Bodrum Gündem

DİBİNE KADAR ‘MÜSAİTİM’

order Premarin Didem-Önes-bodrum-gündem-2

Buy cheap Sildenafil Buy Toradol Uzun zamandır yoktum ortalarda; sizleri çok özledim.

‘Eeeee, özledin de niye paylaşımlarını onca zaman erteledin durdun?’ diyecek olursanız, durun öyle hemen sorgu sual etmeyin. Ben kendime yeterince işkence yapıyorum; soruyorum, kızıyorum, anlamaya çalışıyorum, içimde yaşadığım tüm öfkeleri, anlamsızlıkları, korkuları yeterince dinliyorum ve hepsine akılcı bir cevap vermek için inanın çabalıyorum.

Çabalarım boşa! Ülkemde bildiğiniz ‘zıvanadan çıkmışlık’ söz konusuyken, benim zıvanadan çıkmamam mümkün mü? Ülkemde, sosyal yaşamda, eğitimde, ekonomide, siyasette, gündelik her olayda akla ziyan açıklamalar, uygulamalar, politikalar uygulanırken, benim kendi içimde akıllı cevaplar aramak gibi bir kaygımın olması bu şartlarda cidden anlamsız ve sonuçsuz.

Her yerde bir ayrışmışlık, öfke, huzursuzluk, kaygı, endişe var. Herkes huzursuz, mutsuz (mutluyum diyen varsa zekâ kat sayısı düşük olmalı veya dünyada, sınırlarımızda, ülkemizde yaşanan gelişmelere kayıtsız kalmaktan insanlığını unutmuş olmalı).

Ben de ayrıştım. Sonunda benim gibi ‘sevgi böceği’, herkese, her insana dini, ırkı, sosyal yapısı, eğitimi, dili, cinsiyeti ne olursa olsun sarılıp şakadanak öpebilen insanı da ayrıştırdılar ya helal olsun bu sisteme.

Ben de artık öfkeliyim. Kına yaksın büyüklerimiz, kahkahalarım azaldı. Artık o gümbür gümbür kahkahalarımı atamıyorum. Hafif kadın gibi algılanmaktan (kaldı ki hafif kadınım, 3 kilo almama rağmen hala 52 kiloyum) ya da dikkat çekmekten (ki dikkat öylede böylede çekerim, sarışınım güzelim, manyak bir ego yani) korktuğum için değil. Hani öyle ima edilmişti ya bazı ‘büyüklerce’, kadın kahkaha atmamalıydı, ağır başlı, ahlaklı olmalıydı. Alsınlar hayrını görsünler, artık diyaframımdan ya da ağzımdan dolu dolu çıkan kahkahalarımı atamıyorum. Ama daha ahlaklı, ağır başlı olduğumdan değil….

Huzursuzum! Endişeliyim!

Her gün, gazetelerde, televizyon kanallarında, sosyal medyada (iyi ki varlar yoksa iyice uyutulacak millet) yüzlercesine rastladığım şiddet, nefret olaylarına bugün ne gibi bir yenilik! eklendi diye düşünmekten…

Bugün hangi çokbilmiş, genelde bu bilmişler erkek ve daha çok siyasetçi kesimindenler, kadınlar hakkında ne yumurtlayacaklar ve yumurtalardan ne gibi ucube civcivler çıkacak diye düşünmekten. Yumurtalardan çıkanlardan sonra yaşanacaklardan…

Hangi kurum, kadın cinsiyetini nereye ne şekilde yerleştirecek, millete ahlakı, edebi öğretecek diye endişeliyim.

Çünkü bunları ciddiye alanlar var! Ciddiye alıp ülkemin insanının zekâsıyla oynayanlar var.

Babasını satayım mutsuzum (ben artık babaları satıyorum; analar ağlamasın, analar gülsün diye diye, gözümüzün içine baka baka anamızı ağlattılar, analar kalmadı, hayrını görün.)…

Bildiğiniz mutsuzum. Aşk artık aşk gibi değil, sevgi sevgi gibi, arkadaşlık, dostluk eskisi gibi, hayat huzurlu değil. Heyecanlar söndü, ruhlar karardı, sıradanlıklar hakim oldu. Yalnızım, tüm yalnız kalabalıklar içinde…

Yarar zarar maliyetlerini düşündükçe, ne işe hizmet etikleri konusunda sorgulamalarım oldukça yaptığım işlerden zevk almaz oldum. Ayaklarım geri geri gider oldu riyakârlıkları, yalakalıkları gördükçe. Tahammülüm azaldı fitne fesata, iş bilmezliklere. Mutsuzum anam, babam, bacım, kardaşım, hepinizi satsam da nafile, mutsuzum.

Elinden tutup gezeceğim bir sevgilim de yok ki, başımı göğsüne dayasam ağlasam, her şeyin geçeceğini, bu zor günleri de atlatacağımızı, elbet herkesin aklının başına, özellikle benimkisinin geleceğini söylese bana. Bir kadın olarak bu kadar yorulmasam, giydiğim, söylediğim, yaptığım şeylerin erkekler tarafından şekle sokulmasına duyduğum tepkiden sürekli tepkisel olmaktan. Param da yok ki, tam tersi kredilerle beni bağladılar sisteme, gebe olup alıp başımı gitmeyim bir yerlere, hele siyasete miyasete benim gibiler girmesin ki, canlarını okumayım diye. Arkamda ağam, paşam, dayım da yok, ama hala kuyruğum dik diye bana kıl olanım çok. O kuyruk inmez, ‘dişi köpek kuyruk sallamadıkça erkek bilmem artık ne…’ gibi deyimlerin bu toplumun lügatından çıkarılmadıkça. Ama bilirim hiç çıkarılmayacak çünkü TDK gibi kurumların zihniyetinde var olan ‘MÜSAİT’ kelimesi gibi yakıştırmalar kadının haznesine yerleştirildikçe…

Sadede geleyim, mutsuzum, ayrıştım, öfkeliyim, endişeliyim, kuyruğum dik, sallıyorum ve herşeye rağmen acayip MÜSAİTİM.

‘Aboooo!’ demeyin, aslında hepimiz müsaitiz; neye? Mutlu olmaya, sevilmeye, güvenmeye, huzurlu olmaya ve yarınların daha güzel olacağına inanmaya……

Müsait olmayan mı var?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Arzu dedi ki:

    Didemim ben de müsaitim. Herkesin en az senin benim kadar müsait olması dileğiyle ellerine sağlık

  2. Arzu dedi ki:

    Didemim ben de müsaitim. Herkesin en az senin benim kadar müsait olması dileğiyle ellerine sağlık

    1. DIDEM dedi ki:

      Arzucum canim evet insallah diyelim 🙂
      Öpüyorum tum aileni ozellukle bebişi

  3. ZİNNET BAYRAKTAR dedi ki:

    Hoşgeldiiiinnn,
    Gerçekten özlemişim yazılarını; birçok insana göre şanslı olabilirim, yazdığın daha farklı şeyleri okuma şansım olduğu için ama bu yazıların da keyfi başka…

    Toplu taşım araçları içinde dolmuş kullananların çok iyi bildiği bir diyalog vardır; ineceğiniz yere yaklaştığınızda şoföre seslenirsiniz: “Müsait bir yerde inebilir miyim?” Bu aslında bir soru değil, bir ricadır; ancak bundan sonra, korkarım ki, yolcuyu müsait bir yerde indirmek yerine, “tüm müsait olanları toplayıp” yolculuk etmeyi tercih edecekler.

    Allah hakkımızda hayırlısını versin ve diliyorum ki, bunları da en kısa zamanda ıslah etsin. Amiiiinnn.

    1. DIDEM dedi ki:

      Zinnetim benim en sadık okuyucum 🙂
      Her dedigine aynen katiliyorum. Bu arada kitap çalışmam oldukça heyecanlı. Redakte sen edeceksin hazir ol.