Bodrum Gündem

APOLİTİK DEĞİL, POLİTİKLERMİŞ

Türkiye 31 Mayıs itibarı ile yeni bir döneme girdi. Apolitik denilen gençlerin başlattığı masum bir çevre koruma direnişi, bir anda yurdun tamamını sardı. Sosyal paylaşım siteleri de bu direnişin en önemli enstrümanı oldu. Umutlar filizlendi yeniden.

İlk günlerde heyecan doruklara tırmanmıştı, bu heyecanı Başbakan Erdoğan?da körükleyince büyükşehirler başta, bir çok yerde çatışmalar da meydana geldi. İktidar tarafından ?marjinal gruplar? tanımlaması yapılırken, bir hedef arandığı belliydi.

CHP ilk hedefti, lakin tutmadı. lowest prices for Plavix

cheapest Asacol Araştırma bile yapılmış iki arada bir derede, o gazların, fişeklerin ve copların arasında. Başbakan gezi parkı profilini açıkladı; yüzde 76 CHP üyesi veya CHP?ye oy verenlerden oluşuyordu. Yüzde 16 BDP. Kalanlar da MHP ve diğerleri.

CHP ise sürekli salvolar atarak bu direnişi sahiplenmedi.

Kılıçdaroğlu sürekli olarak ?Direnişçilerin yanındayız? dedi başka da bir şey demedi.

CHP Milletvekilleri de bireysel olarak desteklerini verdiler, kimileri direnişin içine attı kendini. En çok dikkat çeken de Emine Ülker Tarhan oldu. Hemen kampanya başlatıldı ?Emine Ülker Tarhan genel başkan olsun? şeklinde.

MHP ise günlerce sessiz kaldı.

Sanıyorum en sert açıklamayı Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan yaptı. İktidardan intikam alacaklarını söylemesi en dikkat çeken cümleydi. Ancak AKP?nin Ankara Sincan mitinginde üç hilalli MHP bayrağı açılınca, mecburen genel başkan ve yardımcıları lütfen konuşmaya, açıklamalar yapmaya başladılar. Doğrusu MHP?nin tabanı çok daha etkili bir muhalefet bekliyordu, olmadı. MHP?liler de bireysel olarak eylemlere katıldılar. Katılanların oranı Başbakana göre yüzde 1.6 oranında, yani MHP?lilerin yüzde biri.

BDP ise bu gezi direnişine çok bozuldu.

BDP Eş Başkanı Demirtaş; ?Bak küserim, bizimle ilgilenin.? Gibi bir şeyler söyledi. Diğer eş başkanları ise esas sopayı aba altına saklamadan gösterdiler. ?Süreç tıkanmak üzere uyarıyoruz.? derken, ?Yeni karakollar ve yenilenen karakolların durdurulsun.? dediler. Vay be ne kadar da kolay söylüyorlar değil mi? Hani ?Barış Süreci? diye tanımlanıyordu bu süreç. Hem tehdit edeceksin ?silahlar patlar? diye, hem de ?karakolların yenilenmesi dursun.? Hani şu sözde ?Barış Süreci? savunucuları birazcık düşünseler ya, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Demokratik hak ve özgürlüklere, barışa kimsenin karşı durduğu yok. Lakin nedense sürekli barışa karşıymış gibi gösteriyorlar, kendileri gibi düşünmeyenleri. (Bu arada küfrü de yiyorlar)

İktidarın durumu ise vahim.

AKP tabanı şaşkın. Bir tarafta demokratik hak, özgürlükten, çevrenin korunmasından, mevcut siyasetin kirliliğinden şikayet ettiklerini söylüyorlar ve bunu şiddete başvurmadan ifade edenler var, diğer tarafta onlara hakaret eden, küçümseyen ve tahrik eden bir zihniyet. AKP tabanı gerçekten büyük bir çelişki yaşıyor ve çıkmaza girmiş durumda. Propaganda yapılırken mitinglere 1 milyonun üzerinde katılım olduğunu söyleyen başbakana sorsalar bir metrekareye 15 adam sığar mı diye rahatlayacaklar. Ama soramıyorlar. Direniştekiler birbirleri ile yardımlaşıyorlar, kitap okuyorlar, şiddete başvurmuyorlar, özgürlük, demokrasi istiyorlar. ?Onlar  yanlış yapıyorlar? da diyemiyorlar, zira her şey ayan beyan ortada.

Fakat iktidarın güvendiği bir kesim hala dimdik ayakta.

Kim mi?

Siz biliyorsunuz işte.

Şimdilerde söyleyince pek kızıyorlar.

(sessizce fısıldayayım da duymasınlar; Yetmez Ama Evetçiler?)

AKP tabanının işi zor, çok zor.

Bu çelişki onları bitirir.

order misoprostol Medya ise bu direnişten çektiğini, hiçbir şeyden çekmedi şimdiye kadar.

Oysa ne kadar iyi niyetliydiler. Hani TV?de en çok ne izlersin sorusuna ?Belgesel İzleriz? yanıtını ciddiye alarak penguenlerin belgeselini yayınladılar. Bu direnişçilere ve destekçilerine de yaranılmıyor değil mi? Madem şiddet içeren diziler ve filmleri sevmiyor bu millet, şiddeti göstermek yerine belgesel göstermek istemiş olamazlar mı? Daha önce akılları neredeydi? diye soracak olursanız; tam polisin Taksim Gezi Parkına operasyon yaptığı anda, çakmış olamazlar mı?

Sosyal paylaşım sitelerine ne demeli?

Bu işten en karlı onlar çıktı. Milyonlarca doğru yanlış mesaj yayıldı etrafa. Şimdi süpürmeye, toplamaya çalışıyorlar. Hem iktidar, hep paylaşımcılar. İktidar Yusuf Yusuf paylaşımcıların peşine düştü bile. Allah?tan Redhack imdada yetişti. ??Benim hesabım redhack tarafından alıkonularak, bilgim dışında paylaşımlar yapılmıştır? mesajları kopyalanarak yapıştırılıyor, zaman tünelinin alnına.

Gezi Parkı Direnişi süreci bence şunu net olarak ortaya koyuyor; apolitik gençler aslında laptoplarının arasına siyasi kitapları koyup okumuşlar.

Hani bizim kuşak ders kitaplarının arasına Tommiks, Teksas koyardık ya, aynen öyle.

Meğer apolitik değil, oldukça politiklermiş.

 

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.