Bodrum Gündem
Abbas Coşar

Abbas Coşar

Abbas Coşar, 30.08.1970 tarihinde Malatya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye) iktisat Bölümünden mezun oldu. 1993 yılında açılan sınavda başarı göstererek Maliye Bakanlığı Stajyer Gelirler Kontrolörü olarak göreve başladı. Maliye Bakanlığında Gelirler Kontrolörü ve Gelirler Başkontrolörü olarak 14 yıl görev yaptıktan sonra 2006 yılında Yeminli Mali Müşavir olarak çalışmak üzere özel sektöre geçti. Halen Yeminli Mali Müşavir olarak görev yapmakta ve Bir Bağımsız Denetim Şirketler Grubu bünyesindeki şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmektedir. Vergi Hukuku alanında yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmakta olup, Vergi Sorunları Dergisinde 2 yıllık bir süreyle yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

    Vergide Dünya Halleri – 4

    Dış ticaret deyince akan sular duruyor. Büyüme modeli içinde en önemli unsur. Hele büyümenin nitelikli hali olan kalkınma için daha da bir önem arz etmekte. Hep son bir on yıl deriz ya işte bu süreçte pandemi de dahil ticaret savaşları önem kazandı. Karşılıklı vergi duvarlarıyla bu rekabet kızışıyor. Tedarik zincirleme kazaları çoğaldı.

    Küresel salgın koca bir köyden farklı olmadığını ispatladı aslında yer kürenin. Bir çip meselesi bile bir çok sektörü durma noktasına getirebiliyor. Hele savaş ortamlarında arzı elinde bulunduran ülkeler için önemli bir silah ortaya çıkıyor. Doğal gaz petrol vs,

    ABD’nin başı çektiği batı cephesi, Çin’den ithal edilen çelik ve alüminyuma ek vergiler koyma çabası azalmadan hız kazanıyor. İklim krizi önlemleri çoğalıyor.

    Çıkış yok! noktasında asla değiliz. Kriz anları çoğalsa bile…

    -Almanya’da 1 Ocak 2023’te yürürlüğe giren “Tedarik Zincirleri Özen Yükümlülüğü Yasası” Almanya ve Türkiye için ticari işbirliğini artırma fırsatı yaratır mı?

    Bu yasa ile özellikle uluslararası alanda çok iyi bir ağa sahip olan Almanya, şirketlerine küresel tedarik zincirlerinde insan haklarına riayet edilmesi yükümlülüğünü getiriyor. ‘Made in Germany’ markası ürünlerinin zorla çalıştırma veya çocuk işçiliğiyle bağdaşmayacağını öngörerek böyle bir düzenlemeye gidilmiştir. Almanya için insan haklarına riayet edilmesi, sosyal ve çevresel standartlara uyulmasının, sürdürülebilir bir küresel ekonominin temelini oluşturuyor.

    Yasa, Almanya’da merkezi, tescil edilmiş ofisi veya şubesi olan şirketleri kapsıyor. Yasanın Almanya’da bu yıl en az 3 bin ve 2024’ten itibaren ise en az 1000 çalışana sahip şirketleri etkileyeceği biliniyor.

    Yasadan doğrudan etkilenen şirketlerin öncelikle bir risk yönetimi kurması gerekmekte haliyle. Bu şekilde insan hakları ihlalleri ve çevreye verilen zararların riskleri belirlenecek, önlenecek ve en aza indirilecektir. Yasa şirketlere kendi içlerinde şikayet prosedürleri oluşturma ve raporlama yükümlülüğü getirmektedir.

    Yükümlülüklerini yerine getirmiş olanlar avantaj kazanacak. Şirketler, muhtemelen yurt içi ve dışındaki tedarikçileriyle sözleşme yaparak benzer düzenlemelere yükümlü kılacaktır. AB’de (Avrupa Birliği) buna benzer bir yasa yürürlüğe gireceğinden, değişime uyanların rekabet şansları artacaktır.

    Tedarik zincirlerinde özen yükümlülüğünün yalnızca şirketlerin “kendi tedarik zincirlerindeki düzenlemelerle” bitmediğini, yasanın aynı zamanda “sözleşmeli ortakların ve tedarikçilerinin faaliyetlerini de” kapsamaktadır.

    Kanun somut davranış kuralları ve yasaklar getiriyor. Kanun çocuk işçiliğini, köleliği ve zorla çalıştırmayı, iş sağlığı ve iş güvenliğinin göz ardı edilmesini, yeterli ölçüde ücretin verilmemesini, sendika veya işçi temsilciliğini kurma hakkının göz ardı edilmesini, gıda ve suya erişimin engellenmesini, toprak ve geçim kaynaklarından yasa dışı olarak mahrum bırakmayı yasaklamaktadır.”

    İşte tam da bu bağlamda yasa, iki ülke arasında daha da derin bir işbirliği için birçok fırsat sunuyor. Yasanın diğer ülkelerde de özen yükümlülüklerini kapsadığı için özellikle Türkiye gibi ülkeler için büyük bir fırsat doğuyor.

    Almanya ve Türkiye’nin ticareti yaklaşık 40 milyar avroya vardı. Almanya Türk mal ve hizmetlerinin ana alıcı ülkesi konumunda. Türkiye’de 8 bine yakın Alman firmasının bulunduğu ve buna bağlı tedarikçi olarak ticaret yapan Türk firmalarının sayısının daha fazla olduğu göz önüne alınınca işin ciddiyeti daha da anlaşılmaktadır.

    Yasanın denetim süreci nasıl işleyecek. Alman şirketleri bu yükümlülükleri yerine getirmediklerinde para cezası uygulanabilir. Cezalar 8 milyon avroya kadar veya dünya çapındaki yıllık gelirlerinin yüzde 2’si tutarında uygulanabilir. İlaveten, belirli bir para cezası oranında şirketlerin kamu ihalelerine katılmaları da yasaklanabilir.

    Sınırda Karbon Vergisi Ne Zaman Yürürlüğe Giriyor?

    Avrupa Birliğinde ki gelişmeler, Paris Anlaşması ve buna bağlı Avrupa Yeşil Mutabakatı (Europe Green Deal) önem arz ediyor. AB tarafında, 2050 yılına kadar karbon salınımının nötr olması hedefini ön plana çıkıyor.

    İklim krizi ile mücadeleye tam gaz devam. Hedeflere varmak için sanayi, ticaret ve taşımacılığı yönlendiren yaptırımlar da ardı ardına geliyor.

    Avrupa Birliği’nin, sınırda karbon vergisi uygulamasını 1 Ekim 2023’te başlatacağını açıklamasının ardından, gözler ilgili sektörlere ve uyum politikalarındaki eksiklere çevrildi. Uygulamaya yönelik mekanizmaların kurulmaması halinde, büyük bir kaynağın, vergi olarak AB’ye ödenmesi gerekeceği uyarıları yapılıyor.

    Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), veri toplama amacıyla raporlama yapılacak şekilde 1 Ekim 2023’te yürürlüğe girecek. Gözler Türkiye’deki ilgili sektörlere çevrildi. İlk etapta uygulama en karbon yoğun sektörler olan demir- çelik, çimento, gübre, alüminyum, elektrik ve hidrojen ile bazı alt ürünleri kapsayacak. Türk ihracatçıları, bir süredir üretim süreçlerini ‘yeşillendirmek’ için sürdürülebilir enerji yatırımları başta olmak üzere çeşitli aksiyonlar almaya çalışıyor.

    Tercihini yap ey Türkiye; eğer kaynağı ülkemizdeki şirketlere ve onların üretim süreçlerine yatırmazsak vergi olarak karşı tarafa ödemek zorunda kalacağız. Burada akıllı, mantıklı, sonuç odaklı politikalarla bir an önce doğru tespit yapıp, doğru adımları atarak, sınırda ilave vergi ödemeyi gerektirecek süreçleri engellememiz ekonomik aklın gereğidir.

    Uluslararası ilişkiler maalesef torpilin kayırmacılığın işlemediği alanlar.  Bu nedenle misal çelikte bir taraftan proseslerde iyileştirmeler sürerken diğer tarafta kapsam 2 çerçevesinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme gayretleri sürüyor. Prosesler belirli ölçülerde iyileştiğinde, yenilenebilir enerji kullanımına geçilmesi çok önem arz ediyor. İşletmelerde tüm personellerin bu istikamet çerçevesinde eğitilmeleri gerekmektedir.

    Avrupa Birliği, Rusya’yı “Vergi Kara Listesine” Aldı…

    Avrupa Birliği (AB) maliye bakanları Rusya’yı vergi “kara listesine” dahil ettiğini açıkladı. AB, vergi alanında iş birliği yapmayan ülkeleri içeren listenin güncellendiğini duyurdu.

    Bu yıl Rusya’nın dışında Virjin Adaları, Kosta Rika ve Marshall Adaları da kara liste içinde yer alan on altı entite içinde yer aldı.

    Toplantı sonunda yayımlanan bildiride, Rusya Federasyonu’nun fikri mülkiyet hakları da içinde olmak üzere uluslararası şirketlere zarar veren tercihli vergi rejimine sahip olduğu ve bu sorunu çözmediği belirtildi.

    Vergi kara listesi nedir?

    Çok sayıda şirket ve bireyin off-shore hesaplar kullanarak vergiden kaçındıklarının ortaya çıkması üzerine 2017 yılında AB, “vergi cennetleri listesi” belirleme sürecini başlatmıştı. Liste, her yıl şubat ve ekim aylarında güncelleniyor. Kara listedeki ülkelerin AB ile finansal işlemleri daha sıkı biçimde denetleniyor.

    Batının yumuşak karnına(çifte standart sendromu) biraz çalışmaya ne dersiniz?

    AB üyesi ülkeler, vergi kara listesinde “vergi standartlarına uygun davrandıkları” varsayılarak yer almıyor. Özellikle Lüksemburg, Malta, Hollanda, İrlanda, Bulgaristan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi cazip vergi imkanları sunan, doğru söylemiyle haksız rekabet koşulları yaratmayı cezbeden, AB ülkelerinin listede neden yer almadığı ise on puanlık uzman sorusu.

    – Prefabrik Yapıda Yüzde 1 KDV Uygulaması Genişledi…

    OHAL kapsamındaki illerde kullanılmak şartıyla prefabrik yapı ve konteyner teslim ve montaj hizmetlerinde KDV’yi yüzde 1’e indiren düzenlemede değişikliğe gidildi.

    14 Şubat tarihli Cumhurbaşkanı Kararında değişiklik yapılarak, prefabrik yapı ve konteynerlerin teslimi, kurulumu ve montajında KDV oranı 31 Aralık 2023 tarihine kadar yüzde 1 olarak belirlendi.

    -Yapılandırılan Borçların Taksitlerine Erteleme…

    Deprem bölgesinde 7256 sayılı kanun kapsamında yapılandırılan alacakların borçlarının taksit ödeme süreleri mücbir sebep hali sonuna ertelendi.

    Karara göre, 7256 sayılı kanunun 3. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi ile 7326 sayılı Kanunun 9. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine göre aylık taksitler halinde ödenmesi gereken taksitler ise mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen aydan başlayarak aylık taksitler halinde ödenebilecek.

    – Depremzedelere Nakdi Ücret Desteği…

    OHAL süresince işten çıkarma yasağı getirildi. İşsizlik ödeneği alamayanlar ile kısa çalışma ödeneği alamayan depremzedelere günlük 133,44 TL Nakdi Ücret Desteği ödenecek.

    Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle…

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.