Bodrum Gündem

1 Mayıs İçin Ortak Basın Açıklaması Yapıldı

1 Mayıs İçin Ortak Basın Açıklaması Yapıldı

Bodrum Eğitimsen, Bodrum Tarım Orkam Sen, Bodrum Kültür Sanat Sen, Bodrum Haber Sen, Bodrum Bes, Bodrum Dev-Yapı-İş Sendikası 1 Mayıs için ortak basın açıklaması düzenledi.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

Bodrum’un Kumbahçe Mahallesindeki Eğitim Sen İlçe Temsilciliğinde yapılan basın açıklamasına Bodrum Eğitim Sen, Bodrum Tarım Orkam Sen, Bodrum Kültür Sanat Sen, Bodrum Haber Sen, Bodrum Bes, Bodrum Dev-Yapı-İş Sendikası üyeleri ve CHP Bodrum İlçe Başkanı Halil Karahan destek verdi.

Basın açıklamasını KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) adına Eğitim Sen Bodrum Şubesi Temsilcisi Yüksel Okyay yaptı. Okyay “Yeniden Çağrımızdır” başlığı ile yaptığı basın açıklamasına “Defalarca hükümeti dar gelirli vatandaşlarımızı, işçileri, emekçileri, küçük esnafı ekmek parası ile canı arasına sıkıştırmayan ekonomik ve sosyal önlemlerin alındığı, hayati ve acil ihtiyaçları karşılamaya dönük üretimin dışında kalan tüm üretimin durdurulduğu 28 günlük bir kapanmaya, bilim insanlarımızın sesine kulak vermeye davet ettik.” Cümleleri ile başladı.

Yapılan basın açıklamasının detayları şöyle;

“Covid-19 salgının etkilerinin ülkemizde görülmeye başlandığı ilk günden beri ülkeyi yönetenlere çağrı üstüne çağrıda bulunduk. Defalarca hükümeti dar gelirli vatandaşlarımızı, işçileri, emekçileri, küçük esnafı ekmek parası ile canı arasına sıkıştırmayan ekonomik ve sosyal önlemlerin alındığı, hayati ve acil ihtiyaçları karşılamaya dönük üretimin dışında kalan tüm üretimin durdurulduğu 28 günlük bir kapanmaya, bilim insanlarımızın sesine kulak vermeye davet ettik.

Ne yazık ki ülkeyi yönetenler bu çağrılarımıza hep kulaklarını tıkamaya devam etmiştir. Süreç tüm sorumluluğu vatandaşlara yıkan, maske-mesafe-hijyen nakaratı ile yönetilmeye çalışılmıştır. Sadece vaka ve ölüm sayılarının yükselişe geçtiği dönemlerde gündeme gelen her önlemde başta emekçi kesimler olmak üzere toplumun önemli bölümü kapsam dışında bırakılmıştır.

Üstelik iktidar kendi açıkladığı önlemlere kendisi uymamıştır. En fazla üç yüz beş yüz kişinin bir araya geleceği sendika, dernek, baro genel kurulları hatta elli kişinin bir araya geleceği basın açıklamaları,ve hatta talepleri içeren afiş,pankart asmaya,bildiri dağıtmaya dahi pandemi gerekçesi ile yasaklar konulmuştur. Buna karşın iktidar partisinin binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirdiği ‘lebaleb’ kongreler, aralarında kısıtlamaların altında imzası bulunan bakanların bulunduğu binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilen cenaze törenleri sürmüştür.

Hükümet bilim insanlarının, hatta bilim kurulunun tedbirlerin genişletmesi çağrılarına kulak tıkamayı sürdürmüştür. Ramazan ayının başlaması ile ‘yarı kapanma’ olarak duyurulan önemlerde sokağa çıkma kısıtlamasını iki saat öne çekme, 65 yaş üstüne ve 18 yaş altına sokağa çıkma kısıtlaması-toplu ulaşım araçlarını kullanma yasağı gibi sonuç odaklı olmayan önlemlerle yetinilmiştir.

“Tam Kapanma” Genelgesinden De Milyonları Açlıkla Ölüm Arasına Sıkıştırma Çıktı!

Hükümet, söz konusu önlemler yetersiz kaldığı için  29 Nisan-17 Mayıs dönemini kapsayan 17 gün için yeni tedbirler açıklamak zorunda kalmıştır. Cumhurbaşkanı tarafından genel hatlarına yer verilen tedbirlere ‘tam kapanma’ denilmiş ancak İçişleri Bakanlığı tarafından 81 ilin valisine gönderilen genelge ile  gittikçe ağırlaşan tabloya rağmen sürecin yine yarım-yamalak önlemlerle geçiştirildiği görülmüştür.

Salgının yayılmasını kolaylaştıran yerlerin başında, işyerleri ve fiziksel mesafenin korunmadığı kapalı alanlar gelmektedir.

“Sokağa Çıkma Kısıtlamasından Muaf Yerler ve Kişiler Listesi” ne göre üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar, oteller ve konaklama yerleri kapsam dışında tutulmuştur.

Emekçiler salgın koşullarında çalışmaya mahkum edilmiştir.

Tüm işçi ve emekçiler olarak salgın koşullarında açlığa ve ölüme terk edildik.

Kamu çalışanları için de bir kapanmadan söz etmek mümkün değil ve kamu emekçileri tamamen kapsam dışında tutulmuştur.

Tam kapanmadan söz edebilmek için vatandaşların hayati-acil ihtiyaçlarını karşılama dışında kalan tüm üretimin durdurulması gerekmektedir.

Kısacası kamuda sağlık, güvenlik ve acil çağrı alanlarında çalışanlar 17 gün boyunca dönüşümlü veya uzaktan çalışma gibi kısmi tedbirlerinden de yararlanmayacak, normal mesailerine devam edecektir.

Daha da önemlisi  işçiler, emekçiler, dar gelirli yurttaşlar için hiçbir ekonomik ve sosyal önleme yer verilememiştir. Asgari ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak günlük bir yevmiye ile yaşam savaşı veren milyonların ve en az bir o kadar işsizin 17 gün boyunca ne yeyip ne içeceği, kendilerini ve ailelerini nasıl ayakta tutacakları yok sayılmıştır.

İşin özü ülkenin kaynaklarını sermayeye, patronlara, hazine garantili projelerin yandaş mütahitlerine kredi, teşvik, vergi indirimi gibi yollarla dağıtanlar, Merkez Bankasının 128 Milyar Dolarını nereye gittiğini aylardır açıklayamayanlar, kapılarını bir kez daha işçilere, emekçilere, dar gelirlilere tam kapatmak istemektedir.

Unutulmamalıdır ki bu toplumun ezici çoğunluğunu işçiler, emekçiler, işsizler, dar gelirli yurttaşlar oluşturmaktadır. Bu ezici çoğunluğun salgından ekonomik ve sosyal olarak korunmadığı koşullarda hiç kimse güvende değildir.

Gerçek önlemler için:

Hem kamuda hem özel sektörde hayati ve acil ihtiyaçları karşılamaya dönük mal ve hizmet üretim dışında kalan tüm alanlarda üretim durdurulmalı, 4 haftalık bir kapanmaya geçilmelidir.

4 haftalık kapanma döneminde tüm çalışanların maaşları, ücretleri herhangi bir hak kaybına yol açmaksızın Hazineden karşılanmalıdır.

Yeni bir aşılama planlaması yapılmalı, öncelik hayati ve acil mal ve hizmet üretiminde çalışanlara verilmelidir.

Virüsten koruyucu ürün ve malzemelerin (maske, kolonya, sıvı sabun vb) başta dar gelirliler olmak üzere halka ücretsiz dağıtımı yapılmalıdır.

Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmalıdır.

Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamlar geri alınmalı, söz konusu maddelerden alınan KDV sıfırlanmalıdır.

Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, iletişim giderleri pandemi tehdidi ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır.

COVID-19 çalışırken hastalanan emekçiler için iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.

Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilmelidir.”

Kapanma durumlarında kadınlara yönelik artan ev içi şiddete ve bakım yüküne yönelik tedbirler alınmalıdır.

YAŞASIN İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.