Bodrum Gündem

BU SAVAŞ YENİ DEĞİL Kİ…

order misoprostol online tufan_erkan_yakar Phenergan online buy Cytotec IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) Terör Örgütü Türkiye gündemine bomba gibi oturdu. Neredeyse her gün eksiksiz haberleri yapılıyor ve Irak içindeki ilerleyişleri tüm hızıyla devam ediyor. 80’e yakın vatandaşımızın halen daha bu terör örgütünün elinde ve bu örgüt sınırlarımıza kadar dayanacak gibi.
Peki nedir bu IŞİD? Amacı nedir? Biraz tarihin derinliklerine inerek beyin fırtınası yapalım ve bilgilerimizi tazeleyelim.

İslam peygamberi Muhammed Kureyş kabilesindendir ve Haşimoğullarındandır. Peygamberliği zamanında özellikle de Ebu Süfyan önderliğinde ki Mekkeli putperestlerle girdiği savaşlar ve mücadelelerle kısmi başarılara imza atmıştır. (‘’Kısmi’’ diyorum ve neden böyle söylediğimi de yazımı yazdıkça daha iyi anlayacaksınız.)

Ebu Süfyan Kureyş kabilesindendir ve Ümeyyeoğullarındandır. Mekkeli putperestlere Muhammed ile giriştikleri mücadelede önderlik edenlerdendir. İslam peygamberi Muhammed ile büyük dedelerinin bir olması hasebiyle amca çocuklarıdırlar, kuzendirler.

İki kuzen ilk olarak Bedir’de karşı karşıya geldiler. Ebu Süfyan’ın karısı Hind’in babası, kardeşi ve amcası savaşın ilk başındaki çarpışmada İslam Peygamberi Muhammed’in Amcası Hamza, Amcaoğlu ve Damadı Ali tarafından öldürüldüler. Savaşın kaybedeni Mekkeli putperestler oldu.

İki kuzen ikinci olarak Uhud’da karşı karşıya geldiler. Bedir’in intikamını almak isteyen Ebu Süfyan’ın karısı Hind Habeşli bir mızrak ustası tutarak Hamza’yı savaşta öldürttü. Bazı rivayetlere göre Babasının, Kardeşinin ve Amcasının intikam ateşiyle tutuşan Hind, Hamza’yı öldürtmekle kalmamış ve onun ciğerlerini de çıkartıp yemişti. Savaş her ne kadar bazı kaynaklarca berabere bitti denilse de Mekkeli Putperestlerin başarısı gözle görülmektedir. Hamza, tutulan suikastçı ile öldürülmüştü sıra şimdi Ali’ye gelmiştir.

Sonraki yapılan savaşların sonucunda İslam Peygamberi başarılı sonuçlar aldı. İslam hızla tüm Ortadoğu ve Arap yarımadasına yayıldı. Mekke fethedildi, Ebu Süfyan, ailesi ve Ümeyyeoğulları Müslüman oldu.

İslam Peygamberi yaşamı boyunca hep Ali’ye yakın oldu, Ali ile alakalı sayısız güzel sözleri ve Hadisleri vardır. Kılıcı Zülfikar ve altında ki atı Düldül’de İslam Peygamberinin Ali’ye hediyelerindendir. Kızı Fatıma’yı Ali ile evlendirmiş ve soyunun devam etmesi noktasında da torunları Hasan ve Hüseyin’i herkes den gözü gibi sakınmıştır.

Bazı kaynaklara göre İslam peygamberi ölmeden önce yaptığı Veda Haccı dönüşünde Gadir Hum denilen yerde Ali’yi vasi yani kendisinden sonraki halefi ilan etti ve Müslümanların kendisi öldükten sonra Ali’ye itaat etmelerini ve ailesi olan Ehli Beyti’ne sahip çıkmalarını emretti. (Şii kaynaklarca desteklenen Gadir Hum Olayı Sünni bir takım kaynaklar tarafından da destek görmektedir.) Ancak buna rağmen Ebubekir halife seçilmişti ve daha sonrasında da halifeliğe Ömer getirilmişti. Ömer’den sonra halifeliğe de Osman getirildi.

Halife Osman Ümeyyeoğullarındandır. Ebu Süfyan Halife Osman zamanında önemli politik noktalara kendi ailesinden adamları yerleştirmişti. Halife Ömer zamanında Şam Valisi olan oğlu Muaviye’nin konumunu güçlendirmiş, böylece eski putperest egemen iktidarını tekrardan kurmuştu. Halife Osman’ın kendi kabilesinden olan kişilere devlet yönetiminde ayrıcalıklar tanıması sonucunda tartışmalar gün yüzüne çıktı ve Kufe’de çıkan isyan hızla yayıldı.

Ali’ye yakın olan isyancıların çıkardıkları bu isyanda, Ali tüm engellemelere rağmen Halife Osman’ın öldürülmesini önleyemedi ve böylece ilk mezhep ayrılıkları çıkmış oldu.

Ali Kureyş kabilesindendir ve Haşimoğullarındandır. Halife Osman’ın öldürülmesinden sonra halifeliğe Ali getirildi ancak Ümeyyeoğulları Ali’ye biat etmediler ve halifeliğini tanımadılar. Ebu Süfyan’ın ve Hind’in oğlu Şam Valisi Muaviye Halife Osman’ın öldürülmesinden Ali’yi ve taraftarlarını sorumlu tuttu ve Şam’ı kendi idare merkezi yaptı. Ali ise bugün ki Irak topraklarında olan Kufe’yi devletin idare merkezi yaptı. Cemel ve Sıffin savaşları bu ayrılıkları iyice pekiştirdi ve Ali Kufe’de bir mescitte ibadet ederken öldürüldü.

Bu mücadeleler, Muaviye’nin Ali’nin oğlu Hasan’ı zehirletip öldürmesiyle ve Muaviye’nin oğlu Yezit ile Ali’nin diğer oğlu Hüseyin’in başının kesilerek öldürüldüğü ve ailesinin çoğunun hunharca katledildiği Kerbela olayı ile devam etti. Kerbela olayı İslam Dünyası için bir utanç kaynağı oldu. Peygamber torunu Hüseyin’in 6 aylık bebeğinin bile katledildiği bu olay İslam ve İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. Bu mücadele İslam Peygamberi Muhammed’in torunları olan Hasan ve Hüseyin’in oğul ve torunlarının dahi öldürülmeleriyle geçmişten günümüze kadar tarihin birçok yerinde devam ederek karşımıza çıktı.

Gelelim tekrar IŞİD’e. IŞİD Suriye ve Irak’da ki saldırılarını genelde Alevi ve Şii inancındaki insanlara yaptığı düşünülürse, bu tarihi bilgilerin ışığında sorgulamaya da girişirsek IŞİD’in temelinin Bedir ve Uhud savaşlarında atıldığını söyleyebilir miyiz? Sizce temelleri bu savaşlarda atılan intikam duygusu, günümüze kadar sürmüş ve gelmiş olabilir mi?

IŞİD’in insanları katlederken ki uyguladığı metotlar yukarıda anlattığımız kişilerin gerçekleştirdikleri katliamlarla bir benzerlik göstermiyor mu?

Irak Şam İslam Devleti Terör Örgütünün, İslam Peygamberi Muhammed’in sahabelerinin (hayatını ona adayanlara) türbelerine yaptıkları ve sonucunda yıktıkları saldırıların amacının geçmişle bir alakası var mıdır?

Asırlar önce Ümeyyeoğulları ile Haşimoğulları arasında yaşanan kanlı savaşların aynı topraklar üzerinde tekrar nüksetmesi neyin işareti olabilir?

Soruları daha da çoğaltabiliriz. Ama bu savaş 1500 senedir var ve yeni değil ben onu bilirim…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Jamal El Maliki dedi ki:

    what is the connection with that old.?