Bodrum Gündem

KAZIK İSKELE VE KAYMAKAM DAVASI / Fikret Karataş yazıları…

KAZIK İSKELE VE KAYMAKAM DAVASI / Fikret Karataş yazıları…

iskele 2

Yetkililerin rızasına dayanarak ve onların gözlerinin içine baka, baka Bodrum’un en güzel yer ve denizine, yani yüreğine çakılan kazıklar söküldü. 200 adet kadar çakılan kazığın denizde işgal ettiği alan neredeyse 600 m2 civarındaydı. Bittiğinde ise 800 m2 olacağı da kesindi. Nasıl, neden, kimin kararı, kimin izni ve kimin iradesiyle söküldü, açıklanmadı ama bu olgu, Bodrum güzelliği, Bodrum turizmi, Kumbahçe mahallesi ve Bodrum halkı için derin bir mutluluk aracı halini anlattı.

Ondan önce de orada kaçak ve çirkin bir iskele vardı.

Onun durumu ve amacı da aynıydı.

DENİZİ İŞGAL ETMEK!..

Önceki iskeleyi Tuğrul Acar, önceki kaymakamlardan rahmetlik Uğur Boran’ın desteğiyle  (polis koruma desteği) yıkacağından, başlamadan bitirdiler. O zamanın ANAP ilçe başkanı da karşıydı ve karşı olan bakanlar da vardı.  İlçe Başkanının “İskele yıkılıyor, git Başkana destek ol!.”(Hasan Subaşı) önerisine, “Bizim görevimiz yıkmak değil yapmaktır”  diye verdiği yanıtın tanığı olarak anımsadıkça hala rahatsız oluyorum. Yıllar sonra da olsa durum karşısında, belki o zamanın Belediye Başkanı Tuğrul Acar da mutlu olmuştur.

O eski iskeleyi yıkmak kimseye kısmet olmadı, ama doğanın gücünü önleyemediler. Bir gün hava çok kötü patladı, Çok güçlü lodos iskeleyi onarılmayacak duruma getirdi.

İskele orada yasal olmadığı gibi, oraya onları çakanların deniz o bölümündeki iyelik (mülkiyet)  iddiasını da gündemde tutuyordu.  Kazıkların çakılmasını 4 Nisan 2012 Çarşamba günü bizim kahvaltıdan sonra eski iskelenin çirkin uzantısı üzerinde 8 arkadaş protesto ettik. (Bu sitede haber yinelendi.07.12.2016)

İlgilenen olur diye bekledik.

İlgilenen oldu.

O zamanın Bodrum’a yeni gelmiş olan ve bu günde başka yere vali yardımcısı olarak atanan Sayın Kaymakamımız ilgilendi. Ama bu ilgi bizleri düş kırıklığına uğrattı.  Çünkü Sn. Kaymakam bizlerin isimlerini basına tek, tek bildirerek hakkımızda “Ceza ve Tazminat” davası açacağını ilan etti.

Bekledik açmadı.

Açsaydı, elbette yargılanacaktık.

Ben karar vermiştim: Savunmam tek tümce olacaktı : “Sayın Hakim Bey; Bodrum’un yüreğindeki o kazıkların dikilmesine izin veren mi, buna karşı çıkanlar mı suçlu.” O zaman dava açılsaydı, belki kazıklar için bir işlemin gerçekleşmesinin olumlu nedeni olabilirdi.

Bu kez de Sayın Kaymakam (Vali Yardımcısı)  bir başka olayı yine “dava açacağım!” tümce ve kararı ile sundu kamu bilgisine. Kent TV in haber yapmasına çok kızmış ve “Bu benim görevim değil belediyenin görevi. Belediyenin işini ben niye yapmadın diye soramam. Belediye ilgili ama benim ismim geçiyor.  Ben, en azından sorulsaydı böyle bir şey var mı yok mu diye, var ya da yok derdik.  Ben hem adı geçen kişiyle ilgili, hem de yayını yapsan televizyonla ilgili gerekli yapacağım.  Mahkemeye verip suç duyurusunda bulunacağım. Bu yayınlanıyor, üstelik basın yoluyla yayınlanıyor.”

Sn. Kaymakamımızı eleştirmek gibi bir aykırılığı elbette benimsemez ve onun hakkına saygı duyarız. Ancak yasalara göre bazı şeyleri söylemek ta de yarar görüyoruz.

Basın, haber sunup kamuyu aydınlatmakla görevlidir. Ve bu konuda özgürdür. Bunun tek engeli yasaların koyduğu yasak ve haber konusu kişi ve kuruluşun en ufak bir zarar görmemesidir. En ufaktan kastımız hani diyorlar ya :”Miskal-e zerre” kadar da olsa…

Basın bu gücünü T.C. Anayasasından almaktadır. Anayasa MD. 26 (1): “Herkes düşünce ve

Kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir. Bu hürriyet, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da vereme serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo, Televizyon, sinema veya benzer yapılarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Kaymakam İlçelerde Devletin tamamını temsil eden en büyük mülki amirdir. 5442 sayılı yasada görevleri 27-40 maddelerde (19 adet) anlatılmıştır. Bu maddelerde 31 ve 40 içeriğinde de Belediyelerden söz edilmiştir.

MD 31(Ç): “Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirlenen ve müesseselerin dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel iş yerlerini özel idare BELEDİYE ve köy idareleri ile bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler.  Bu teftiş ve denetlemeyi bizzat veya idare şube başkanları veya Validen talep edeceği Bakanlık veya tüzel kişiliğini haiz genel müdürlük müfettişleri vasıtasıyla ortaokul veya bu dereceli öğretim müesseselerini bizzat veya ilgili müfettişleri marifetiyle denetler”

MD.40- “Kaymakam lüzum gördüğü zamanlarda ilçe idare şube başkanları la diğer memurları ve BELEDİYE ve ticaret ve ziraat odaları başkanlarını çeşitli işler ve kanunların tatbikatı üzerinde görüşmek üzere heyet halinde toplar. Toplantılar için n yapılan çağrıya gelmemek vazifeden kaçmak sayılır.  Toplantıda alınan kararlar Valiye bildirilir…” .

Görüldüğü gibi Kaymakamlar, Valinin denetimi olmak koşulu ile ilçelerin her türlü işleriyle ilgilidir. Birçok daire başkanlarının sicil amiridir.  Valilikten ilçe idarelerine gönderilen yazılar kaymakamlık aracılığı ile gönderilir.  Bu denli yetkilerle donatılmış memurun elbette o denli sorumluluğu da vardır.

Davanın konusu devletle ilgili ve onun adına olmayacak, kişisel olacaktır. Kaymakamdan kişi olarak hoşlanma ve ona saygı duymaya kimse zorlanamaz. Ancak onun vereceği kişisel kararlar da kimseyi ırgalayıp ilgilendirmez.

Ancak o makam Devlete aittir.  Devleti temsil eder. Devleti oluşturan halktır. Ve halkın, kendi oluşturduğunu sahiplenme görevi olsa gerek. Böyle düşünüyoruz.

Biz uzun yıllardır bu iskele konusuyla yurttaş ve Basın mensubu olarak ilgilenip uğraş verdiğimizden yapılan iş ve ulaşılan sonuçtan çok mutluyuz.

Eylemi gerçekleştiren Belediyemiz ve ona olur veren (elbette vermiştir) Sn Kaymakamımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Ne demiş Orhan Veli Kanık Usta:

“Hiçbir şeyden çekmedi dünyada /Nasırından çektiği kadar.”

Bodrum’da bu iskele yık, kaçak kovala, saldırı ve işgalden çok çekti Zaman,  zaman oluşan yönetim zafiyetleri de sonuç almayı çok engelledi. Sonraki keşkeler, pişmanlıklar da para etmedi.

Hayırlı olsun.

Bu aykırılıklar ve sülük hareketleri son bulsun istiyoruz!…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.