Bodrum Gündem

Sporcu gözü ile seçim analizi

Bizler (sporcular) yarışı kazanmaya odaklı olarak çalışırız. Çalışma şartları ideal olmasa da Koçumuz ekibin motivasyonunu hep yüksek tutmaya çalışır. Kulüp sözcüleri medyada hep taraftarların moralini yüksek tutacak konuşmalar yaparlar.

Bu bir yarıştır ve sadece bir galibi olacaktır. İşler iyi gider de kazanılırsa sporcudan koça, idareciden taraftara kadar herkes mutlu olur.

İşler kötüye gidip yarış kaybedildiğinde yöneticiler Koç’tan açıklama beklerler. Yarışı izleyen taraftarlar hayal kırıklığına uğramıştır. Sporcular kendi aralarında neden mağlup olduklarını tartışırlar. Moraller çok bozuktur. Eski sporcular tecrübelerine dayanarak analizler yaparlar. Bir yıllık, belki daha uzun süren ağır hazırlık süresi boşa gitmiştir. Ama esas olan Koç’un raporudur. Yetersiz kalan performansın sebeplerini ancak o açıklayacaktır.

Hazırlık devresinde neler eksik oldu, malzeme mi yetersizdi, ekibi kurarken gerekli sayıda kaliteli eleman bulunamadı mı, yarış taktiği yanlış mıydı, hakemler taraf mı tuttu, yarış günü sporculardan bazıları hasta mıydı ve bunun gibi birçok soruya cevap verir.

Eski bir sporcu, antrenör ve yönetici, şimdilerde de kulüp başkanıyım. Çok ender olarak bir koçun “ben yetersiz kaldım” diyerek istifa ettiğine şahit oldum. Diğerleri hep yönetim tarafından kibarca işten uzaklaştırıldı.

İlginç olan olay: kendi istifa edenler taraftarlar tarafından saygı gördü, işine son verilenler hep başkalarını suçladılar ve toplum gözünde başarısız oldular.

Bu noktada açıklık getirilmesi gereken bir nokta var.

Her yarışta birinci olamazsınız. Sizden daha üst klasmanda yer alan bir rakibe yenilmek, ikinci olmak “kaybetmek” anlamına gelmez. Bu yarış hatalarınızı görmek, kendinizi geliştirmek, doğru taktiği belirlemek, gerekli elemanlara sahip olmak için size bir tecrübe kazandırmış olabilir.

Ama, eğer rakibinizi yıllardır tanıyorsanız ve her karşılaşmada aynı hataları yaparak defalarca yeniliyorsanız batı dünyasının dediği gibi siz bir “loser”, (kaybeden) olarak anılırsınız.

Bir lider olmadığınız kesinleşmiştir, takım toplumun ve özellikle kendi taraftarlarının güvenini kaybetmektedir. Başkalarını suçlamak size artık puan kazandırmayacaktır.

Yapılacak olan hareket çok bellidir ve tekdir: İSTİFA ETMEK.

Yerinizi alacak bir genç varsa belki taze bir başlangıç yapabilir. Yenilikçi, atılımcı, tecrübelerden ders çıkartabilen, ekibi gereken özelliklere sahip elemanlardan kuran, yarış taktiğini yeniden belirleyebilecek, rakiplerle nasıl baş edileceğini bilen, cesur biri takımı tekrar birinci lige çıkartarak şampiyonluk yarışına girebilir.

Şimdi egoları bir kenara bırakıp iyi düşünmek gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ender Güzey dedi ki:

    Peki koç sporcular tarafından yarı yolda yalnız bırakılırsa ne olur? Ve karşı tarafın sporcuları koçlarının tüm hatalarına rağmen arkasında sağlam duruyorsa ne olur tabiki kazanırlar.

    1. Celal Gürsoy dedi ki:

      57 yıldır sporun içindeyim, iyi bir koçun sporcuları tarafından yarı yolda bırakıldığını hiç görmedim, duymadım. Benzetmeyi günümüze adapte edersek: ben oy vermeye adımlarım geri geri gitmek istemiyorum. Omuzlarımda taşıyacak bir lider arıyorum.

  2. Nihal dedi ki:

    Tamamen katılıyorum