Bana Gelen Kitaplar

Yazar dostlarım, kimi zaman yayımladıkları kitaplarını kargo ile adresime ulaştırma inceliği gösterirler. Kendilerine teşekkür ederim. Başarılar dilerim. Görüntüleriyle kısaca tanıtayım.

Yüzlerinde Edirne Arka kapak Yazısı:

Bir şehrin imarı; kültür, sanat, ekonomi ve tabii ki siyaseti içeren olgulardan oluşur. Elinizdeki kitapta mümkün olduğunca birincil ve ikincil kaynaklar kullanılarak biyografiler oluşturulmuştur. Kurtuluşun 100. yılında Edirne için önemli 100 kişinin biyografilerinde kişilerin hayatlarının çeşitli yönleri anlatılmıştır. O yıllarda yaşananları bilimsel, objektif ve tarihi belgeler ışığında okura aktarmaktadır.

“Yüzlerinde Edirne” kitabının her bir sayfasında Edirne’mizin kurtuluşundan kuruluşuna, imar edilmesinden kalkınmasına adanmış yılları okuyacaksınız. Kitap, Edirne’de yaşamış ve yaşadığı döneme damga vurmuş 100 kişinin değil, bir kentin varoluşunun kitabıdır. Bu kitabı okurken Edirne’yi okuyacaksınız. Bu kitap kentin bir abidesi olarak sonsuza değin kalacak. Ben de bu önemli kitaba tanık olmanın heyecanını ve saygısını duyuyorum.

Sadece Edirne’de değil, Türkiye Cumhuriyeti’nde tarihe damgasını vurmuş önemli kişileri tanımak isteyenlerin “Yüzlerinde Edirne” kitabını mutlaka okumalarını öneriyorum.

İbrahim Ay

***

Edirne Arka kapak Yazısı:

Tarih Kültür Sanat Kenti Edirne Ender Bilar Hiperlink Yayınları

“Edirne’nin adetâ bir zengin “tarih atölyesi” özelliği, yerli ve yabancı pek çok ziyaretçinin de ilgisini çekmiştir, çekecektir.  Çünkü kültür, turizmde yakın gelecekte en önemli destinasyon tercihlerinden olacaktır. Bu bağlamda yöresel kültürlerini korumayı başarabilmiş şehirler, turizmin odak alanlarından olacaktır.”

Prof. Dr. Derman Küçükaltan

***

Türk Destanları Tanıtım Yazısı

Geçmişte yayınlanmış iki kitabın ardından aşk, hasret, sevgi temalı iki binin üzerinde şiire imza atan Metin Koca, bu kez, Türklerin tarih sahnesindeki yürüyüşünü destansı biçimde anlatan bir eserle okur karşısına çıkmıştır.

Kitabın editörü Mücahit Koca‘nın sunuş yazısından öğrendiğimize göre elimizdeki kitap aslında henüz yayınlanmamış bir başka kitabın, 22 bin kıtalık ‘Koca Türk’ün Destanı‘ adlı eserin bir bölümü… Yani büyük, hacimli başka bir eserin bir parçası…

Kitabı olurken, yer yer Malazgirt‘te,  İstanbul‘un fethinde, Çanakkale‘de ve Sarıkamış‘ta buluyorsunuz kendinizi.

Orta Asya‘dan Anadolu‘ya uzanan tarihsel süreç içinde coğrafyalar aşan, kıtalar boyunca at koşturan, devletler kuran, çağ açıp çağ kapatan, Çanakkale’yi geçilmez yapan; savaşçı, cengâver, kağan, han ve hakanlar yetiştiren bir milletin hikâyesini anlatan dizeler, canlı birer tarih levhası olarak okurun zihninde anlamını bulmaktadır.

Çağlayanlar gibi coşkulu, gür sedalı bir söyleyişe sahip olan dizeleri okudukça, yazarın engin tarih bilgisine de şahit oluyorsunuz

Tasvirlerle sürükleyici bir anlatım zenginliğine kavuşan dizeler arasında ilerledikçe Türk’ün kutlu yürüyüşü birer film karesi halinde insanın gözünde canlanıyor. Kitap aynı zamanda akıcı ve sade bir Türkçe ile kaleme alınmış. Bu önemli bir anlatım başarısıdır ki ancak bilgi ve derin bir tarih sevgisiyle vücut bulabilir.

Büyük bir medeniyetin temsilcisi olan Türklerin dünyaya yön verişine tutkun bir şairin kaleminden çıkan beyitlerdeki edebi lezzet canlı birer tarih panoraması olarak karşımızda duruyor.

Bilgeoğuz Yayıncılık‘tan yayımlanan kitaptan kısa bir bölüm:

Hasrederiz alkanla çiğnetmeyiz toprağı
Alpaslan, Süleyman Şah, Fatih kurmuş otağı
Tarih bir daha başlar yazarız altın çağı
Dün yine yedi düvel bize karşı birleşti
Gördüler ki Türk, volkan kaynayan bir ateşti.

*