Bodrum Gündem

KÖŞELERE PARK ETMEYİN…

10.05.2010
0
A+
A-

Farsça gûşeden Türkçeleşen ve dilimizin malı olan köşe kelimesi ile ilgili de birçok deyim vardır:

′′Köşe kapmak′′,  ′′köşe olmak′′, ′′köşeyi dönüvermek′′, ′′köşe başı tutmak′′, ′′köşe kadısı′′, ′′baş köşe′′ . İnsanoğlunun bildiği, öğrendiği, ürettiği, her bilgi her varlık ve kavram, dilde ifadesini bulur. Yani önce bir şey yaşanır, sonra ifade edilir. Toplumuzda özellikle son yirmi yıldır köşe kapmaca çok yaygınlaştığından, köşe ile ilgili deyimler adeta bilinçaltlarını esir etmiş durumda. Sigaranın özgür olduğu dönemlerde toplumun orta kesimleri,  ′′zengin olamıyoruz, bari zengin sigarası içerek kendimizi öyle hissedelim′′ psikolojisiyle en pahalı markalı sigaraları kullanırdı. Ezilmişlik, geri kalmışlık, bir türlü arzu edilen yere gelememe toplumun bireyleri tarafından türlü biçimlerde ifade edilir.  Sanırım Türkiye′de sokak köşelerine  park etme hastalığı da, ′′köşe′′ terimine ilişkin deyimlerin bilinçaltında bıraktıkları izin bir ifadesi: ′′Hayatta köşe olamadık bari sokağın köşesini kapalım′′ psikolojisi. Oysa Resmi Gazete′nin 9 Mayıs 2010 sayısına bir göz attığımızda İl Trafik Komisyonu yönetmeliğinde şöyle bir madde görürüz: ′′ana caddeler ve şehir trafiğinin yoğun olduğu ara sokaklarda trafiği aksatıcı ve akışını engelleyici şekilde hareket eden ve uygunsuz park eden ( sokak köşelerine, kaldırıma dik şekilde, 2. Sıra park ve benzeri ) araçların denetlenmesi, bu kurallara uymayan araçlara yerinde cezai işlemin yapılması′′.  Sanırım ehliyet kurslarında da öğretilen bir konudur araç dönüşlerini engellememek için köşelere park edilemeyeceği. Ama toplumun hissiyatı, psikolojisi her şeyin üstünde anlaşılan. Ama benden tavsiye siz siz olun köşelere par etmeyin, sonra dedikodu olur ′′Hayatta bir şey olamadı, bilinçaltından kaptı köşeyi′′ derler hakkınızda… Ventolin price


buy Promethasin online


Ya yaratacağı risklere aldırmadan bir telaş önündekini sıkıştırıp, ittirip kaktırıp hışımla öne geçtikten  order Cytotec online sonra arkada bıraktığıyla aynı hızla yoluna devam eden, ya da zaten ışıklara gelindiği için acı bir frenle durarak aynı çizgiye gelenlere artık ne demeli bilmem. Gerçek yaşamda geri kalmış kişilerin psikolojisi trafikte yansımasını böyle buluyor olmalı. Eziliyorlar birinin arkasında direksiyon sallamaktan. Sanki bu onlara ′′gerisin işte! geridesin′′i hatırlatan sinir bozucu bir durum, ille de önde olacaklar, rahatlayacaklar. Bu çok yaygın davranış bir zaman ekonomisi, gittiği yere bir an evvel varma telaşı falan da değil aslında. Öyle zamanı kıymetli bir millet olsak kahvehaneler dolup taşmaz, insanlar boş boş havaya duman üfleyerek geçirmezdi ömürlerini. Bu sadece çevreyle ilkel bir zihinsel yarışma, bir tür aşağılık kompleksi sanırım.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.