, oda sıcaklığı gibi bütün koşulları hazırlamıştır kendisine. Hem de güpegündüz. O’nun için önemli olan kaldırımın asıl sakinleri değildir, kendi aracıdır! Önce 5 dakikalık özel işi için yapar bunu. Kimseden de ses gelmeyince ki gelmez araç bütün gün kalır orada..


 


Konuşma sansımız olsaydı eminim ki; hem bilim insanı,hem araba sevdalısı,hem aydın,hem demokrat,hem siyasetçi,hem entelektüel,hem yazar,hem ressam, hem doktor, hem mühendis hem baba, hem anne, hem karınca incitmeyici ,hem ayakkabı bağlayıcı ,…olan araçlı ve motorlu kaldırım sakinlerini ne yapacağız? Sayın zabıta amirim, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Kaymakamım, Sayın İlçe Emniyet müdürüm sorum size? sözde değil özde kontrollerimiz ne zaman başlayacak? Herkese eşit ama etkili cezaları ne zaman yazmaya başlayacağız hak edene?


 


Dönemin koşullarında Roma Nasıl İmparatorluk haline gelmiştir diye bana sorsanız? Önce yol yapmışlardır derim. O nedenle her yolları Roma’ya çıkardı onların. Ben de öyle düşünürüm. Bir yere gidilecekse o yere giden yol tespit edilir. Yoksa da yapılır. İnsanin yapabilecekleri düşünmesi ile başlar çünkü. Yaşamsal hedefleri ile de ilerler. Kendi beyinsel engellerinizi de başkalarının şöyle ya da böyle önümüze koydukları engelleri de kendimizden başka yıkacak kimse yoktur.


 


Bu anlamda ben kaldırımın önü kapalıysa inerim sandalyemden kaldırıma çıkarım.


 


Sandalyemin ön tarafını hafifçe yukarı kaldırılır ön tekerleri kaldırıma değdiğinde sandalyenin eni kadar geriye giderim ve sandalyemi kendime doğru çekerim. Çıkar kaldırıma sandalye. Binerim tekrar, kaldırımın önü açıksa devam ederim. Kapalıysa inerim tekrar. Bu sefer işlem sondan başlatırım. Kolaydır bu şekilde indirmek yola. Yolun yoğunluğunun önemi olmaz artık. Çevrenin meraklı bir o kadar şaşkın bakışları üzerimde gezinirken bitiririm yolu.


,


Tıpkı diğer sandalyeli arkadaşlarım gibi…


 


Günlük yaşamımızda mutlaka adım atarız kaldırıma. Siz de aynı duygularla dolaşırsınız ben de. Bazı anlarda belki de aynı bankta oturup denizle dertleştiğimizde olmuştur sessizce,.. Bir tek kaldırım dinlemiştir bizi. Bir de uçsuz bucaksız deniz. Sosyologlar insanların medeniyeti nasıl yaşadıklarını anlamak için kaldırımları gözlemlermiş çoğu zaman. Gelin kaldırımları sadece insani değerlerimizi yaşamak için kullanalım.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.