Türkiye’de gazetecilik yaptırılmıyor!

Türkiye’de sorunların başında özgür basının olmaması geliyor.

Türkiye’de 31 Mart seçimlerini izlerken, AKP ve CHP kanadıyla röportajlar, haber takipleri yaptım. Yorumlarımın dışındaki birebir röportajlarımda eşit ve objektif yaklaştım.

Ancak o, bu parti adayı diye isim vermeden çok samimi olarak söylüyorum bir gazeteci olarak bir baskıyı gördüm ve yaşadım.

Örneğin A Partisi’nin adayı ile röportaj yapıyorsun B Partisi’nin adayı küsüyor. Sonra kibar bir üslupla seninle seçim sonuna kadar bir daha röportaj yapmam denebiliyor.

Oysa Gazeteciler ile siyasileri hep aynı kulvardayız. Yan yana ancak ayrı kulvarlarda aynı hedefe koşan maratonculara benzetirim. Bu ikili aynı zamanda birbirinden de ayrılmayan ikililerdir.

İkisinin de hedefi ülkeye, vatandaşlarına yönelik kamu hizmetini yerine getirmektir.

Ancak sahaya indiğiniz zaman işte bu ayrıntı gözden maalesef kaçıyor.

-Gazetecilere maalesef mesafe ve set konuyor.

Eğer haber kaynağınızın hoşuna gitmediği bir başlık olursa bundan sonra senle bir süre görüşmeyeceğim. Sen onla röportaj yapmaya devam et gibi bir mesajla karşılaşabilirsiniz.

-Bu bir artık Türkiye gerçeğidir

Daha önce gerek televizyon kanallarındaki uzman yorumcuları ve gazetecileri izlerken de bu etik olmayan siyasileşmeye tanık oluyordum.

Bu seçim atmosferinde bunu bizzat ben kendim yaşayınca o gazetecilere ve yorumculara hak verdim.

Maalesef 22 yıllık AKP düzeninde medyaya da böyle bir dizayn verilmiş. Bu dizayn AKP endekslidir. Ya bizden olacaksın ya onlardan misali gibi.

Onun için havuz ya da iktidar medyası türemiş. Bu basının zorunlu bırakılışından meydana gelmiş bir vakadır.

-Maalesef Gazeteci taraftar olmaya zorlanıyor

Ya iktidarın, ya da muhalefetin gazetecisi olmayı tercih edersen haber kaynağın ile bir geleceğin var demektir.

Yoksa kapılar sana kapanıyor demişti. Bu yaşanmış bir gerçektir.

-AKP anlayışı böyle

Yaklaşık 40 yıl önce böyle bir gazetecilik yoktu. Ondandır gazeteciler eskiden objektiflerdi ve kamuoyu daha gerçekçi ve özgür haber alıyorlardı. Şimdiki gazetecilerin siyasi görüşleri ve yönlendirmeleri net bir şekilde ortada.

-Mutfaktaki yangın iktidarı koltuktan düşürürdü.

Eskiden mutfağında yangın olan siyasi parti iktidarda kalamazdı şimdi ki, kamuoyunu dizayn eden medya ile iktidar tabii ki, 22 yıl iktidarda kalabilir.

-Spor muhabirleri ve yazarlarında bu taraftarlık vardı

Türkiye’de bu taraftar muhabirlik ve spor yazarlığı sadece spor bölümlerinde vardı.

Muhabirler ve yazarların hangi takım taraftarı oldukları belliydi. Şimdi basının siyasi tarafına da bu atlamış.

-Her siyasi görüşün gazetecisi oluşmuş.

Okuyucu, izleyici de bu yeni dizayn edilmiş gazetecilik oluşumu ile bu perspektifte ülke dizayn ediliyor.

İşte Türkiye bu bağlamda,bu kadar hür ve demokrat bir ortamda soluk alıyor.

Bodrum Gündem sorumlusu Sayın Çiçek Bozoğlu ile konuşurken de yaşadığımız bu baskı yüzünden seçim sona erse de şu iki dere arasında kalmaktan kurtulsak diye dertleştiğimizde olmuştur.

Sizce bu durum karşısında ne demem lazım? Tabii ki, iyi seçimler, hayırlı olsun Türkiye!

Sevgi ve Saygılarımla

Tandoğan Uysal