YA BİRİZ……. YA HİÇBİRİYİZ.

YA BİRİZ……. YA HİÇBİRİYİZ.

Ülkemizi yönetenler son refarandumda hukukun çiğnenmesine göz yumdular! Seçim bir sürü cevapsız soru ve şüphelerle bitirilmek istendi. Ben bu seçim sonucunu kesinlikle kabul etmeyenlerdenim. Demokrasi ve güçlü parlemento için yaptığımız tüm itirazlara rağmen, eğitimsiz kesimin oyları ve hukuksuzluk ile yol açtırıldı.
Tek bir engel kaldı, o da refarandum sürecini başarıyla yürüten, siyaseti geride tutarak diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve sendikalarla görüş alışverişi yapan, halkın bölünmesine izin vermeyen ve doğruları savunarak “Hayır” bloğunun kemikleşmesinde büyük rol oynayan K.Kılıçdaroğlu ve güçlü CHP dir.
İktidarın endişesine tümüyle katılıyorum.
Gelecek CHP nin siyasi tutumuna göre şekillenecektir.
CHP nin omuzlarındaki yük çok ama çok ağırdır.
Rfrndm sonrası ilk şaşkınlıklar artık geride kaldı. Türkiye’de 16 Nisan sonrası siyaset yapma şeklinin değişmesi kaçınılmaz oldu. Bunu göremeyen ve ideolojisi olmayan siyasi partilerin siyasete devamı zor gözüküyor.
Artık Cumhurbaşkanı RTE nin başında olduğu bir siyasi partisi var. Ancak bu siyasi parti de kendi içinde çok karışık, bir bölümü de -hayır- dedi zaten.
AKP nin dağılması mümkün mü? Evet, olabilir.
Ne zaman veya hangi koşullarda dersek…..çıkarlar üzerine inşaa edilmiş, gelişimini dini donanımlara ve eğitimsiz topluma bağlamış, tek adamla ( bu durum yeni değil, hep böyleydi zaten) yönetilen ve dini referanslarından başka hiç bir ideolojisi olmayan bir siyasi parti olarak 15 senede AKP ömrünü tamamlamıştır.
RTE bunu gördü ve hedefini tespit etti.
1) K.Kılıçdaroğlu-CHP yıpratılacak
2) “Hayırcılar” ın kalbi kazanılacak.
3) Yeni siyasi koşullara uyum sağlanacak.
Önce ilk ikisini, hiç zaman kaybetmeden, devreye soktu ve uyguluyor.
Gündem AKP nin iç karmaşası olmalıyken, birden oklar CHP ye yöneldi, başlatan da CHP Antalya Mv. Deniz Baykal oldu. Yakın bir geçmişte, kendi iradesiyle, parti içi disiplini hiçe sayarak, CHP ye ayar vermeye çalıştı, gidilecek yolu, Genel başkanın yapması gerekenleri, kendi uslubuyla, tv.kanalında, medyada, toplumla paylaştı. Önerilerine ve uslubune katılıyor muyum? Hayır ve pek çok CHP li ve CHP sempatizanları da katılmıyor. Sonrası Fikri Sağlar krizi gündeme oturtuldu. F. Sağlar G.bşk.nı. tek adamcılıkla suçlayarak bir yol çizmeye çalışmış (bence amacını aşmıştır) ve parti içi düzen gereği disipline verilmiş ve bu durum tümüyle parti içi bir konu haline dönüşmüştür…..derken, Selin Sayek Böke’ nin sadece iki yönetim görevinden istifası ki – CHP m.v.li ve Parti Meclisi üyeliği devam etmektedir ve demokrasi için partisiyle beraber çalışmalarını sürdüreceğini, kişiler üzerinden siyaset yapmayacağını söylemiştir- derhal yandaş medya ve bazı CHP liler tarafından abartılarak, veryansın eleştiriler yapılmış ve hatta G.bşk.nın istifası gerekliliğine kadar uzatılarak, CHP de kriz var algısı topluma aşılanmak istenmiştir. S.S.Böke’nin iki görevinden istifa etme gerekçesine katılıyor muyum?
Evet, katılıyorum.
Çünkü, Rfrndm sonrası, sanki meşru bir seçim yapılmış gibi, CHP Yönetiminin 2019 a yönelik meclis içi çalışmalarını yeterli görmesi ( en azından şu anda durum bu) benim için de yeterli olmayıp, AKP nin sayıca üstün olduğu Meclis’ te ki direnişler, zaman kaybı ve bu süreçte AKP nin yeniden, yeni siyaset koşullarına göre, güçlenmesi demek, olacaktır. Bilenler, bilir, ben CHP de bir genel başkan sorunu olduğuna inanan bir siyasetçi değilim ama örgütlenme ve örgütlerin çalışmalarında eksiklik bulanlardanım. (sanırım rfrndm da 9000 sandıkta CHP yoktu..niye?)
AKP li RTE, çizeceği yolu seçti.
Son üç gündür, medya CHP ile uğraşırken, Gençlik Festivali ve Gençlik Münazere Yarışmasına katılan RTE, gençlere yol haritasını gösterdi.
” Eğitim esastır, Türkçeyi çok iyi konuşacaksınız, ayrıca bir veya iki lisan daha öğreneceksiniz-bir doğudan, bir batıdan- Bilimin dışına çıkmayın, gelişmenin yoludur. Düşünün, sorgulayın, tartışın, serbestçe konuşun…biat eden değil, sorgulayan-düşünen-konuşan bir gençlik, istiyorum- uz.”
Bu hedefi bugüne kadar kim gösteriyordu?
CHP, tabii ki.
Peki, şimdi kim söylüyor?
Şu anda edindiği mevkiye oturabilmek için kendisine biat edenlerin oylarını kullanan RTE.
Peki,
RTE nin pişmanlıklar içinde olduğunu mu düşüneceğiz….!
Yok sa,
rfrndm a kadar hep kandırıldığını söyleyen, düşüncelerini yazıya dökenlerin hapse atıldığı bir yönetim dönemini idare eden bir kişinin, 2019 zaferini kazanma yolunun, kendisine hayır diyenleri de ikna etmekten geçtiğini, karizmatik ve kurt bir siyasetçi olarak, bilmesini mi, düşüneceğiz…!
Elbette ki, ikincisi.
Peki, anayasa -rejim- değişikliğine, tek adamcılığa “hayır” diyenler, bu söylemlerden etkilenip, yön değiştirecek midir?
Işte, büyük yük burada.
Tümüyle CHP nin omuzlarında.
Güçlü CHP bu söylemlerin samimiyetsizliğini halka anlatabilir.
Güçlü CHP Hayır bloğunun çalınan oylarının hesabını sorabilir.
Ancak yetmeyebilir.
Ya 2019 seçimlerinde de hukuksuzluklar yapılırsa! Ne de olsa bu konularda deneyimli bir yönetim var.
O zaman ne diyeceğiz?

AKP ve RTE gene bir adım öndeler.
Tam Zafere ulaşmak için hedeflerini tespit ettiler ve topluma açmaya başladılar.

Bırakın, hanımlar – beyler,
iç te didişmeyi, dış ta konuşmayı.
Seçilmiş örgütleri iş başında görmeliyiz.
Seçimden, seçime sahneye çıkanlar…. delegeler, il-ilçe örgütleri, m.v.leri, yerel yönetimler, görev başına.
Önce bugünün hesabını soracağınızdan, sonra 2019 zaferine ulaşmayı hedeflediğinizden emin olmak ve hedeflerinizi oluşturacak projeleri duymak ve topluma görev vereceğinizden,
emin olmak istiyoruz.
Toplum sizden plan bekliyor, elbet hukuk içinde kalarak, yasaları çiğnemeden, az konuşup çok iş yapmak isteyen toplum, tek hedefe kilitlenmek için, yönlendirilmeyi bekliyor.

CHP, güçlü, bünyesinde devrimciliği barındıran ve ideolojisi olan tek siyasi partidir.
Ancak,
günün şartları için bunlar yetmeyecektir.

CHP, güçlü rakibe rağmen, Türkiye’nin geleceğini, tüm Türkiye için, tasarlamak zorundadır.

Ya Biriz,
Ya Hiçbiriyiz.

Ayla Gürpınar