Bodrum Gündem

ÇOK AYIP ETTİNİZ BODRUM’A / Fikret Karataş yazıları…

ÇOK AYIP ETTİNİZ BODRUM’A / Fikret Karataş yazıları…

fikret-karatas-bodrum-gundem-yaziları-18 Nisanda Bodrum Küçük Millet Meclisi Nisan ayı toplantısına katıldık. Toplantının gündeminde CHP ve AKP Milletvekilleri tarafından Anayasa değişikliği konusunda halka bilgi verilip soru sorma yöntemiyle onların görüşleri alınmasıydı.

Meclisin Bodrum bölümü Başkanı Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun yönlendirmesinde (Modoratör) başlayan toplantıya iki milletvekili katıldı. CHP den Ömer Süha Aldan ve  AKP den Nihat Öztürk.  Salon doluluğu yarıdan biraz fazla görünümündeydi.  Biz siyasal inanç bakımından karşıt, ancak çok yakın dostumuz olan demokrat yapılı kardeşimizle beraber izlemeye başladık.

Ana konuya geçilmeden önce  Ayhan Ongun Bey bilgi sundu ve toplantının yapılışında uygulanan yerleşik formatı anlattı.  Onun açış konuşmasından sonra da katılan partilerin ilçe Başkanları sırayla birer konuşma yaptılar.

Bodrum’daki siyasetin niteliği hakkında bu güne dek hiç yanılmadığımı adeta teyit etti sevgili başkanlarımız.  Ortak paydaları: Uygar yaklaşım, uygar ölçü, Demokratik anlayış ve olmazsa olmazı  Barış . Yanımda oturan değerli kardeşimle beraber alkışlara katıldık.

Milletvekillerinin konuşmalarından önce Sn. Ongun’un sık, sık formattan anlayış ve zamana uyumdan söz etmesini yadırgamışken ve hemen ardından görülen resim onun haklılığını kanıtlayıp bu toplantının Bodrum’da bu güne dek görülmeyen aykırılık içinde geçeceğini anlatıverdi.

Önce Ömer Süha Aldan’a söz verildi. Daha önce iki milletvekili arasında gidip gelen dostane iletilerin  verdiği umut içinde izlerken AKP , CHP ve HDP li yurttaşların oturuş biçimlerinde  bölünmenin varlığı çıktı orta yere. Özellikle AKP yurttaşları sanki birileri tarafından planlı ve bilinçli şekilde serpiştirmişti aralara. Diğer taraftan CHP li dostların da alkış merakı depreşmişti.

Süha Bey bir hukukçu ve önemli görevlerde bulunmuş Cumhuriyet savcısı olarak Anayasa değişikliğini anlatıp bunun yanlış ve kabul edilemeyeceğini kısa olarak vurguladı. Bilginin çoğunu ise soru-yanıt aşamasında vereceğini söyleyip bitirdi çok kısa anlatımını.

Ardından Nihat Öztürk Bey söz aldı. Süha Beyin hukukçu olduğunu yani, Öztürk’ün de çok iyi bildiği bir unvanı halkın önünde söylemesi dokunmuş gibiydi sanki Öztürk’e.

43 yaşında, Endüstriyel elektronikçi olduğunu, ayrıca ikinci fakülte olarak da Bursa Uludağ İktisadi İdari Bilimleri de bitirdiğini (özgeçmişinde orada da okudu şeklinde bildirim var) , bu Anayasa konusunda bilgi sahibi olmak ve komisyonlarda bulunmak için de hukukçu olmaya gerek olmadığını anlattı. Biz anladık ne demek istediğini fazla lafa gerek yoktu zaten. Anlatış şeklinden de iletinin muhatabı belliydi. Tayip Erdoğan’la olan yakınlığına atladı.

30 yıldır onunla beraber siyaset içinde olduğunu, (demek ki 13 yaşında başlamış) İlçe, il başkanlıkları yaptığından övgüyle söz etti.

Doğruyu söylemek gerekirse içime kurdun düşmesi aşamasına çabuk ulaştım. Sıkıldım. Bu günlere dek Bodrum siyasal arenalarında olmayanın başımıza gelmesine ramak kalmış görünümü vardı. Çünkü vekil dilinin altındaki baklayı çıkarmakta çok aceleci davrandı.

Bu arada topluluk arasına dağıtılan yandaşlardan da mısır patlaması gibi paldımsız laflar karmaşası yol bulup yayılmaya başladı. Yanımda oturan ve evet diyeceğini söylemese de bildiğim değerli arkadaşımla yaptığımız değerlendirmede, toplantıya aykırılığın egemen olacağının belirdiği kanısına vardık

Toplantının en anlamlı  ve doğru bilgiler içeren konuşmasını Rüştü Tezcan  Bey (Deniz Tic.Od.Mec.Başk.)  yaptı. Söylediklerinin hepsi doğru olup, belki eksiği vardı ama asla yanlışı yoktu.

Diğer taraftan yine toplantının en kayda değer lafını da gençler etmiş. Ne demişler : “Bilgilenmeye geldiğimiz toplantıdan hiçbir bilgi sağlayamadık.”

Onlar çok haklı. Bilmeden takiyede gerçeklerin olmayacağını umarım erken anlarlar.

Biz de gençler gibi değerlendirmişiz ki, erken ayrıldık Yurttaşlarımızın, Bodrum’un, Bilge siyasetçilerin, samimi taraftarların böyle niteliksiz bir davranışla istismar edilmesine sabır göstermeyi beceremiyoruz artık. Bir siyasetçi partisinin kurallarını çiğneyemez ancak o kurallara hoşa gitsin diye safsataları, kötü seslenişleri, kavgayı, yalanı, kandırmayı katamaz. Katarsa onun adı siyaset olmaz. Ne olduğunu elbette katanlar daha iyi bilir. Yutana afiyet olsun deriz.

Rejim değişikliğini sağlayacak, Egemenliğin halktan alındığı, Barışın bilinmeze havale edileceği Adalete ket vurulacağı, Cumhuriyetin sultanlığa kurban edileceği Demokrasinin rafa kaldırılacağı bir tarih olacağı gibi….

Ulusun kurtulacağı, Cumhuriyetin daha da kök salacağı, Egemenliğin Ulus nezdinde korunacağı, Atatürk ilkelerinin daha da yoğunlaşacağı , Ekonominin düzde çıkarılacağı, Ülkenin hırsızlardan, soysuzlardan temizlenip emeğin “en yüce değer” aşamasına geleceği ve tüm olumlulukların sıraya girip HAYIRLI sonuçlar vereceği ….

Bir tarih olabilir 16 Nisan … Olmalıdır da!

Bodrum’da böyle toplantılar, böyle aykırılıklar olmaz…. Bodrum’a bunu yakıştıramayız, yakıştıramazsınız  Oy avcılığı iştahı ve çabasıyla Bodrum’da yaşayan insanlara asıllarını yadsıyan haramzadelik hiç yakıştırılamaz, kimse de kendine yakıştırmasın!…

Sayın vekilimiz Nihat Bey Bodrum’u tanıyamamış veya tanımak istememiş olabilir. O onun sorun ve tercihi kimseyi ilgilendirmez. Ona katılıp özümüzü yitirmek zorunda değiliz.

Sonuçtaaaaa!!!   AYIP EDİLMİŞ BODRUM’A !!!!….

DAHİLİYE NAZIRI (İçişleri Bakanı)

Osmanlı veya Padişah sevdalıları Türkçe konuşup yazmaktan ziyade kırık dökük, yarım yamalak da olsa bayılıyorlar Osmanlı sandıkları kelimeleri kullanmaya. Bu nedenle hoşa gitsin diye ben de başlığı öyle kullandım.

AKP hükümetine mensup bakanlar veya üst düzey (!) yöneticiler bayılıyorlar sultanlarını öykünmeye. Yaşamları mukallitlikle geçiyor. Onlardan biri de muhalefete hakaret yağdırdıkça değer kazanan Dahiliye Nazırı Soylu Süleyman….

Bunun işi gücü, önemli şeyler yaptığına inanıp kibirlenmek  ve hoşa gitmeyi alışkanlık haline getirerek  Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırmak. Geçenlerde yine saldırmış ve söyledikleri düzey yönünden yerlerde sürünüyor..Mersin’de katıldığı toplantıda , Kılıçdaroğlu’nu hangi kaba koyarsan o kabın şeklini hemen aldığını anlattı ve : “Uzayda yaşamış olabilir mi bu? Uzay yaratığına benziyor.” Dedi.

Bu beyefendi (!) 27.07.2008 tarihinde DP başkanı iken Bursa İl Kongresindeki konuşmasında AKP için, “Türkiye’de siyaseti bitirdiler. Türkiye siyasetini pelteye dönüştürdüler. Vahşi acımasız ve ahlaksız bir siyasete dönüştürdüler….Ey millet size soruyorum  Erdoğan’ın banka hortumcularından ne farkı var!”

Demek ki, AKP nin huyu bu. Numan Kurtulmuş “Harun geldiler Karun oldular”.”, Tuğrul Türkeş demediğini bırakmadı ve bunlar şimdi etkin makamlarda keyif çatıyor.

Şimdilerde Kılıçdaroğlu’nun arkasına 17 Nisanda teneke bağlayarak göndermeyi düşünüp dillendirdi bu Nazır. Neden diye düşünürken anımsadım.

Cindoruk  da bunu öyle göndermişti DP den. Demek ki acısı içine oturmuş . Ama durum ona avucunu yalatacak gibi.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.