Dünya ve Türkiye Kuran-ı Kerim yakma provokasyonunu açıkça yemiştir!

Bu kurulan senaryo İle İsveç halkı,  Kuran’ı Kerim’i yakan bir millet olarak tanıtıldı!

Oysa İsveç halkının bundan yakından uzaktan bir ilgisi yok.

Türkiye’de ve bazı Müslüman ülkelerdeki fanatik İslamcıların eline o günlerde bir İsveçliyi teslim etseydik, kesin taşlardı veya asarlardı.

-Kuran-ı Kerim-i Provakatörler yaktı.

Türkiye ve dünya hala bu ayırımı daha çözemedi. Ya da çözmek istemedi. İşine geldi desek daha iyi olur.

-Oysa İsveç’te yaşayan bir Türk’ü arasalardı işin çözerlerdi.

Türkiye ile İsveç’in arası 3 bin kilometre mesafe var. Burada AK Partili birine ya da partisi önemli değil bir Türk’e telefon açıp sorsalardı, işin bir senaryo olduğunu kesin anlatırdı.

Hadi bunu da geçelim Türkiye’deki Stockholm Büyükelçimiz bile bunun bir senaryo olduğunu biliyor.

Açık ve net söylüyorum ki, tüm dünya ve Türkiye gerek Kuran-I Kerim yakma senaryosunda, gerekse İsveç’in NATO’ya üyeliğinde olsun Türkiye’nin sözde vetosu dünyanın, gözünün içine baka, baka bir senaryo ile kandırıldı.

-Bu oyun danışıklı dövüş

Kuran’ı Kerim’i yakma İle başlayan İsveç’in NATO üyeliği senaryosunda şimdi bir de yeni senaryolar devreye sokuldu.

Daha başından belli olan İsveç’in NATO üyeliğinde oynanan senaryonun danışıklı dövüş ihtimali de çok yüksek.

Türkiye’deki seçimlerde iktidar partisinin seçimi kazanması ABD ve Avrupa’nın çıkarlarına uygundu.

Çünkü Türkiye, Batı’nın mülteci kontrol kapısı rolünü çok iyi üstlenmiş durumda. Ondan başka kimse bu kapı güvenliğini alamaz.

O nedenle hem Kuran-I Kerim’i yakan İsveç’e bir Türkiye tepkisi ve NATO vetosu iktidarın tribün karşısındaki puan aldırdı.

Yani bir senaryo üzerine bir kaç senaryo İle Türkiye’de dünyada göz göre göre kandırıldı.

-Sonunda bunlarda bizi kandırdı demezlerse Arap olayım

NATO ailesinin çektirdiği aile fotoğrafına İsveç Başbakanı Ulf Kristersson girdiğine göre iş bitmiştir. Türkiye’de bu işin sonunda “Bunlarda bizi kandırdı” demezse Arap olayım.

-Milletin büyük bir bölümü de yedi.

Seçimlerden önce nasıl resmigeçit gibi iktidarın güçlü imajını ortaya çıkaracak projeler devreye konduysa yerli üretim Togg’u gibi İsveç’teki Kuran-I Kerim yakmayı, Türkiye’nin İsveç’e posta koyması da benzer projelerin bir parçasıydı.

-Bu sefer Atı alan Nato’yu geçti mi?

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, şimdiden NATO üye liderlerinin girdiği aile fotoğrafına da girip o aile fotoğrafındaki yerini aldı. Artık buradan geri dönüş yok.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası konuşmalarında söylemesini çok sevdiği Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti sözü aklıma geliyor. Acaba şimdi “Atı alan Nato’yu geçti” desek bence yerinde olur.

-AB üyeliği de bir senaryonun parçası

Bugün Avrupa Birliği ülkelerinin bir Avrupa değerleri var. Din, demokrasi ve insan hakları gibi.

Türkiye bu üçüne de uygun değil. Bir de artan bu ekonomik kriz ortamında mülteci istemeyen Avrupa Türklerin serbest dolaşım hakkını mı isteyecek?

O nedenle Avrupa Birliği başından beri Türkiye için bir senaryo ve balondu. Hala bu balonu kullanarak tribüne oynamaktan da vaz geçmiyoruz.

Daha uyanık, kandırılmadık diyen bir Türkiye!

Sevgi ve Saygılarımla

Tandoğan Uysal