10 Parmağında 10 Marifet ALANA EDA JOHNSON

“Şarkıcı, şarkı sözü yazarı, manken, aktör ve kitap yazarı…”

Düşünün ki henüz 21 yaşındasınız ama on parmağınızda 10 marifet olsun. İnanılmaz bir ses rengiyle birbirinden güzel şarkılara can verin. O da yetmesin şarkı sözü yazın, üstüne şahane bir fiziğe sahip olun ve mankenlik yapın. Bu da yetmez deyip kitap yazın. Durun daha bitmedi… Kendinizi bambaşka bir alanda geliştirerek Amerika’da filmlerde ve dizlerde oynayın. İşte tüm bunları da 21 yaşından önce başarmış olsun.

Hadi canım sen de dediğinizi duyar gibiyim. Alana Eda Johnson saydığım tüm bu alanlarda rüştünü ispat etmiş enerji dolu, öğrenmeye açık, bireysel gelişimine önem veren gelecekle ilgili özel hedefleri olan bir genç.

Annesi Royal Academy of Dance İngiltere kraliyet balesi öğretmeni balerin Derya Ünver olunca Alana Eda da sanat yapılan ve yaşanılan bir evin içine doğmuş haliyle. Genetik mirasımız önemli olmasına önemli ama bu mirasın hakkını vermek de kişinin kabiliyeti ve azmine bağlı olsa gerek.

04 Haziran’da Summer Time adlı single albümünü çıkaran yarı Türk yarı Amerikalı olarak, müzik ve dans arasında bütünleşen sanat hayatının başlangıç evresini anlatabilir misin?

“Annem beni çok küçük yaşta baleye yazdırdı. Bütün öğrenciler öğretmeni takip ederken ben bale ayakkabımı çıkarıp aynanın önünde şarkıcı gibi pozlar veriyordum. O zaman anladılar ve ‘Dansa küçük bir ara verip şarkıya yönlendirelim’ dediler. Zaten sanat okuluna gidiyordum. Hem enstrüman hem de şarkı çalışıyorduk ama ben şarkıyı daha çok sevdiğim için ona yönlendirdiler.

Amerika’da doğmuş, büyümüş yarı İtalyan yarı İspanyol Miss Elena Diaz Acosta’dan özel opera dersleri almaya başladım.  Atatürk Kültür Merkezi’ne davetli olarak konser vermek üzere gelen New York Üniversitesi’nde müzik profesörü Ubaldo Diaz Acosta öğretmenimin babasıydı. Piyano ve nota okuma eğitimimi dünyaca ünlü piyano virtüözü Ubaldo Diaz Acosta’dan alma şansına sahip oldum.

Yedi yaşında eğitimime opera söyleyerek başladım. Pop ya da caza geçmeden önce alt yapı olarak o gerektiriyordu. Öğretmenim Miss Acosta, İspanyol ve İtalyan karışımı bir aileye sahip olduğu için ben de o kültürlerin harmanı ile büyüdüm ve o aryaları öğrendim. Şimdi jazz ve pop şarkıları da söylüyorum ama profesyonelliğim hala opera üstüne. Bununla birlikte asla kendi kültürümden uzaklaşmadım. Annem ve anneannem, New York’da ki evimizde sürekli Türkçe konuştukları için beni Türk örf ve adetleri ile büyüttüler. New York’da ki okulumda projelerde hep Atatürk’ten bahsederdim, hiç Amerikalı gibi yaşamadım. Türk müziğinde özellikle eski dönem şarkıları seviyorum…

Müzik ve normal okulum devam ederken başka bir okula da yazdırılarak mankenlik, oyunculuk, film, dizi eğitimi aldım. New York’ta 18 ayrı branşta yapılan uluslararası yarışmaya katıldım ve kazandım. Sonra bir yarışma da Los Angeles, Hollywood’da oldu. Orada  10 farklı branşta yarıştım ve onu da kazandım. Konuk sanatçı olarak Hollywood’a davet edildim ve şarkı söyledim. Reklam ve dizide oynadım. O da benim gelişimim adına çok kıymetli oldu…”

Türkiye’deki on gençten en az yedisinin yurt dışında yaşamak için hayaller kurduğu şu günlerde Amerika’da doğmuş, orada eğitimini tamamlamış ve 18 yaşına kadar da orada büyümüş biri olarak  Bodrum’a yerleşme kararını nasıl aldın?

“7 yaşımdan beri Türkiye’yi ziyaret ediyorum. Her sene yaz tatili için anneanneme geldiğimde İstanbul’u, İzmir’i gördüm ve Türkiye’ye âşık oldum. Anneme 18 yaşına basınca, o gelmese bile Türkiye’ye kesin dönüş yapacağımı ve anneannemle yaşayacağımı söyledim. Kesin dönüş yapınca İstanbul’a değil de aşina olduğum Bodrum’a yerleşmeyi istedim…”

Müzik, dans, mankenlik, aktörlük gibi sanatın değişik kollarında oldukça kabiliyetlisin. Baskıya hazır hale getirdiğin 3 kitabından da bahsedelim mi?

“Okuldan beri kalemim hep çok iyi idi, en yüksek notu hep ben alırdım. Öğretmenlerim, bir gün çok güzel kitaplar yazacağımı ve herkesin okuyacağını söylerdi. 9 yaşımdan itibaren yazıklarımı 3 kitapta topladım ve seriyi tamamladım. Şimdi onların basım aşamaları içindeyim. Ayrıca şiir kitabı yazıyorum, o da neredeyse bitti. Kitaplarımın hepsi İngilizce olarak basılacak. Ajanslarım Amerika’da olduğu için senede bir defa gidip toplantılar yapıyoruz. İnşallah bu senenin sonunda kitaplarım raflarda olur…”

Üç yıl önce kesin dönüş yaptın ve Bodrum’da yaşamayı seçtin. Buradaki çalışmaların hakkında da bilgi verebilir misin?

“Bodrum’u çok sevdiğim için buraya gelmeyi ben istedim. Burada hayat biraz daha sakin, dolayısıyla daha çok ilham geliyor. Kitaplarımı daha rahat yazıp çizebiliyorum. Alana Eda Johnson & The Band adında bir müzik grubumuz var. Onlarla beraber yarımadanın çeşitli mekanlarında sahne alıyoruz. Bodrum Meydanında konser verdim, ayrıca Bodrum Kent Orkestrası’nda solistim. Gurubumla Türkçe repertuar çalışmaya başladığımız için de çok sevinçliyim…”

Gençliğinin en güzel yıllarında Bodrum’da yaşamayı seçen her yönüyle sanatçı bir ruha sahip olan Alana Eda Johnson’ın geçmişi binlerce yıla dayanan böylesi kadim bir yerde aradığı huzuru bulmasını umuyorum.  Biliyorum ki ruhu beslenen bir sanatçı içinde bulunduğu topluma birbirinden güzel eserler kazandıracaktır.