Etiket: Haluk Şahin nerede yazıyor?
Bilim ve teknoloji ilerledikçe insanların gerçeği daha kolay bulacakları, uygarlığın temel aksiyomlarından birisiydi. Ne var ki, hep öyle olmuyor, gerçeği ve hakikati bulmak daha da zorlaşabiliyor. Alın teknolojinin şu yapay zekâ (YZ) harikasını. Normal insanın saatler hatta günlerce çalışarak toplayamayacağı bilgileri saniyeler içinde topluyor, değerlendiriyor ve aklınızdaki soruya şıp diye...
27.11.2023
0
Son zamanlarda, özellikle İsrail-Hamas savaşı başladığından beri sık sık soruyorum: Acaba Orta Çağ’a geri mi döndük? Ya da: Acaba “yeni” bir Orta Çağ’a mı girdik? Hatta Son Çağ’a? Orta Çağı belirleyen özelliklerden başta geleni dinsel bağnazlıktı. Bununla ilintili olarak sık sık savaşlar patlak verir, bazen bu savaşlar büyür, Haçlı seferlerine...
20.11.2023
Dünyanın hali hiç iç açıcı değil. Hele son haftalarda asla olmayacağını düşündüğümüz şeyler oluyor. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilere yapılanlardan sonra soykırımın asla açıkça savunulamayacağına inanmıştık. “Bir daha asla!” O tarihin çöp sepetine gitmişti! Ama o da ne? Televizyonda temiz yüzlü bir Yahudi kız çocuğu Gazze’eki bütün çocukların öldürülmesi gerektiğini...
07.11.2023
SANA DÜN EMİNÖNÜ’NDEN BAKTIM İSTANBUL… Hala karınca yuvası gibisin. Karmaşan hala devam ediyor. Bir telaş, bir telaş. Hala 72 millet etrafta, konuşmalar Babil kulesini anımsatıyor. Güvercinlerin kanat sesleri, martıların çığlıkları, vapur düdükleri birbirine karışıyor… Tam bir kaos! İlk kez gördükleri İstanbul’u anlatmaya çalışan yabancıların en çok kullandıkları sözcüğün “kaos” olduğunu...
09.10.2023
Köşe yazarlığı yıllarımdan da bilirim. Bazı yazılar hiç beklemediğiniz kadar ilgi uyandırır, heyecan yaratır, övgü ya da tepki alır… Kamuoyu ummanında buzdağı gibi yüzen bir suskunluk sarmalına toslamışsınızdır. “Suskunluk sarmalı” bir çeşit karın ağrısıdır. Kişinin söylemek istediği bir şey vardır, ancak etrafta egemen olan görüşe ters düştüğü için söylemeye cesaret...
30.08.2023
Soruşturmacı gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Timur Soykan Kitap Fuarı’nın davetlisi olarak bir kez daha Bozcaada’ya geldiler. Her yıl olduğu gibi bu yıl da toplantı öncesi onları tanıtma onuru bana verildi. Onların vaktinden çalmamak için tanıtma konuşmamı kısa kestim. Söylemek isteyip de tam olarak dile getiremediğim bazı konulara burada...
31.07.2023
Robotlar mı yoksa algoritmayı yazanlar mı? Büyük patronlar ekonomik kriz bahanesiyle fabrikadan yeni işçiler çıkartılmasına karar verdiler. Kimlerin çıkartılacağına karar vermek üzere yönetim robotlarına başvurdular. Robotlar ilk çıkartılacakları hemen saptadılar: Hasan ile Zehra bunlar arasındaydı. Hasan, mesai aralarından sonra işine dönmekte birkaç kez gecikmiş; Zehra’nın ise son haftalarda üretimi düşmüştü....
10.07.2023
13 Mayıs günü dışardan ilk kez Türkiye’ye bakan birinin seçimlerin nasıl sonuçlanacağını kestirmesi kolaydı. Son altı aydır ülkede olup bitenler sonucun ne olması gerektiğini açıkça söylüyordu: Yönetimi değiştirmek! Başka çaresi yoktu. Durum feciydi ve daha kötüye gidiyordu. Dehşet verici hayat pahalılığından, onbinlerce insanın ölümüne yol açan depremin ardından yaşanan perişanlıktan,...
17.05.2023
İzmir Gündoğan Meydanı’ndaki büyük mitingi gördükten şöyle düşündüm: “Bu seçimin sonucu ne olursa olsun, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” Daha birkaç yıl önce bir araya gelmeleri mucize sayılacak beş benzemez (pardon “altı”) liderin eşleriyle birlikte o mahşeri kalabalığın önüne çıkıp kalp işareti yapmaları gerçekten derin simgesel anlamları olan “ikonik”...
02.05.2023
TARİHİN SIRAT KÖPRÜSÜNDEKİ ADAM: KILIÇDAROĞLU Bu dizinin ilk yazısında üç yöntemden söz etmiştim: At yarışı, kıyamet, bir-şey-değişmez yöntemleri. Bu kez onlardan da çok kullanılan “düello” yönteminden söz edeceğim. İki yiğit çıkmıştır meydane ve kampanyanın öyküsü onların kapışmasının öyküsüdür. Aşil ile Herkül gibi… Bakalım birbirlerine ne oyunlar yapacak, ne hilelere başvuracaklardır…...
19.04.2023