Bodrum Gündem

Zamana Hayatı Ekmek mi, Hayatı Tüketmek mi? – Dr.Metin Aycıl Bodrum Gündem yazıları

Ne içindeyim zamanın,

Ne de büsbütün dışında;

Yekpare, geniş bir ânın

Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyle

Uyuşmuş gibi her şekil

Rüzgârda uçan tüy bile

Benim gibi hafif değil.

. . . . . . . . . . . . . . . . . .

Kökü bende bir sarmaşık

Olmuş dünya sezmekteyim.

Mavi, masmavi bir ışık

Ortasında yüzmekteyim.

Ne İçindeyim Zamanın – Ahmet Hamdi Tanpınar

İnsan, cenin olarak ana rahmine düştüğü andan itibaren, ölüme mahkûmdur. Ölümlü olduğunu bilmesine rağmen, insanoğlu varoluşundan bu yana ölümsüzlüğün yollarını arayış içindedir. Gelişmeler, insanın yaşama süresini uzatmıştır. Paylaşmak istediğim zaten fizikî anlamda ölümsüzlük değildir. Bilim insanları, insan hayatının süresini ve kalitesini arttırmak için sürekli çaba sarf etmektedirler.

İnsan, kendisini ölümsüz kılmanın yegâne yolunun, geride onu hatırlatacak eserler bırakmakla mümkün olabileceğini keşfetmiştir. Nedir geride eserler bırakmak? “Eser” deyince mutlaka kitaplar yazmak, başarılı ressam olmak veya iyi bir müzisyen olmak ve besteler yapmak akla gelmemelidir. Evet, bunlar da insanı ölümsüz kılar; ancak başka seçenekler de mevcuttur. Dürüst ve ahlaklı bir insan olarak, örnek olmak, iyi evlatlar yetiştirmek de geride bırakabileceğimiz eserler arasında ve hatta ilk sıralarında gelmektedir.

Yukarıda sözü edilenlere baktığımızda, insanı ölümsüz kılan yegâne formülün, başkaları için yararlı işler yapmak olduğunu kolayca görürüz. Ölümün ötesine geçebilmenin yegâne ve muhteşem yasasını keşfedebilmek de insan için büyük bir haz.

Ancak bu yolla, hayatına dokunduğumuz ve sevildiğimiz insanların gönlünde kendi cennetimizi kurarak ölümün ötesine geçebilir; diğer bir ifadeyle, ölümsüzlüğü yakalayabiliriz. Bunun da varoluşun muhteşem bir yasası olduğunu düşünüyorum.

Geride bizi hatırlatacak eserler bırakmak” şüphesiz ki, hayatımızla sınırlıdır. Bunun sadece ne kadar yaşadığımızla ilgisi olmadığını söyleyebiliriz. Asıl önemli ve belirleyici olan; nasıl yaşadığımızdır.

Hayat demek zaman demektir.

Bu ifadeye dayanarak şu soruları sorabiliriz:

Zamanı, dolayısıyla hayatı tüketerek mi yaşıyoruz ve yaşayacağız?

Zamana hayat ekerek mi yaşayacağız?

Bu soruları, örnekler vererek ete kemiğe büründürmeye ve somutlaştırmaya çalışalım.

Her dönem ilk derslerimde öğrencilerime şunları söylüyorum:

Bu ders yaklaşık bir buçuk saat birlikte olacağız. İstesek de istemesek de bu zaman hayatımızdan akıp gidecek. Burada belirleyici olan bizlerin bu zaman karşısındaki tutumumuzdur. ‘Ders bitse de gitsek’ bir tutumun ifadesidir; bu zamanı ve dolayısı ile hayatı tüketmektir. Kendimizi derse vererek ve derse katılıp, onun biçimlenmesine katkıda bulunursak, bunun anlamı; ‘Bugün hayatıma bir buçuk saatten çok daha fazlasını ekledim’ demektir. Bu da bir tutumdur. Her zaman olduğu gibi seçim bize aittir. Dilerim ki; tutumlarımız her zaman, hayata zamanı eklemek yönünde olsun.

Bir başka örneği de kendimden vermek istiyorum: Karım ve ben, akşamları dışarıda olduğumuz zamanlar, bazen farklı yerlerden gelerek buluşuruz. İşlerimiz gereği, genellikle ben daha önce kararlaştırdığımız yerde olur ve beklemeye başlarım. Vapur saati yaklaştığı zaman iskeleye doğru yürümeye başlarım. İskele ile mekânımız arası on dakika civarındadır. Hiçbir zaman; “Karım birazdan burada olur” diye düşünerek hayatımızdan on dakikanın gitmesine göz yummam.  İskeleye giderken ki heyecanım ve coşkum ile birlikte dönerken ki heyecanımız ve coşkumuz, hayatımıza on dakikadan çok daha fazlasını katar; âdeta zamana hayat ekeriz. Mekâna geldiğimizde ise masamızda güller açar.

Ben, iskelede kalkan geminin ardından hayata el sallamak istemiyorum; benim için geleni coşku ve heyecanla karşılamak istiyorum; hayatı kucaklamak istiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Fevziye AKÖZ dedi ki:

    Hayata nu kadar olumlu bakabilen birini (Metin Hocayı) tanıdığım için kendimi şanslı hissediyor, yazılarının devamını bekliyorum.

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Sevgili Hocam, çok teşekkür ederim. Ben de sizi tanıdığım için ve dostluğunuza mazhar olduğum için çok mutluyum.