ÇYDD’NİN KUŞLARI…

BODRUM ŞUBE 22. YAZ ETKİNLİKLERİNİN ARDINDAN…

Serap Gökalp- ÇYDD Gönüllüsü/Yazı Atölyesi Sorumlusu

Bugün Ağustos’un 8’i olmuş, bitiriş etkinlikleri olmasaydı haberimiz olmayacaktı. Rüzgar gibi geçen günler. Bodrum sıcağında seslerimiz Bitez Kapalı Pazar alanının tavanını deldi haftanın üç günü. Ortalama elli, bazen yetmiş çocuktuk, neler yaptık neler… Bizim için kırk gönüllü çalışmış. Bir de Bodrum Belediyesi’nin çalışanları varmış. Çok şaşırdık, hiç farkında değiliz. Öyle ya Kaf dağına varmak, yedi dipsiz vadiyi aşmak için daha kim bilir ne çok gönüllü var bizim için çalışan…

Gelelim etkinliklere, sabah sporla başlıyoruz. Spor öğretmenlerimiz Erol Kaplan ve Selma Kocaoğlu. Bazen birlikte, bazen nöbetleşe, her sabah bize spor yaptırdılar. Sonra küçük bir çan sesi ve başlasın dersler.

Şimdilik dört çeşit kuşuz.  Serçeler, Martılar, Turnalar, Flamingolar. En küçüklerimiz serçeler… Her sınıf da bir kuş yuvası zaten. Susturabilene aşk olsun. Yirmi ikincisi yapılan, Türkan Saylan’a adanan bu yılki ÇYDD Bodrum Şubesi Yaz Etkinliklerinde biz de Simurg kuşunun kanadından bir tüy bulduk.

Bilimsel derslerimizi Türem Sayın ve Rukiye Avcı’yla Deneyelim Görelim saatlerinde yaptık. Türkan Can ve Berkcan Erguncu’yla Kodlamaca, Sevim Türemen’le çaktırmadan Matematik. Serap Gökalp’le Yazı Atölyesi, Dilek Nigar Kaynak’la Resim ve Seramik Atölyesi, Melek Öneş’le Etkin Okuma çalışmaları, Ayşe İskender’le Felsefe Dersleri, Süheda Şanver’le Müzik Dinletileri, İlkin Tokay’la Koro çalışmaları, Onur Kablı’yla Müzik dersleri, İnci Gürbüzatik’le Drama Atölyesi, Yurdagül Ovacık’la El Becerileri Atölyesi, Nergis Mütevellioğlu’yla Satranç çalışmaları… Bu kadar mı? Hayıııır. Her hafta bir bilgilendirme saati. Halikarnas Balıkçısını önce Kerim Cangır ağabeyle sonra Hatice Yücel Öğretmen’le andık. Psikolog İlknur Özel’le kirli davranışlardan korunma, yardım istemeyi öğrendik. Nilay Karamustafaoğlu’yla çevre ve ekoloji üzerine konuştuk, AKUT’tan arama kurtarma bilgilerine kadar değişik konularda yeni bilgiler öğrendik. Bodrum Belediye Başkanlığından gelen tişörtlerimiz, çantalarımız şapkalarımızı giyip, Gezi Komisyonu Gönüllüleri, Meral Saraçbaşı öğretmenimiz ve diğer gönüllülerle haftada bir gün geziler yaptık. (Laf aramızda en eğlenceli yanı da bu gezilerdi.) Bodrum Belediyesinin sabırlı şoförleri, gizlice terlerini silerek bizi oradan oraya götürdüler. Ne Tohum Derneği kaldı gitmediğimiz, ne Dibeklihan, ne Şevket Sabancı Kültür Merkezi. Denizde yüzmeceler, solucan gübreleri yapmacalar, hayvan barınağında hayvanlarla vakit geçirmeler. Kütüphaneye de gittik, köy gezisi de yaptık. Aman Tanrım! Ter ve neşe içinde gün bitmesin diye yalvardık. Gezi dönüşleri Bilge Koşan öğretmenimizi kucaklarken “çok güzeldi, çok güzeldi” diye zıpladık. Her Çarşamba Serbest Kürsü saatinde yaz etkinliklerine ilişkin görüşlerimizi gönüllülere ve eğitmenlere söyledik. Madde bir; dersler çok kısa, madde iki; yaz etkinlikleri daha uzun olmalı. Bilgi ağacının dallarında yaşayan o efsane kuşa yolculuğumuz sanki burada başladı.  Teneffüslerde basketbol, ip atlamaca, geleneksel oyunlar oynadık. Beslenme saatinde dinlenip atıştırdık. (En hoşumuza giden ikram tabi ki dondurma!)

         Biz bunlarla ilgilenirken gönüllüler kadrosu nelerle ilgilendi? Nelerle ilgilenmediler ki? Servis gecikti, şoförü ara! Duraklarda eksik var mı yoklama. Şoför bey bi dakka bi dakka! Dönüşte haydi aynı sayımlar… Şapkam kayboldular, çantamı karıştırdımlar, bugün tişörtümü giyemedimler, dizim kanadılar, ben spora girmiyorum öğretmenim ayağımı incittimler… Beslenme daha gelmedi miler? Masalar hazır mı, örtüler kondu mu? Şşşt arkadaşların başlamadan ellemeler… Basketbolu bırak ders başladılar. Otuz dakikalık sessizliklerde masalarında ha babam kağıtlar dosyalar altındayken onlar,  biz haydi teneffüse! Pazar yerini çınlatmaca. Ama öğretmenim bu dersler de amma kısa, daha resmim bitirmedimler… Tahta kalemimi kim aldılar? Öğretmenim öbür sınıftan alıyım mılar… Hala susmadınız beni bağırtmayınlar… Öğretmenim üstüme ayran döktümler, annem bugün gelemeyecek beni siz götürür müsünüzler, öğretmenim valla yorulmadımlar… Ben Martıyım müzik öğretmenim hangi sınıftalar, orda program var baksana akıllımlar…
Dedik ya Bodrum sıcaktı ama ÇYDD yaz etkinlikleri fırtına gibiydi.

Bizi servislere bindirdiklerinde çektikleri derin “of”lardan karşıki dağlar yıkılmadıysa dağların dayanıklılığındandır. O dağ, etekleri bulutların üzerindeki Kaf dağı değil Bodrum’un dağları belki ama, bize uçmak için güç veren gönüllüler gerçek. Değil yedi vadiyi, yetmiş yedi vadiyi aşacak güçle uçmayı öğrendik.

Onlara el sallarken biz gelecek tatili düşünüyorduk, acaba onlar ne düşünüyordu?

İyi ki varsın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği…