Bodrum Kalesi “BİRLİK” Manifestosu…

Sevgili Bodrumlular,
Bir süredir ulusal ve yerel medyada, Bodrum Kalesi’nin içindeki müze binalarının yıkılıp yeniden restore edileceği konusu gündemi ciddi olarak meşgul etmektedir. Bu konuda gerek STK’lardan, gerek Odalardan, gerekse toplumun her kesimindeki vatandaşlardan tepkiler gelmekte ve bunlar muhtelif Medya organlarında paylaşılmaktadır.

Bir arkeolog, bir KARİA Araştırmacısı ve Bodrum Kalesini binlerce kez gezdirmiş bir Profesyonel Turist Rehberi olarak, bu yıkıma karşı çıkanlardan biri de benim. Kale Bodrum’un ve Türkiye’nin gururudur, Unesco’nun korunması gerekli Kültürel Varlıklar aday listesindedir. Yaşayan bir Kale olması özelliğiyle de defalarca ödüllendirilen bu müzenin yıkılıp, yeniden yapılmasını öngören mantığın anlaşılması gerçekten çok zordur.

Kale bir sit alanıdır, içindeki binaların restorasyon amacıyla dahi olsa yıkılması kaleye fiziki zarar verecektir. Diğer taraftan binaların restorasyonunun ehil ellerde yapılıp yapılmayacağı da soru işaretidir. Ne yazık ki Türkiye’de son yıllarda yapılan restorasyonların büyük çoğunluğu aslına uygun yapılamamakta, bu nedenle eserler tarihi ve kültürel değerini kaybetmektedir.

Bu örneklerde olduğu gibi;

Müze binalarının içindeki yerleşik gemilerin sökülmesi, eserlerin tahribine neden olacaktır. Özellikle batıkların sürekli olarak, belli bir ısıda korunması gerektiğinden, yerlerinden söküldüğünde tekrar aynı şekilde yerleştirilmeleri neredeyse olanaksız gibidir. Yıkım ve yeniden yapılanma süresinin 18 ayda tamamlanması akla uygun değildir. Zira Kale, 40 senede, içindeki salonları oya gibi işlenerek, büyük bir emek ve özverili bir ekibin gayretiyle müze kompleksi haline getirilmiştir ve dünyanın övgüsünü kazanmıştır.

Elbette Bodrum’un pek çok müzeye ihtiyacı vardır. Bu yıkım ve restorasyon için ayrılan 30 milyon lira ihale bedeli ile Bodrum’a Karia Müzesi, Kent Müzesi, Sandalet Müzesi, Etnografya Müzesi, Sünger Müzesi ve bu gibi pek çok yeni müze yapılabilir. Bu da Bodrum’un kültürel değerini çok daha fazla arttırır.

Bu yıkım ve restorasyondaki ana gaye nedir?

Acaba belli odaklara rant sağlamak mıdır?

Bodrum’u karalama ve turizmini bitirme amaçlı mıdır, yoksa Antalya Röleve ve Anıtlar Kurulu’nun da konu ettiği gibi, şapel içindeki Doğu Roma Gemisi sergilemesinin sökülerek yerine Cami yapılması mıdır?

Bu konuda muhtelif odalarda özel toplantılar yapılarak basın açıklamaları yapılmakta, ancak halen alınmış işlevsel bir karar görülmemektedir. Kanımca konu bir kaç STK’nın veya kişilerin inhisarında değildir. Hepimizin bir araya gelmeli, güçlerimizi birleştirmeliyiz. Tepkimizi de böyle vermeliyiz.

Bodrum’u ve vatanını seven Türk Halkı, Bodrum Belediyesinin veya Kent Konseyi’nin önderliğinde birleşmelidir. Bu bağlamda,  Mimarlar Odası, TÜRSAB,  Bodrum Otelciler Birliği, Bodrum Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası, Akademia Vakfı, Muğla Rehberler Odası ve ona bağlı olarak İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya Rehber Odaları, Bodrum Denizciler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TMMOB Muğla Şube ve Bodrum Temsilcilikleri, Muğla Barosu ve Bodrum Baro Temsilciliği, BESİAD, Muğla Milletvekilleri, diğer tüm Sivil Toplum Örgütleri, serbest Arkeologlar ve eski Kale Müdürü Sayın Oğuz Alpözen bir araya gelerek, bu yıkıma ve restorasyona DUR! demeliyiz.

Ulusal ve yerel medyayı da arkasına alarak, 1997 yılında da olduğu gibi bir sevgi çemberi oluşturmalı, kentin gururu olan Kaleyi korumalıdır.

Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar, birleşmeli, Bodrumumuza sahip çıkmalıyız…

Saygılarımla…

Canan Küçükeren