Bodrum Gündem

ARAPLARIN TÜRK YURDU İSTİLASI..

06.02.2011
0
A+
A-

1993 de Amerikanın keşfinin 500. Yılı Batı dünyasının egemen güçleri tarafından büyük gösterilerle kutlandı.


Ama bu kutlamalara yaygın protestolar eşlik ediyordu. Latin Amerika Köylü Örgütleri   ′′500 yıllık soykırım ve baskıya karşı mücadelemizi yükselteceğiz′′ diyordu. 500 yıllık tarihin yeniden, ama bu kez gerçeklere uygun olarak yazılmasını istiyorlardı.


 


1517 yılında, İspanyol Kortez, Amerika’da Aztek İmparatorluğunu sadece yağmalamakla kalmaz, hemen hemen bütün erkekleri hunharca öldürtür. Peki bu canavarlığın, ondan 800 yıl önce Arap halifenin Horasan valisi Kuteyb’e tarafından, Türkistan’da uygulandığına inanır mıydık?


İnanamazdık, çünkü bize öğretilenler çok farklıydı.


Arapların İran’ı, Türkistan’ı işgaline  ′İslam kültür ve medeniyetinin yayılması′ deniyordu.


 


Öldürülen,  varlıkları yağmalanan, köle pazarlarında satılanlar bizim atalarımızdı, ama ne gariptir ki birileri bunu bize ′′mutlu′′ bir gelişme olarak belletiyordu. Ümmetleşme sürecinde kendimize ve insan kimliğimize öylesi yabancılaştırılmıştık ki, yüreğimiz, atalarımız olan mazlum toplumlarla değil, işgalci Arap’larla birliktelik içinde atıyordu. ′′Kafir′′ olarak belletilen atalarımızın yenilgilerine seviniyor, atalarımızı öldüren Arap komutanların adlarını çocuklarımıza veriyorduk.


 


Resmi tarihlerimizde Türklerin nasıl Müslüman olduğu konusu çoğu kez yer bile almıyordu. Türklerin eski tarihinden birden Müslümanlık sonrasına atlanıyor, Türklerin kendiliğinden


İslamiyet′i seçtiği fikri aşılanıyordu bilinçaltımıza.  Atalarımızın Araplara direnmesi ′utanılacak′ bir şey olarak algılanıyor, saklanıyordu insanımızdan. Bu bin yıllık aldatmacayı sürdürenler kendilerini “Milliyetci, Maneviyatcı” diye tanımlıyorlardı. Arapların MS.650′lerdeki ilk akınları ile başlayıp 300 yıllık mücadeleler sonrasında, ancak kısmen tamamlanan, Türk soykırımı süreci saklanıyordu.


  Order Kamagra online


Arap yayılmasının bir yüzü işgal, talan ve zulüm, diğer yüzü Türk′ün öz topraklarını ve inançlarını ölümüne savunduğu onurlu direniştir. Akıtılan sınırsız Türk kanı istilacı Arap için egemenlik kaynağı, Türklerin alın teri birikimler ise talancı Araplar için “Helal” gelir kaynağı oluyordu. Arap’ların üretimi yoktu.  Devletin bütçesini Talan ve haraç gelirleri oluşturuyordu.  Devlet düzeninin işlemesi için saldırı ve yağma gerekiyordu. Kuteybe için yazılmış “Kuteybe Türkleri kılıçtan geçirir durur / Bize en çok  ganimet toplayan odur” satırları onun  Türklere karşı tutumunu gösterir. Kuteybe büyük direnme gösteren Baykent’i ele geçirdikten sonra eli silah tutan ne kadar insan varsa öldürür, kadınları, çocukları köle edip satar. Buhara da direniş gösterir.  Orada da direnişçiler kılıçtan geçirilir, yağma, tecavüz, katliam sonucu geriye kalanlardan 50.000 kişi köle edilir götürülür. Talkan şehri direnmez, kapılarını açar.  Ancak Kuteybe, ibret olsun diye oranın halkını da kılıçtan geçirtir. Kalanları çevredeki Ceviz ağaçlarına astırır. Şuman, Keş, Nesef şehirlerinde de aynı hunharca katliam sürer gider. Direniş gösteren Faryab tamamen yakılır.


Indocin no prescription  


Kuteybe geçtiği yerlerde inanılmaz bir dehşet havası estirir. Türk’leri, ayırımsız katletmede olağan üstü kararlılık sergiler. Yakarak, keserek, asarak,  yağmalayarak, ırza geçerek, ilerler Bağlan kalesine sığınan, af sözü üzerine teslim olan Soğd Meliki Tarhan′ı öldürmeden önce ona iki oğlunun, sonra da 700 adamının katlini seyrettirir.


Çok eski ve parlak bir uygarlık merkezi olan Harzem acımasızca yakılıp yıkılır, halkı kılıçtan geçirilir. Harzem’in tarih yıllıkları yakılır. Büyük Türk bilgini Biruni, Harzem uygarlığının yok edilişini acıyla anlatır; “Kuteybe Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanları, bütün bilginleri yok etti.  Levitra online Böylece her şey karanlıklara gömüldü. Arap Harzem’lilerin içine girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı”


 


Kuteybe′nin öldürülmesinden sonra yerine gelen Yezid′in, Kirkan′ı şehrine girip 40 binden fazla Türkü katlederken gösterdiği  vahşet şöyle anlatılır. “Arap komutan şehre girince, eli silah tutanların hepsini kılıçtan geçirdi. Gençleri esir aldı ve onları, geçeceği yolun sağ ve soluna, darağacı diktirerek astırdı. 12 bin kişiyi ayırdı, onları yakındaki Enderhiz vadisine sevk etti.  Vadide onları, kılıçtan geçirtip kafaları ve gövdelerinden yaptığı bir bent ile suyun mecrasını değiştirdi. Bu kanlı su, ilerideki bir değirmene ulaşıyordu. En sonunda bu kanlı suların öğüttüğü unlardan yapılmış ekmeklerden yedi”

“Nasıl Müslüman olduk” Erdoğan Aydın′dan özet alıntılar
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.