Bodrum Gündem

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

06.03.2012
0
A+
A-

Generic Topamax Fluoxetine online buy Vermox for child İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin ikinci maddesi ?Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, servet, doğuştan ya da herhangi başka bir durumdan dolayı ayrıma uğramadan bu bildiride ilan olunan bütün hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkına sahiptir? der.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü? nün tarihçesini anlatmak yerine, binlerce kadının direnişi ve ölümüyle  bu günün kadınlar için mücadele günü olduğunu vurgulamak lazım. Bu gün nedeniyle kadının sosyal, siyasal, toplumsal,  kültürel, duygusal ve de tarihsel yönüne  bakmak lazım.

Tarih boyunca bütün siyasal sistemler politikalarını ?cins sömürüsü? üzerinden yaparak günümüze kadar  taşımışlardır. Bu sömürü;  kadınlar üzerinde  çoğu zaman derin yaralar  açmıştır. Üretim sürecinden uzak tutulması, toplumsal ve siyasal mücadelenin dışında bırakılması,  emeğinin sömürülmesi, annelik ve ev kadınlığı kimliğinin öne çıkarılması, kendi bedeni üzerinde söz sahibi olamaması gibi pek çok sorunu sıralayabiliriz. Kadını  baskı altına alan dinsel faktörler, toplumsal değer yargıları, ekonomik nedenler  ve bunların hukuksal alandaki yansımaları kimlik  yadsımasına neden olmuştur. Baskı altına alınan kadın özgürleşememiş yani yaşamın öznesi olamamıştır.

 

Tarihe baktığımızda kadının adı var ama kendisi yoktur. Üretimde, yönetimde, bilimde,  sanatta ve kültürde kadın yoktur. Yaşamdan uzaklaştırılan kadın evde  erkeğin  hizmetinde,  çocuk doğurmakta ve bütün dünyası  ev-koca-çocuk üçgeni içine sıkışıp kalmaktadır. Tarih boyunca bütün gelişmeler kadının aleyhine işlemiş, bütün dinler kadının özgürlüğünü kısıtlamıştır. Bin yılların baskısıyla kendisine yabancılaşan kadını toplumsallaştırmak hiç de kolay değildir. Kadın doğası gereği savaşa, sömürüye, şiddete karşı olmasına rağmen bütün bu yaşanan olumsuzlukları sessizce  izler  hale gelmiştir. Bu sessizliğin nedeni yeterince özgür birey olamamasından  dolayıdır. Sistem öyle bir toplum yaratmıştır ki; tepkisiz, duyarsız, korkak ve de duygusuz. Yine  kadın;  doğası gereği savaşa, sömürüye, şiddete, tacize, tecavüz  ve öldürmeye karşı olmasına rağmen sesini yükseltememiştir. Hatta töre cinayetlerinde çoğu kez ölümleri onaylar duruma gelmiştir. Yanı sıra sistem de tepkisiz, duyarsız, korkak ve duygusuz insanlar yetiştirilmesine ciddi anlamda  katkı  sağlamıştır. Bu toplumun yarısını oluşturan kadınlar; haksızlıklara, şiddete, savaşa, taciz ? tecavüz  ve kadın  katliamına karşı her zaman  tepkilerini ortaya koyamamışlardır.,

Günümüzde kadınların sorunları daha da ağırlaşmıştır. Özellikle çalışan kadının ciddi anlamda sorunları var. İşyerlerinde yeterli kreş olmaması,  örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırılmaya çalışılması yani sendikasızlaştırma, ya da İLO sözleşmelerine Grevli ve Toplu Sözleşmeli Sendika Yasası için imza atıldığı halde hala işi Toplu Görüşme mantığı ile çözmeye çalışmak  bizi  nereye kadar götürür. Tam da 8 Mart öncesi KESK? e bağlı  SES, Tüm Bel Sen ve KESK kadın sekreterlerinin gözaltına alınması  kadınların 8  Mart? ta alanlara çıkılmasını engellemek için olabilir mi ?

Demokratik taleplerin bastırıldığı, insan hakları ihlalinin üst boyutta olduğu, son 10 yılda kadın cinayetlerinin %1400 arttığı, daha iyi bir çevrede yaşamak istiyorum  dediği için 1060 kişinin yargılandığı, sendikal faaliyetlerin sekteye uğradığı bir siyasi ortamda   demokrasiden bahsetmek biraz  zor. Demokrasinin olmadığı bir yerde haklardan  bahsetmek hayalcilik olur. Biz kadınlar; kendi haklarımıza sahip  çıkmak için öncelikle demokratik  bir toplumda yaşamalıyız.

Peki; demokratik toplumun yaratılması için neler  yapabiliriz?

a-Kadın bilincini  geliştirme konusunda içinde bulunduğumuz kurumlarda eğitim faaliyetlerini arttırmak.

b-Uluslar arası kadın örgütleri ile iletişim kurmak.

c-Kamu ve özel sektörde çalışanların sendikalara üye olmaları ve sendikal faaliyetlere katılmalarını sağlamak.

d-Genelde insan hakları ihlallerine, özelde ise kadın hakları ihlallerine karşı çıkmak.

e-Medyada kadın bedeninin kullanılmasına karşı  kampanyalar düzenlemek.

f-İnsanlığı tehdit eden silahların üretimlerine karşı çıkmak.

g-Emperyalistlerin doğayı tahrip etmelerine karşı durmak, bunun için çalışan çevreci örgütlere destek olmak.

h-Bütçede eğitim ve sağlık için gerekli miktarın ayrılması için mücadele etmek.

i-Anayasada kadın haklarına aykırı yasaları TBMM? ye ileterek  bunların değişimini sağlamak.

YAŞASIN KADINLARIN ULUSLAR ARASI BİRLİK-MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ

Sevgi ile kalın.Şiddetsiz günler.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.