Page 8 - Erol Manisalı - Bodrum Gündem
P. 8
Prof. Dr. Erol Manisalı ile “Her şey ve Hiçbir şey...”
parça alırım ve bir sure sonra onları birleştirip baston
̈
haline getiririm. Fildişi saplısı da vardır, kızılcık
agacından da olanı vardır. Ama montajını her zaman
̆
kendim yapmışımdır. Hazır baston olmasının bir
anlamı yok. Istanbul'da evimde bir kuçuk odayı atolye
̈
̈
̈
̂
olarak duzenledim ve orada imal ederim. Beni çok
̈
̈
dinlendiriyor. Boylece yazılarımı çok daha rahat ve
zinde kafa ile yazabiliyorum...”
Elbette birçok dostunuz var, neredeyse hiç yalnız
kalmıyorsunuzdur?
-“Evet neredeyse hiç yalnız kalmıyoruz. Bu da bizim en
̈
̆
̈
buyuk mutlulugumuzdur. Konserlere gidiyoruz sık sık.
Bir de Kıbrıs maceramız vardır. Her yıl bir, bir buçuk
ay Kıbrıs'taki evimizde kalırdık. 2011 yılına kadar
surdu. Rauf Denktaş'ın gayri resmı danışmanıydım.
̈
̈
̂
1975'den 2011'e kadar. Bizim evde ya da onun evinde
̆
bir araya gelirdik sık sık ve o bana fotogra larını Japonya'dan elektronik eşya getirir, sen bula bula çiçek
̈
̆
gosterir, ben de ona kazıdıgım taşları...” soğanı getirdin...' diye...”
Yavaş yavaş Kıbrıs konusunda da konuşmaya Söyleşimizi yaptığımız 180-200 yıllık zeytin
başlıyoruz. Kendi değimi ile Rauf Denktaş'ın gayri ağacının gövdesi bıçakla kazınmış ve bir kuş moti i
resmî danışmanlarından birisi Erol hoca. işlenmiş. Oldukça ilginç. Altında da bir açıklama.
-“Bir belgesel izledim IZ TV'de. Nil Deltası'nda yaşayan
-“Fotoğraf çekmeyi çok severdi biliyorsunuz. Bana bir kuşu anlatıyordu. 2017 yılı, geçen yıl. O kuş gece
bir anısını da şu şekilde aktardı; 'Makarios ile iki ruyama girdi ve sabaha kadar kuşla ugraştım. Sabah
̈
̆
lider olarak çeşitli zamanlarda görüşmeler yapıyorlar. kalktım kahvaltıdan once, ahşap oyma aletlerim var
̈
Makarios'u yumuşatmak için toplantıya başlamadan benim, nedenini bilmeden orayı kazımaya başladım.
önce onu bir yere oturtur, karşısına geçip fotoğrafını Ne kazıdıgımı da ne aradıgımı da bilmiyorum. Biraz
̆
̆
çekerdim. O bana poz verirdi. Öyle yumuşatırdım uzaklaşıp karşısına geçtim. Inanamadım butun gece
̈
̈
ortamı. Makarios'un pazarlık gücünü kırmak için. ruyamda ugraştıgım o kuş karşımdaydı. Bu sene
̈
̆
̆
Kısmen etkili de olurdu...' derdi. Denktaş dogayı severdi, renklendirdim daha iyi anlaşılsın diye. Bu agacın
̆
̆
sanatı severdi. Kıbrıs benim için çok ozeldi ve çok uzerindeki oyma desenin hikayesi de budur...”
̈
̈
̂
onemliydi. Denktaş da oyle. Denktaş 2003 yılında
̈
̈
̆
Devlet Başkanlıgı'ndan duşuruldugunde, bende bir Konudan konuya atlarken, Nezih Demirkent'i
̈
̆
̈
̈
̈
̈
daha Kıbrıs'a gelmem dedim. Oradaki evimi de sattım. tanıdığını tahmin ettim ve onu da konuşalım
Bodrum'a taşındık sonra da...” istedim. Erol hoca ile yıllar önce tanıştığımda
kendimi tanıtırken, 'Nezih Demirkent'in rahle-î
Çok güzel bir ev. Bahçesi de muhteşem... risâlesinden geçtim...' dediğimde, sıkı bir adamın
̆
-“Burada beş zeytin agacı var. Yaklaşık 180-200 elinden çıkmışsın belli demişti.
yaşındaymış. Anadolu Uygarlıgının bir simgesidir -“Nezih Demirkent'i çok iyi tanırım. Hayatını
̆
̈
̆
zeytin ve olumsuzlugu simgeliyor. Geçmişte gazetecilige adamış bir adamdı. Gazetecilik meslegini
̈
̈
̈
̈
̆
̆
aydınlanmadan, gıda ihtiyacına kadar ve hatta her şeyin uzerinde tutan bir insandı. Bazı
̈
çekirdeklerinden yapılan odunlar ile ısınma akademisyen arkadaşlarım ile bir dergi çıkarıyorduk.
ihtiyaçlarını karşılamaya kadar birçok alanda Bir seferinde bankacıydı sanıyorum, bir dost Metin
̂
̂
kullanılmış. Hala birçok alanda kullanılıyor. Zeytin dalı Boysan 'Bir metin buldum, yurtdışından faks ile bana
barışın da simgesi aynı zamanda. Burada beş zeytin
agacının altında olmak bana huzur ve mutluluk
̆
veriyor. Bu agaçlar olmasaydı ben bu evi almazdım. Ev
̆
̆
sonuçta bir beton ya da taş yıgınından başka bir şey
̆
degil. Uç ormanım var benim. Biri eski izcilik
ormanım, digeri 1993 yılında Fatih Sultan Mehmet
̆
̈
̈
Koprusu'nun Anadolu çıkışında sagda benim onerimle
̈
̈
̆
̈
TUGEV ve Kıbrıs Araştırmaları Vakfı olarak bir orman
kurduk. Ben o donem Kıbrıs Araştırmaları Vakfı
̈
Başkanı'ydım. 1995'de de Kıbrıs'ta buyuk orman
̈
̈
yangının ardından binlerce Edremit zeytini idanı
getirttim ve yanan agaçların yerine dikilmesini
̆
organize ettim. Bunu kendi çabalarımla
̈
gerçekleştirdim ve gunlerce bizzat kendim de
̆
dikiminde bulundum. Dogayı ve yeşili çok severim.
̆
1980 yılında ilk defa Japonya'ya gittigimde oraya has
̆
bir lale soganını getirdim. Herkes dalga geçti. 'Herkes
Nezih Demirkent
www.bgdergi .com 23 eylül-ekim-kasım 2018